Fatıma Güner

Sosyal hayatın temelini oluşturan ailenin tarihi, insanlık tarihi ile başlar diyebiliriz. Hz. Âdem ve Hz. Havva ilk aileyi oluşturmuşlardır. O andan itibaren insanlar, aile kurulmasına ve ailenin korunmasına büyük önem vermiştir. Peki, aileyi toplumlar için bu kadar önemli kılan nedir?

Aile, toplumun en küçük parçası, temel taşı olarak kabul edilir. Bu nedenle dinler ve toplumlar için aile son derece değerli ve önemlidir. Aile, içinde bulunduğu toplumun özelliklerini taşıdığı gibi, toplumu şekillendirecek bireyleri de oluşturur. Aile, insanları hayata hazırlayan ilk basamaktır. Bu küçük kurumda tecrübe ettiklerimiz, bizim hayat görüşümüzü şekillendirir. Dinî ve ahlaki değerlerimizi; toplumsal kuralları; örf, âdet, gelenek ve görenekleri; milletimizin ideallerini, kutsallarını ve değerlerini ilk önce ailemizden öğreniriz. Aileler nasıl bireyler yetiştirirse, toplum da öyle bireyler kazanır. Aile yapısının bozulması sonucu toplum da bozulma sinyallerini vermeye başlar.

Dinler ve devletler için son derece önemli olan ailenin kurulması; evlilik, yani nikâh akdi ile sağlanır. Nikâh, erkek ve kadının birbirlerine eş olmak için yaptıkları bir anlaşmadır. Bu anlaşma sonucu aile oluşur. Nikâhın dinî ve toplumsal anlamda iki önemli işlevi vardır. Bunlar; sağlıklı bir nesil ve hukuki anlamda tanınmış bireyler ile kadın erkek beraberliğinin meşru kılınmasını sağlayacak tek yol oluşudur. Nikâh ile beraber ailenin hukuki varlığı tanınır; eşlerin hakları devlet tarafından bilinir; soy, nesep, kimlik, anne, baba ve evlat hakları, miras konuları belirlenmiş olur.

Evliliği kendisinin ve önceki peygamberlerin sünneti olarak niteleyen Hz. Muhammed (s.a.s.) (Buhârî, Nikâh,1), imkânı olanları evlenmeye teşvik etmiş; evliliğin, iffeti koruma ve neslin devamı açısından önemini vurgulamış (İbn Mâce, Nikâh, 8), evliliğin kalıcı olması ve mutluluk içinde sürmesi için eşler arasında denkliğe dikkat edilmesini, evlenmeden önce eşlerin birbirlerini görmesini tavsiye etmiş (Buhârî, Nikâh, 15), velisiz nikâh yapılmamasını (Buhârî, Nikâh, 36), nikâhta mutlaka kadının rızasının alınmasını istemiş (İbn Mâce, Nikâh, 11) ve evlilik ilişkisinin ciddi bir sebep bulunmaksızın sona erdirilmesinden Allah’ın hoşnut olmadığını belirtmiştir (Ebû Dâvûd, Talâk, 3).

Günümüzde aile yapısı önemli değişmelerle karşılaşmıştır. Öncelikle aileler geniş aileden çekirdek aileye evrilmiş; bu durum, olumlu ve olumsuz etkileriyle topluma yansımıştır. Olumlu yanı, bireylerin daha bağımsız olması şeklinde kendini gösterirken olumsuz yanı akrabalar arasındaki yakınlığın azalması sonucunu ortaya çıkarmıştır. Ayrıca hız ve haz odaklı günümüz dünyasında, çiftler en ufak sorunlarda evliliği sonlandırmakta, aileleri için çabalamaktan, mücadele etmekten vazgeçmektedirler. Oysa aile, korunması gereken en kutsal toplumsal yapıdır.

Yine günümüzde maalesef gençlere, gelecek nesillere kötü örnek olacak şekilde evlilik ve aile kurumu yok sayılmakta; sosyal medya, televizyon dizileri, filmler, bazı gençlik kitapları nikâhsız yaşamı, ailesiz toplumu teşvik etmektedir. Kontrolsüz olarak çocuk ve gençlerin önüne sunulan bu yapımlar, onların düşünce dünyasını olumsuz etkilemektedir. Ayrıca kadın ve erkeğin hayattaki rolleri, birtakım kişiler ve “izm”lerce sarsılmakta, çocuklarına rol model olması gereken ebeveynler, kendi rol karmaşalarıyla boğuşmaktalar. Kişiler, özgürlük adı altında dinin ve toplumun kabul etmeyeceği bir şekilde nikâhsız yaşamayı normalleştirmekte hatta nikâh akdini çağ dışılıkla suçlamaktalar. Bu durum, toplumda sarsılmalara sebep olmaktadır. Aile birliğinin bozulması, toplumun bozulması demektir. İslam dini, ailenin korunmasına büyük önem vermiş, nikâhsız birlikteliği zina olarak niteleyerek bunun büyük günahlardan olduğunu bildirmiştir.

İnsanları helal olana, nikâhlı birlikteliklere teşvik etmemiz gerektiği şu günlerde ise evlilik öncesi gelenek görenek adı altında yapılan, israfa kaçan türlü masraflar, evliliği sırtlara bir kambur gibi yüklemekte, gençleri evlilikten soğutmaktadır.

Nikâh, basit bir sözleşme değildir. Kadın ve erkeğin bir çift olarak devlet ve toplum tarafından resmen tanınması, karşılıklı hak ve sorumluluklara resmen sahip olmaları demektir. Bununla beraber nikâh, birliktelikten meydana gelmiş olan çocukların haklarının korunması açısından son derece önemlidir. Nikâhsız birliktelikler, toplumun temel taşı olan aile birimine zarar vermekte; toplumda zinanın artmasına, normalleşmesine sebep olmaktadır.

Sağlıklı toplum sağlıklı bireylerden, sağlıklı bireyler ise sağlıklı ailelerden oluşur. Bizler, ailenin ne kadar önemli bir kurum olduğunu, evimizin ve ailemizin bizim en değerli sığınağımız olduğunu fark etmeli, buna göre davranmalıyız. Eşler olarak birbirimize yük değil, destek olmalı, çocukları aile ortamından soğutmamalıyız. Aileyi korumak, hem dinî hem de toplumsal olarak son derece önemli bir vazifedir.

"Ey Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.” (Furkân, 25/74)

Editör: Mehmet Çalışkan