Dünün Ardından

Muhammed Kâmil Yaykan

Gerek dinî gerek ahlaki gerekse ferdi ve içtimai hayata dair pek çok kitapla halkımıza hitap eden Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları’nın edebiyat dünyasında da ses getiren bir çalışması var: Kitaptakvim. İsmiyle müsemma Kitaptakvim, hem kitap hem de takvim hüviyetinde. Günün tarihi, o güne ait olayların bilgisi, hadis veya ayetlerden oluşan duaların yer aldığı takvimin ön sayfasını; her biri diğerinden güzel ve özgün, telif öykü ve denemelerin bulunduğu takvim arkası sayfası takip ediyor. Dolayısıyla Kitaptakvim; hem günü ve güne dair hususları hem de arkası yarın tadında okuyacağınız metinleri size bir arada sunuyor.

Neler yok ki bu metinlerde. Birbirinden kıymetli kalemlerden çıkan, sizi aynı anda pek çok duyguya gark eden hikâyeler; her satırında size farklı kapılar açan denemeler ve daha niceleri…

Editörlüğünü Abdulbaki İşcan’ın yaptığı Dünün Ardından serisi; yayın ekibinin özverili çalışmalarıyla hayat bulan, okura ulaşana kadar bin bir emek ve zahmetle hazırlanan Kitaptakvim’in meyveleri. Seri üç kitaptan mürekkep: Denemeler I, Denemeler II ve Öyküler.

Her ne kadar geçip gitmiş olsa da bizde tekrar ve tekrar hayat buluyor dünde kalanlar. İnsan, düne dair yaşanmışlıklarla yarınlara bakıyor, mücadelesini dünden getirdikleri ile sürdürüyor. Dünün Ardından, sadaktaki temrinleri daha da mukavemetli hâle getiriyor. Hayata dair iz bırakan her metin okurda farklı yankılara dönüşüyor. Dilde seda bulan yankı, gönüllere dokunuyor…

Takvimin kitaba evrilmesi değil Dünün Ardından, metnin ana yurdunda mukim olması. Önce raflarda, sonra ellerde, nihayet dağarcıkta yer bulması… Zaten bir kitap da bunu arzulamaz mı? Bu amaçla yola revan oluyor bu eserler, karşımıza bu duygularla çıkıyor. Bu seyahati ise “Ön Söz Yerine” şöyle dile getiriyor: “Dün yaşanan ve söylenenlerin, her kapının eşiğine ulaşmak için aradığı nazik bir yol.”

Dünün Ardından, kalpten kalbe giderken okurla buluşuyor…

Masal Kitabım

Değerlerini muhafaza edip gelecek nesillere aktarabilen toplumlar, onu yıkıma uğratabilecek zararlı etmenlerin üstesinden kolaylıkla gelebilir. Bu aktarımın en önemlilerinin başında ise küçükken dinlediğimiz masallar gelir. Çocuk, masallarla öğrenir, masallarla yaşar, kendini o karakterlerle özdeşleştirir ve oradaki “iyi”ler gibi olmaya özen gösterir.

Başkanlığımız yayınları arasından çıkan Masal Kitabım, yüzyıllardan süzülen pek çok millî ve manevi değeri çocuklarımıza aktarıyor. Nehir Aydın Gökduman’ın kaleme aldığı eser, çocuklarımızın karakter inşasında ailelere ve küçük dimağlara yeni ufuklar açıyor.

“Boş Saksı” masalı dürüst olmanın değerini aşılıyor minik yavrularımıza; “Kimin Evi?” masalı anlaşmanın önemini; “Üç Kardeş” ise çalışıp başarmanın kıymetini… Sadece bunlar yok Masal Kitabım’da. İnsana ve insanlığa dair pek çok değerin ele alındığı, çocuklarımıza bu güzel hasletlerin öğretilmeye çalışıldığı eser tam 80 masaldan mürekkep.

Birbirinden renkli sayfalarıyla, birbirinden güzel masallarıyla okunmayı bekliyor Masal Kitabım. Çocuklarımıza şöyle gönül rahatlığıyla sunabileceğimiz bir içerik ve üslupla…

Şiddetsiz İletişim

Tuba Abuzeroğlu

Muhatabımızın sarf ettiği  bir cümle bütün dengemizi sarsar bazen. Söylenileni benliğimize tehdit olarak algılarız. Buna karşılık mizacımıza uygun olarak tartışma, küsme ya da içimize atma gibi farklı tepkiler gösteririz. Bazen karşımızdakinin davranışlarını başka duygu ve olaylarla birleştirip öfke nöbetine tutuluruz. Evin ortasındaki bir çorap, henüz hazır olmayan yemek, yapılmamış bir ödev ya da  dağınık bir oda bizi tetikler ve o an asıl beklentimizi ve ihtiyacımızı değil öfkemizi ifade ederek muhatabımıza duygusal şiddet uygularız.  Bu  durum ilişkilerimizi yıpratır, iki tarafın da kendini kötü hissetmesine sebep olur. İşte bu noktada bütün ilişkilerimizde dengeleyici olan empati yeteneğimizi geliştirip kullanarak, duygularla olayları ayırt ederek, daha sağlıklı bir zeminde konuşup anla/ş/mayı  sağlamak için önerilen yöntem şiddetsiz iletişimdir. Bu yöntem bize benliğimizden taviz vermeden muhatabımızı anlamayı, duygu ve ihtiyaçlarımızı ifade ederken, karşımızdakini suçlamayan, yargılamayan empatik bir dil kullanmayı tavsiye eder.

Olumsuz duygularımızı ya da karşıt görüşlerimizi,  kendi ihtiyaçlarımız üzerinden ben dili kullanarak, öfkelenmeden, kimseyi yargılamadan, etiketlemeden ifade etmenin yollarını sunan Marshall B. Rosenberg’in Şiddetsiz İletişim kitabı belki de sosyal ilişkilerimizin kalıcı bir şekilde güzelleşmesine kapı açar…

Editör: Mehmet Çalışkan