Kağan Yaman

Annapurna I, Nanga Parbat, Manaslu, Dhaulagiri I, Cho Oyu, Makalu, Lhoste, Kançencunga, K2. Okuduğunuz bu isimler dünyanın en yüksek 10 dağının kısadan uzuna doğru sıralanmış listesi. Daha doğrusu 10 ila 2 numaralar arası. Listenin başında ise adını hepinizin bildiği 8848 metrelik Everest Tepesi var.

Bu onlunun en kısası 8091 metre yükseklik ile Annapurna I.

Kısa dediğimize bakmayın, az önce hayal ettiğiniz sekiz kilometrelik yüksekliğe sahip bu dağ.

Uçakların ortalama 10 kilometre yükseklikte uçtuğunu da ekleyelim yeri gelmişken. Yani aslında ne kadar küçük olduğumuzu… Bu vesile ile bir kez daha hatırlayalım şu ilahi buyruğu: “Yeryüzünde böbürlenerek yürüme. Çünkü sen yeri asla yaramazsın, boyca da dağlara asla erişemezsin.” (İsrâ, 17/37.)

Everest o kadar yüksektir ki zirvesi troposferin neredeyse çatısına ulaşır. Bu da oksijen eksikliğinin ciddi bir biçimde hissedilmesi anlamına gelir. Buna hızı 100km/s’e varan rüzgârları ve -70’e düşen soğukları da ekleyelim.

Dünyanın en yüksek on dağı içinde en tehlikeli olanı ise Annapura 1’dir. Tam altı zirvesi olan bu dağdaki ölüm oranı %40’ın üzerindedir. 2014’te gerçekleşen bir kazada dağda mahsur kalan dağcılardan 43’ü can verdi. Hayatta kalanların pek çoğu ise soğuk ısırması sebebiyle uzuvlarını kaybetti.

Ay’da İlk Filizler

Çin Ulusal Uzay İdaresi tarafından Çang’ı-4 isimli uzay aracı ile Ay’a bilimsel araştırmalar için pamuk tohumları gönderilmişti. Çang’ı-4, Ay’ın karanlık yüzüne yani Dünya’ya bakmayan tarafına iniş yapmıştı.
Pek çok bilim insanı ve uzay meraklısı tarafından merakla takip edilen test, planlandığı gibi başlasa da ne yazık ki başarısızlıkla sonuçlandı. Ay’a gönderilen pamuk tohumları önce filizlendi. Ancak gündüzleri güneşe ve radyasyona dayanıklılık gösteren filizler, özellikle Ay gecelerinde -170 dereceye düşen sıcaklıklara dayanamadı ve dondu. Öte yandan uzmanlar bu başarısızlığın gelecekte birçok başarının önünü açacağı hususunda hemfikir.

KISA KISA KISA 

Dokuz Beyin: Gezegenimizde milyonlarca tür yaşıyor. Bu türlerin çok büyük bir kısmı ise suda… Su canlısı dediğimizde akla ilk olarak balıklar geliyor ama denizin kadim sakinlerinden olan ahtapotlar sekiz bacaklı, üç kalpli ve tam dokuz beyinli.

Mars Yaşı: Eğer Mars’ta yaşasaydınız Dünya’da 30 yaşınıza bastığınızda Mars’ta henüz 16 yaşında olacaktınız. Çünkü bir Mars yılı 1,8809 Dünya yılına eş; yani tam olarak 1 yıl, 320 gün, 18 saat, 12 dakika.

Zebra Çizgileri: Bilim insanlarının yaptığı bir araştırma, zebraların çizgileri hakkında oldukça ilginç bilgileri içeriyor. Araştırmaya göre siyah beyaz çizgiler, ölümcül hastalıklar taşıyan sineklerin akıllarını karıştırıyor. Aklı karışan sinekler ise zebraların üstüne konmaktan vazgeçiyor.

Kan Bağışı Hayat Kurtarır

Kan, hayat sıvımız. Vücudumuzun en önemli ihtiyacı… Yaklaşık 80 kiloluk yetişkin bir insanda ortalama altı litre kan bulunmakta. Vücudun şoka girmesi ya da ölümcül bir durumun ortaya çıkması için kan miktarının yüzde 20 azalması yeterli. Henüz yapay olarak üretilemeyen kan, yalnızca insandan insana nakledilebiliyor. Dolayısıyla kanın her damlası önemli.

6-12 Mayıs yani Kan Haftası, kanın ve naklin önemini bir kez daha hatırlatıyor bize. Ülkemizde her dört saniyede bir ünite kana ihtiyaç duyuluyor. Bir ünite kan ise üç kişiyi hayata bağlıyor.


 

Editör: Mehmet Çalışkan