Abdest, ibadetlerimizi yerine getirmeden önce ön şart ve kendisi de ibadet olan hükmî bir temizliktir. Özellikle ibadetler bağlamında abdest almayı gerektiren durumlara küçük kirlilik (hades-i asgar) ve büyük kirlilik (hades-i ekber) adı verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de, “Ey inananlar! Namaza kalktığınızda yüzlerinizi, dirseklere kadar kollarınızı yıkayın, başlarınızı mesh edin ve topuklara kadar ayaklarınızı yıkayın” (Mâide, 5/6) buyrulmuştur. Abdest hem maddi hem de manevi temizlik özelliğini taşır.

Dolayısıyla bedenimiz için maddi ve manevi faydaları vardır. Ayrıca abdest, ibadetlere manen hazırlanmamıza da yardım eder. Peygamberimizin mümkün olduğu ölçüde abdestli hâlde bulunduğunu biliyoruz. Bu durumda bizler de imkân nispetinde her işimize abdestli başlamaya gayret etmeliyiz. Cünüplük, hayız ve nifas gibi hükmî kirlilikten temizlenme amacıyla bütün vücudu su ile yıkamak “gusül abdesti”, “boy abdesti” ya da “büyük abdest” diye isimlendirilmiştir. “Eğer cünüpseniz iyice temizlenin” (Mâide, 5/6) ayeti gereğince cünüplük hâlinde veya hayız ve nifas sonrasında gusül abdesti almak akıl baliğ olan her Müslümana farzdır.

Editör: Mehmet Çalışkan