Zemzem içerken okunacak dua

اَللّٰهُمَّ إِنِّى أَسْأَلُكَ عِلْمًا نَافِعًا وَ رِزْقًا وَاسِعًا وَ شِفَاءً مِنْ كُلِّ دَاءٍ وَ سَقَمٍ

(Allahümme innî es'elüke ilmen nâfiân, ve rızkan vâsian, ve şifâen min külli dâin ve sekam.)

"Allah’ım Senden faydalı ilim, bol rızık ve her türlü dert ve hastalığa karşı şifa niyaz ediyorum."

Zemzem ne demektir?

Kâbe yakınındaki kuyudan çıkan, müslümanların büyük değer verdiği su. Zemzem, Mescid-i Harâm’da Hacerülesved’in tam karşısında Kâbe’ye 19 m. uzaklıkta yer alır. Suya bu isim “bol ve akıcı olma, Cebrâil’in konuşma sesi, akarken çıkardığı ses, şimşek sesi, nereden geldiği belli olmayan ses” anlamlarındaki zemzem ile (zemzeme, zemmezem, zümmezim, zemmizem) arasında bir ilişki kurularak verilmiştir

Hz. İsmâil’in annesi Hâcer’in, uzun arayışlardan sonra İsmâil’i bıraktığı yerde suyun kaynağından fışkırarak aktığını görünce, “Yavaş yavaş ak, dur!” demesi veya etrafa yayılmaması için çevresini kumla çevirmesinden dolayı bu adı aldığı da ileri sürülmüştür. İbn Abbas zemzeme “su sesi” mânasını verir. Kelimenin Farsça’da “atların su içerken çıkardıkları ses” anlamındaki “zemzeme”den türetildiği de söylenmiştir.

Zemzemin Özellikleri 

Zemzem, Kâbe'nin doğusunda, Cenâb-ı Hakk'ın Hz. Hâcer ile oğlu Hz. İsmail'e ihsan ettiği suyun yerinde kazılan, mübârek kuyunun suyudur. Yeryüzündeki suyun efdalidir.

  • Resulullah (sas), “Zemzem suyu ne amaçla içilirse ona yarar sağlar” (İbn Hanbel, III, 357) buyurmuştur. Kimi hastalıklarına şifa bulma, kimi boğazından haram lokma geçmemesi niyetiyle içer. Hz. Ömer kıyamette susuzluk çekmeme duasıyla zemzemi içmiştir.

Hacı da, tıpkı Hz. İbrahim ile oğlu İsmail’in Kâbe’yi ibadet için temizledikleri gibi, tavaf ederken gönül evi olan kalbini takva ile tertemiz yapar. Kalbindeki kirleri yıkar, yakar, yok eder ve zemzeme/arınma suyuna gelir. Orada bu defa o mübarek su ile midesini temizler. Bir daha haram lokma, şüpheli rızık girmeyecek hâle gelinceye kadar arındırır. Nefsini, aç gözlülüğünü doyuracak kadar içer. Haramdan beslenme hastalığına şifa verecek kadar doyasıya içer. Tamahkâr nefsi susuncaya, vicdanı takva kararını duyuncaya, ruhu onunla doyuncaya kadar içer. Hacdan sonra, zemzemle temizlediği midesini tekrar bozmamaya, kazancını haramlarla kirletmemeye, çocuklarını haksız kazançla besletmemeye söz vererek kana kana içer. 

Özellikle veda tavafından sonra Beytullah'a karşı ayakta durup, Kâbe'ye bakarak kana kana içmek, başına ve vücuduna dökünmek sünnettir.

  • Evliya Çelebi, dünya suları lezzetini taşımayan ve biraz tuzlu olan zemzemin gün içinde bile farklı özellikler gösterdiğini ve sabahtan itibaren yatsıya kadar gül, menekşe, yasemin gibi çiçeklerin yanında saf süt kokusu hissedildiğini kaydeder (Seyahatnâme, IX, 386).
  • Zemzemin susuzluğun yanı sıra yemek ihtiyacını da giderdiğine dair İslâm öncesine ve sonrasına ait çok sayıda örnek vardır.

Hz. Peygamber’in dadısı Ümmü Eymen onun sabahleyin zemzem içerek güne başladığını, bazan gün boyunca yemek yemediğini söyler (İbn Sa‘d, I, 133). Ebû Tâlib’in kızı Ümmü Hânî’nin evinde içine zemzem konan kova “aç doyuran” diye meşhur olmuştur (Fâkihî, II, 47). 

Hz. Peygamber’in (sas) risâletini işiten Gıfâr kabilesinden Ebû Zer (ra), Mekke’ye gelir. Sadece onu sorduğundan dolayı Mekkelilerden bayılıncaya dek dayak yer Ebû Zer (ra). Kalktığında Zemzem’e giderek kıpkırmızı olan elbisesindeki kanı yıkar ve suyundan içer. Nihayet bir gece Allah Resûlü (sas) ile karşılaşır. Onu İslâm selâmı ile ilk selâmlayan Ebû Zer (ra) olur ve Kutlu Elçi (sas) ile tanışır. Ve aralarında şu konuşma geçer: Allah Resûlü (sas) sorar: "Ne zamandan beri buradasın?"

"Tam otuz günden beri buradayım."

"Peki, seni kim doyuruyordu?"

"Zemzem suyundan başka yiyeceğim yoktu. Fakat karnımın kıvrımları kaybolacak kadar kilo aldım. Açlık da hissetmiyorum."

"O (zemzem) gerçekten mübarektir, o gerçekten doyurucu bir gıdadır." (İbn Hanbel, V, 174)

Zemzem nasıl içilmelidir? 

Zemzem, kıbleye dönülerek besmele okunduktan sonra sağ elle ve üç nefeste gözü sudan ayırmadan, “Allahım! Senden faydalı ilim, geniş rızık ve her türlü hastalıktan şifa diliyorum” duasıyla içilmeli ve Allah’a hamdedilmelidir. Yaygın olan görüş diğer içeceklerin aksine zemzemin ayakta içilmesi yolundadır.

 Zemzem kuyusundan geldiğini söyleyen bir şahıs ile İbn Abbâs (ra) arasında şöyle bir konuşma geçer: 

"Zemzemden lâyıkıyla içtin mi?"

"Bu nasıl olur?"

"Zemzem içerken Kâbe’ye (kıbleye) yönel, Allah’ın (cc) ismini an, üç nefeste ondan kana kana iç. Zemzem suyunu böylece içtikten sonra Yüce Allah’a (cc) hamd et. 

Zemzem, bol bol içildiği gibi abdest ve gusülde de kullanılabilir. Ancak, istincâda, necâsetlerin kullanılması mekruh görülmüştür.

Hz. İbrâhim ve İsmâil’in uyguladığı gelenekleri düzenleyen Hz. Peygamber (sas) ashabına bol bol zemzem içmelerini ve memleketlerine götürmelerini tavsiye etmiş, bizzat kendisi de Mekke’den Medine’ye sık sık zemzem getirtmiştir (Tirmizî, “Ḥac”, 112)

Hacılar, bu sudan memleketlerine götürerek teberrük ve hayır kasdı ile ziyaretçilerine ikrâm ederler.

Editör: Hüsne Yılmaz