Sorumludur insan kendisinden, çevresinden ve en çok da ailesinden. Endişe eder mükellef olduğu emanetlerin hakkını yerine getirememekten. Göz aydınlığı, gönül süruru, Allah’ın emaneti olan yavrusuna bırakacağı en güzel mirasın güzel ahlak ve terbiye olduğunu bilir. Müslüman, en güzel amellerden birinin salih evlat yetiştirmek olduğunun bilincindedir. Bu bilinçle evladını Kur’an ikliminde yetiştirmek onun en büyük derdidir.

Çocukların Kur’an ile buluştuğu yaz Kur’an kursları, Kur’an ikliminin en canlı yaşandığı zaman dilimlerinden biridir. Okulların tatil olmasıyla sokaklarda tatlı bir telaş başlar. Elinde Elifba cüzüyle, koltuğunun altında sımsıkı tuttuğu Mushaf’ıyla caminin yolunu tutan çocuklar, yeryüzünü güzelleştiren çiçekleri andırırlar. Çocukların cıvıltılarıyla şenlenir yaz boyunca camiler. Güler yüzlü, tatlı dilli, sabırlı, merhamet timsali hoca efendiler farkındadır rahlenin önüne diz çöken müstesna emanetin. Her gün yeni bir heyecanla hazırlanarak geldiği derste fethetmeye başlamıştır minik gönülleri.

Hep bir ağızdan okunan surelerle sözlerin en güzeli Kelamullah, cami kubbelerinde yankılanır. Siyer dersinde Kutlu Nebi’yle tanışan tertemiz gönüller onun yüce ahlakıyla öğrenirler sevgiyi, saygıyı, merhameti, nezaket ve zarafeti. Fıtrat gereği Rabb’e yakın olan masum kalpler namazla miraca çıkmayı talim ederler. Anlatılan peygamber kıssalarını pür dikkat dinlerler. Çok sevdiği Peygamber’inin her biri yıldızlara benzetilen güzel arkadaşlarıyla tanışırlar. Paylaşmanın, kardeşliğin, hoşgörünün, birliğin beraberliğin ne büyük erdem olduğunu yaşayarak öğrenir akranları arasında. Arkadaşlarının en az kendisi kadar değerli olduğunu idrak ederek kendisi için istediğini başkaları için de ister.

Teneffüslerde en büyük keyiftir cami cemaatinin yaptığı ikramları tatmak. En çok da ikram edilen çikolatalarla, dondurmalarla fethedilir minik yürekler.

Allah Rasulü’nün namazda iken sırtına binerek oyun oynayan torunlarının hâlinden hoşnutluğunu bilen camii cemaati bu nebevi davranışı örnek alarak çocuklara müsamaha gösterirler. Sevgi ve şefkat gören minik cemaat saf tutar neşeyle büyüklerinin ardından.

Kur’an’a geçmenin sevinci, heyecanı heceleyerek okunan satırlarda artar. Ailelerde, çocuklarda, hocada “Sizin en hayırlınız Kur’an-ı öğrenen ve öğretendir.” müjdesine nail olmanın mutluluğu yaşanır.

Kısa zaman diliminde Kur’an ile tanışmaya onun iklimini teneffüs etmeye güzel bir vesile olmuştur yaz Kur’an kursları. Yıl boyu, yıllar boyu güçlenerek devam edecektir bu ilişki. Anne babalar da farkındadırlar Kur’ani değerlerin evlatları üzerindeki tesirinin. Yüce Kitap’la bağı koparmamak üzere “Mermeri delen suyun çokluğu değil, sürekliliğidir.” sözü gereğince bu eğitim devam edecektir her vesileyle. Çocukların Kur’an ile bağı devam etsin diyerek planlar yapılır. Yaz kursunda öğrenilen bilgilerin unutulmasını kim ister ki sahiden?

Bizlere tertemiz emanet edilen neslin muhafazasından bütün toplum sorumludur elbette. Çocukları, gençleri sarmışken nice tehlikeler tuzaklar, esir almışken cam ekranlar, oyunlar, onları Kur’an ile buluşturmak, Kur’an ikliminde özgürlüklerine kavuşturmak tüm ebeveynlerin vazifesidir. İnancın ve kültürün insan hayatındaki öneminin bilinciyle Allah’ın emaneti, geleceğin mimarı olan genç neslin zihnini bilgiyle, gönlünü imanla doldurmak yetişkinlerin en önemli görevlerinden biridir.

Kur’an’ın bereketli gölgesinde yetişen çocuklar, hayatın ve varoluşun gayesini idrak ederler. Rabb’lerine, kendilerine, topluma ve çevreye karşı sorumluluklarını fark ederler Tüm mahlûkata sevgi, şefkat ve merhametle yaklaşmayı öğrenirler. Anne babalarına, akrabalarına ve büyüklerine hürmet gösterirler. Öğrenmişlerdir, Yüce Yaratıcı’nın insana verdiği değeri. Düstur edinmişlerdir Kerim Kitap rehberliğinde yürümeyi. İnsanı insan yapan değerlerin Kur’an ikliminde hayat bulacağını, çoğalacağını, yeryüzüne iyilik olarak yayılacağını.