Rahîm ve Rahmân isimlerinin anlamı

Rahîm” ismi “Rahmân”la aynı kökten geldiği için kaçınılmaz olarak anlamlarını birbirleriyle karşılaştırarak vermek gerekir. “Rahmân” rahmetini hiçbir ayırım yapmadan bütün yaratılmışlara ulaştırandır. Bu rahmet hiçbir kayıt ve şarta, kulun kesp ve iradesine bağlı değildir; “Rahmân”ın tecellilerine mazhar olabilmek için yaratılmış olmamız yeter. Gelin görün ki Allah’ın rahmeti sadece Rahmân oluşundan ibaret olsaydı iyiyle kötü, haklıyla haksız arasında fark gözetilmemiş olurdu. İnsana irade verilmiş olmasının bir kıymeti olmaz; iyilik için çaba göstermek lüzumsuz, ahlaki tekâmül de namümkün olurdu.

Rabbimizin esmasının birbirinden bağımsız olmadığını ve her birinin diğerleriyle ilişki içinde mükemmel bir bütün oluşturduğunu biliyoruz. Rahmetin adaletle ilişkisinin sonucudur ki “Rahîm” ismi kulların iradelerini iyilik yoluna kullanmalarının bir ödülü olarak ulaşacakları ikinci bir rahmeti ifade eder. O’nun katında çalışanla çalışmayanın bir tutulmayacağını gösterir. (Bakara, 2/218; Âl-i İmrân, 3/132; Nisâ, 4/175; Tevbe, 9/20-21; Neml, 27/46; Nûr, 24/56; Ahzâb, 33/43; Câsiye, 45/30; Hucurât, 49/10; Hadîd, 57/28) Nitekim Kur’an-ı Kerim’de Allah, rahmetinin her şeyi kuşattığını beyan ettikten sonra son peygambere iman edip belli niteliklere sahip olan kimselerin gelecekte ayrıca ilahi rahmete mazhar olacaklarını belirtmiştir. (A’râf, 7/156-157) Bu nedenle yaygın olarak “Rahmân”ın dünya hayatında herkesi, “Rahîm”in ise ahirette sadece müminleri kapsayan ilahi rahmeti ifade ettiği kabul edilmiştir.

İşte başlangıcımızı ve sonumuzu rahmetinin bu iki yönlü tecellisi ile kuşatan Rabbimiz “Rahmân” ismi ile bütün insanlığa mutlak bir ümit bahşederken “Rahîm” ismiyle de sorumluluklarını yerine getiren, gayret sahibi, iyilikperver insanları neticeden ümit kesmeden bu güzel hâllerini sürdürmeye teşvik ediyor. (Yûnus, 10/26-27)

Kur’an-ı Kerim’de Rahîm İsmi

Kur’an-ı Kerim’de Allah’ı nitelemek üzere 154 defa geçen ve bunlardan sadece 3 ayet-i kerimede (Nisâ, 4/29; İsrâ, 17/66; Ahzâb, 33/43) yalnız başına kullanılan “er-Rahîm” ismi genellikle Rabbimizin Raûf, Gafûr, Tevvâb gibi cemal isimlerinden bir diğeriyle birlikte ve hep bir müjde içerecek şekilde kullanılmıştır.

Kur’an-ı Kerim’de tam 38 yerde tövbe konusunun anlatıldığı ayetlerin bu isimle bitmesi de tövbelerin kabul edilmesinin Allah’ın Rahîm ismiyle alakasını ortaya koyar.

  • A’râf suresi 167. ayette kıyametin dehşeti anlatılırken Allah’ın “seriu’l-ıkab” ve “Gafûru’r-Rahîm” oluşu bir arada zikredilerek (çok şükür ki) cezalandırma gücünün bağışlama vasfı ile dengelendiğini görürüz.
  • Duhân suresi 42. ayette de yine Rahîm ismi zikredilerek kıyametteki kurtuluşun ancak Allah’ın rahmetiyle olacağı vurgulanır.
  • Mümtehine suresi 7. ayette insanlar arasındaki düşmanlıkların sevgiye dönüşebileceği çünkü Allah’ın Kadîr, Gafûr ve Rahîm olduğu müjdelenir.
  • Tegâbün suresi 14. ayette ise aile içindeki düşmanca davranışlara afla yaklaşılması tavsiye edilirken yine Gafûr ve Rahîm isimleri zikredilerek bizim de Allah’ın af ve merhametine ihtiyacımız olduğu, onu haketmek için öncelikle bizim onun kullarına öyle davranmamız gerektiği hatırlatılır.

Rahîm Tecelli Ederse

Bu isimle ahlaklanmış bir kul, Allah’ın merhamet edilmesini emrettiklerine merhamet eden ama merhametle adaletin dengesini de kurabilen kişidir. İnsanlara faydalı olmaya çalışırken meşakkat görse bile sadece Allah’ın rızasını gözeterek tahammül eder ve bundan yakınmak yerine kendisini bu meziyete layık gördüğü için daima Allah’a şükreder. Rabb’i tarafından hayırlı işlerde kullanıldığından dolayı katiyen gururlanmaz, hayrı ulaştırmada sadece bir vesile olduğunu bilir.

Psikolojinin bize söylediğine göre merhamet, şefkat ve duygusal empati ruh sağlığının yanı sıra beden sağlığına da ciddi faydalar sağlar. Bu duygular kişide sakinleştirici bir etki yapar ve kaygıyı azaltır. “Kişilik oluşumunda esma-i hüsnanın rehberliği” hakkındaki çalışmasında şahsiyetin merkezine “Azîz” ismini yerleştiren Prof. Dr. Ayşen Gürcan esmanın Kur’an-ı Kerim’deki kullanımlarını inceleyerek vardığı sonuca göre Azîz’in hemen yanında (ilgili diğer isimlerle birlikte) “Rahîm” isminin yer aldığını ve merhamet yönü olmayan kudretin (aksi de mümkün) kemal ifade etmeyeceğini söyler.

Rahmân ve Rahîm isimleriyle Allah’a nispet edilen nihayetsiz merhametle tabiatta görülen şerlerin nasıl bağdaştırılacağı tartışması itikadi açıdan insanları zorlayan bir problem olarak her dönemde önümüzde durmaktadır.

Gazzâlî bu konuyu evrende saf kötülük diye bir şeyin olmadığı ve insan açısından şer olarak nitelendirilen şeylerin içinde başlangıçta göremediğimiz bir hayrın gizlenmiş bulunduğunu belirterek açıklar. Allah’ın “erhamü’r-rahimin” olduğundan şüphe edilmemesi gerektiğini fakat ilahi tasarrufun bütün sırlarına vâkıf olmanın da mümkün olmadığını vurgular.

Editör: Yasin Kurnaz