Rabbini zikret, gafillerden olma!

Zikir; Allah’ı anmak, hatırlamak, dilde ve gönülde tutmak demektir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadislerde zikir, müminin dilinde Allah ismini ve zihninde Allah bilincini daima canlı tutmasını ve bu bilinçle yaşamasını ifade eder. A’raf suresinin 205. ayetinde Allah’ı dil ile zikrederken aynı zamanda ruhen de zikir hâlinde olmak, kulluk şuuru ve edebiyle, Allah’a saygıdan dolayı ürpererek yakarış hâli içinde O’nu zikretmek gerektiği belirtilmektedir. Konuyu bütün yönleriyle inceleyen Gazzâlî, zikrin bütün ibadetlerin en yücesi ve en faydalısı olduğunu, fakat bu özelliği taşıyabilmesi için zikreden kişinin kalbinde ünsiyet (kendini Allah ile beraber bilme) ve sevgi duygusunun bulunması gerektiğini ifade etmektedir. Böyle bir ruhi hâlin eşlik etmediği, sadece dilde kalan zikrin insanın manevi hayatına ve ahlaki gelişmesine hiçbir katkıda bulunmadığını belirtmektedir. Mezkur ayetin sonundaki “Gafillerden olma!” uyarısı da bu hususa işaret etmektedir.

---

Bir Ayet: “Ey Rabbimiz! Biz gerçekten iman ettik, günahlarımızı bağışla, bizi ateş azabından koru…” (Âl-i İmrân, 3/16)
 

Editör: Mehmet Öztürk