Prof. Dr. Ejder OKUMUŞ
Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Dini İlimler Fakültesi

İstişare, şûra veya meşveret tabiatı gereği toplumsal bir olgudur.

Teknik anlamda herhangi bir iş konusunda uzmanların, o konuyla ilgili donanımlı, ehil ve layık kimselerle görüş alışverişi yapmak anlamına gelen istişare, toplumsal etkileşim boyutuyla gerçeklik kazanır. İstişare ile insanlar birbirlerine danışır, birbirleriyle fikir alışverişinde bulunur, yapacakları işler konusunda karara varmadan ve uygulamaya geçmeden önce birbirlerine fikirlerini sorar, birbirlerinin görüşlerini alırlar. İstişare eyleminin içinde yer alan iki veya daha fazla insan, belli bir zaman ve mekânda, belli bir amaca yönelik olarak bir fikir ve iş üzerine yaklaşımlarını ortaya koyarlar. Şüphesiz istişare, görüş, ehliyet ve liyakat sahipleriyle yapılır. Bu özelliklere sahip insanlarla yapılan istişarede bir etkileşim süreci içinde görüş alışverişinde bulunulur.

İslamın hem genel olarak toplumsal hayatta bütün Müslümanlara, özelde ise yönetici konumunda olanlara emrettiği istişare, (Âl-i İmran, 3/159; Şûra, 42/38.) mutlu ve huzurlu bir toplumun varlığı ve devamı için hayati derecede önemli bir toplumsal kurumdur. Özgüven ve güvenin hakim olduğu açık bir toplum kuran Hz. Muhammed (s.a.s.), kurduğu bu toplumun aynı özellikleriyle devamı için istişareyi mütemadiyen işler halde tutmuştur. Gerçekten de istişare, kapalı olmayan, tersine açık olan toplum bireylerinin önemli bir özelliğidir. İstişareyle açık toplumun mensupları, birbirleriyle özgüven ve güvenle, güçlü bir meşruiyet ilişkisiyle iletişim kurar ve etkileşime girerler.

Bir Arada Yaşama ve İstişare

İstişare her şeyden önce bir arada, barış içinde, karşılıklı sevgi ve saygı düzeyinde yaşamaya önemli katkılarda bulunan bir ilke ve uygulamadır. Esasen istişare, bir arada yaşamanın bir gereğidir. Toplum, farklı renk, inanç, beden, kişilik, düşünce, görüş ve dinden insanlardan oluşan bir sistemdir. İstişare yapmak suretiyle, bu sistemi meydana getiren farklı birey ve gruplarla bir araya gelinmekte ve dolayısıyla yaşamak zorunda olduğumuz, üyesi bulunduğumuz toplumsal hayata anlam katılmaktadır. İstişare ile sizinle aynı düşünen veya düşünmeyen kişilere, onların görüşlerine, yaklaşımlarına değer verdiğinizi ifade etmiş olursunuz. Denilebilir ki istişare, toplumsal hayatın daha anlamlı hale gelmesinde önemli işlevlerde bulunan bir fiildir.

Şûra veya istişarede bir sosyalleşme söz konusudur. İnsanlar, istişare ile birbirlerine danışarak, birbirleriyle fikir alışverişinde bulunarak çeşitli düzeylerde öğrenme sürecine girerler. Aile, eğitim, ekonomi, din, siyaset, hukuk, ahlak, sağlık gibi alanlarda istişare (Bakara, 2/233; Âl-i İmran, 3/159; Şûra, 42/38.) yoluyla sosyalleşme gerçekleşir. O halde istişare bir sosyalleşme aracı ve halidir. İstişare, toplumda başarılı bir sosyalleşmenin gerçekleşmesi, bireylerin toplumun inanç ilkelerini, normlarını, değerlerini, ahlâkî ilkelerini, tarihî birikimini, geleneğini, kültürünü sağlıklı bir şekilde, olması gerektiği gibi öğrenmelerinde, içselleştirmelerinde ve tekrar davranış olarak ortaya koyup toplumla paylaşmalarında etkili bir toplumsal kurumdur. İstişare, sadece istişare edenlerle sınırlı kalmayacak bir sosyalleşme kurumudur. Başarılı sosyalleşme, bir arada yaşamanın anlamlı ve esaslı bir boyutudur.

Güven Toplumu ve İstişare

Sağlıklı toplum güven toplumudur. Güven toplumunda insanlar, birbirlerine sevgi, saygı, sadakat, emanet ve adalet temelinde yaklaşırlar. İşte istişare, böyle bir toplumun bariz bir boyutunu teşkil eder. İstişare müessesesinin geçerli olduğu bir toplumsal evrende, güvene dayalı ilişki var demektir. İstişare toplumu güven toplumudur. Emin, güvenilir insan, istişare eden insan, (Tirmizî, Edep, 57.) istişareye dayalı bir etkileşim dünyası inşa eden toplum güven toplumudur. Nitekim emin insan olarak Hz. Muhammed (s.a.s.) şûra ve istişareye çok önem vermiş ve ashabına istişarenin önemini kavratmak için çok çaba harcamış, Medine’de de istişareye dayalı bir toplum kurmaya çalışmıştır. Aile hayatında, komşuluk ilişkilerinde, akraba ilişkilerinde, yönetim işlerinde, atamalarında istişarelerde bulunmaya özen göstermiştir.

Bireysel ve Toplumsal Problemleri Çözmede İstişare

İstişare, insanların problemlerinin çözümünde hem bireysel hem de toplumsal düzlemde ortaya çıkan sorunların hallinde işlev gören bir ilke ve kurumdur. İstişare geleneği olan toplumlarda insanların problemleri çok daha çabuk ve daha sağlıklı bir şekilde çözüme kavuşturulur. Evlilik, aile, zamanı yönetme, siyaset, ekonomi, hukuk, sağlık, eğitim gibi alanlarda kendini gösteren problemlerin çözüme kavuşturulması için istişare mekanizmasını mutlaka devreye sokmak gerekir. “Danışan dağlar aşar, danışmayan yoldan şaşar.” gibi atasözleri bizim kültürümüzde ve toplumsal hayatımızda istişare etmenin ne kadar önemli olduğunu, çok büyük problemleri aşmada dahi işlevsel olduğunu ifade etmektedir.

Toplumsal Sorumluluk Paylaşımı Olarak İstişare

İstişare, insanların sorumluluklarını paylaşmaları itibarıyla da oldukça önemlidir. İstişare eden kişi, görev ve sorumluluklarından doğacak sonuçları istişare ettiği insanlarla ve dolayısıyla aslında toplumla paylaşmış olur. Bu da istişare eden insanın yükünü hafifletir. İnsanların kendisine bakışı güvene dayalı olur. İstişareyle yapılan işlerde yanlışlık olduğunda bunun sorumluluğu bir kişiye değil istişareye katılan herkese ait olacağından insanlar bu yanlışı hoşgörüyle karşılarlar; ayrıca daha kolay ve birbirlerine kenetlenerek telafi ederler. Toplumda sorumluluk paylaşımını sağlayan istişare, aynı zamanda liyakat ve ehliyet sahibi kişilerin ilgili oldukları makam ve mevkilere atanmayı daha kolay, daha gönüllü kabul etmelerini de temin eder. Bu ise makam ve pozisyonlara liyakatli ve ehliyetli kimselerin atanması yaklaşımını geliştireceği gibi atananların işlerini daha bir severek yapmalarına vesile olur.

Aile ve İstişare

Aile, toplumun temelidir. Sağlam bir aile yapısı sağlam bir toplum demektir. Ailede barış olması toplumda barış olmasıdır. Ailede huzur olması toplumda huzur olması anlamına gelir. Ailede bireyler arasında sevgi, sadakat, güven ve saygıya dayalı ilişkilerin hakim olması toplumda sevgi, sadakat, güven ve saygının hakim olması demektir. O halde aile toplum için çok önemli bir kurumdur. Böylesine önemli olan bir kurumda istişarenin işletilmesi, söz konusu niteliklerin kalıcı olmasında etkili olur. Ailede, bebeği emzirme (Bakara, 2/233.) de dahil istişare, aile kurumunun güçlenmesine, aile bireylerinin birbirlerine güvenle bakmalarına, sevgi, saygı ve sadakatle birbirlerine bağlanmalarına vesile olur.

Çalışma Hayatı ve İstişare

İstişare, çalışma hayatında da çok önemli boyutları olan bir mekanizmadır. İş yerinde gerek ortaklar arasında gerek çalışanlar arasında gerekse çalışanlarla işverenler arasında istişare, işin layıkıyla yapılmasında, emeğin olması gerektiği gibi ortaya konulmasında, üretimin gerektiği şekilde yapılmasında, her şeyden önce işlerin zamanında yapılmasında etkili olur. Çalışma hayatında istişare, emeğin sömürülmesinin önüne de geçer.

İstişare, çalışma hayatında çalışanların motivasyonunu arttırır. Çünkü istişareyle, çalışanlar arasında güven duygusu gelişir. Güven duygusunun gelişmesiyle motivasyonun arttığı bir ortamda verimlilik ve üretim artar.

Eğitim ve İstişare

İstişare veya meşveret, toplumsal hayatın birçok alanında olduğu gibi eğitimde de işlevseldir ve dikkate değer işlevler görür. İstişarede, fikir alışverişinde bulunmak, danışmak, toplum aktörleri olarak insanların elbette öncelikle eğitimcilerin, eğitim kurumunun gereği olarak yapmaları gereken işleri başarıyla yapmalarının vazgeçilmez boyutlarındandır. Eğitimde idareciler, öğretmenler, öğrenciler, öğrenci velileri ve okul aile birliği üyelerinin, işlerini istişare ile yürütmeleri durumunda eğitimde kalite yükselir; aileler çocuklarını okula veya diğer eğitim kurumlarına özgüven ve güvenle gönderir, emanet ederler. İstişarenin olduğu, işlerin meşveretle yürütüldüğü bir eğitim kurumunda, bir okulda, emanet bilinci yüksek demektir. Emanet bilincinin yüksek olduğu yerde öğretmenler de öğrenciler de yüksek motivasyonla eğitim ve öğretime yönelirler.

Adalet ve İstişare

Toplumda adaletin egemen olmasında, adalet duygusunun güçlenmesinde istişarenin işlevleri vardır. Toplumda genel olarak işlerin, özel olarak adalet ve hukuk sistemindeki muamelelerin istişareyle yürütülmesi insanların adalete olan güvenlerini arttırır. Adalet duygusunun ve sisteminin güçlü olduğu toplumda huzur galip gelir. Adalet ve hukuka dair kararlar alır ve uygularken ilgili ve yetkili kimselerle istişare edilmesi, toplumun görüşlerine başvurulması, insanlarla görüş alışverişinde bulunulması, hukuk ve adalet konusunda istismarların önüne set çeker, hukuk ve adalet sisteminin, adalet ve hukukta, kanun ve nizamda sorumluluk mevkiinde olan kimselerin aldıkları kararların, toplumdan meşruiyet elde etmesini sağlar, toplumun hukuk ve adalet sistemine güvenlerini arttırır.

İnsanlar arasında adaletin sağlanmasında, toplumun adalet üzere tesisinde, toplumsal hayatın adalet temelinde yürümesinde, toplumsal ilişkilerin sağlam bir meşruiyet ile gerçekleşmesinde istişare etmek hayati öneme sahiptir. Aile bireyleri arasında istişarenin hakim olması, ailede adalet temelli bir yapının egemen olmasını sağlar. Komşuların, aynı mahallede oturanların, aynı şehri paylaşanların, iş arkadaşlarının, öğretmenlerin işlerini resmi ve sivil boyutlarıyla istişare yaparak yürüttükleri bir toplumsal düzende adalet güçlü olur.

Yönetim ve İstişare

Kur’an’ın yönetim işlerinde istişareye verdiği önem ve İslam peygamberi Hz. Muhammed’in (s.a.s.) istişare uygulaması ile hadisleri, yönetim işlerinde istişarenin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Yönetim işlerinde özellikle yönetici konumundaki kişilerin istişareye önem vermeleri, işlerini şûra ile yapmaları, yöneticinin meşruiyeti için hayati derecede mühimdir. İstişare kurumunun etkin bir şekilde geçerli olduğu yönetim özgüvenle ve güven temelli meşruiyete dayalı ilişki biçimiyle güçlü bir konuma sahip olur.

Sonuç olarak, toplumda resmî ve sivil kurumlarda var olan yetkili kurullar, komisyonlar vs. de dahil insanların işlerini istişare ile istişarenin gerektirdiği şekilde birbirlerine danışarak yürütmeleri sağlıklı bir toplumsal yapı için elzemdir. Gerçekten de toplumsal bir olgu olarak istişarenin toplumsal anlamına yakından bakıldığında, toplumsal hayatta, toplumsal ilişkilerde istişarenin hayati bir ilke ve kurum olduğu görülür. İstişarenin hakim olduğu bir toplum, güven, saygı, sevgi, sadakat ve adalete dayalı bir toplumdur. Böyle bir toplumda ise herkes gönül rahatlığıyla üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getirir. İstişarenin geçerli olduğu toplumda meşruiyet ilişkisi yüksek düzeyde olur. Meşruiyet düzeyinin yüksek olduğu bir toplumda ise barış ve huzur hakim olur.

Editör: Mehmet Çalışkan