“İhlâseyn" ne anlama gelmektedir?

Kâfirûn Sûresiyle, İhlâs sûresine ,“İhlâseyn (iki İhlâs)” denilmektedir.

Kafirun Sûresi Kur'an-ı Kerim'de kaçıncı sırada yer almaktadır?

Kafirun suresi mushaftaki sıralamada yüz dokuzuncu, iniş sırasına göre on sekizinci sûredir.

Maun suresinden sonra, Fil suresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır (bk. Şevkânî, V, 597).  Altı âyettir. Fâsılası د، م، ن harfleridir.

Kafirun Suresinin İsimleri 

Sûre adını ilk âyetinde geçen ve “inkârcılar” anlamına gelen kafirûn kelimesinden almıştır. “Kul yâ eyyühe’l-kâfirûn, Mukaşkışe, İhlâs, İbadet, Dîn” adlarıyla da anılmaktadır.

İlk âyeti kafirlere hitapla başladığı için bu adı almıştır.

Sureye Mukaşkışe ismi de verilir. Bu kelime, “bazı bulaşıcı hastalıkları tedavi etme” anlamındaki “kaşkaşe” kökünden türemiş olup burada “şirk ve nifaktan uzaklaştıran” anlamındadır. Kafirun suresine ayrıca Münabeze, Beraet, İbadet, Din ve İhlas adları da verilmiştir.

Kâfirûn Sûresinin Nüzul Sebebi

Tefsirlerde anlatıldığına göre Kureyşliler Hz. Peygamber’den (sas) bir sene kendi ilâhlarına tapmasını, bir sene de kendilerinin onun ilâhına tapmalarını istemişler. Hz. Peygamber de “Allah’a bir şeyi ortak koşmaktan yine O’na sığınırım!” demiş; bu defa Kureyşliler, “Bizim ilâhlarımızdan bazılarını istilâm et (öp, el sür), biz de seni tasdik edip ilâhına ibadet edelim” demişler. Bunun üzerine Kâfirûn sûresi inmiştir (Taberî, XXX, 213-214; Kurtubî, XX, 225).

Kâfirûn Sûresinin Konusu

Sûrede Hz. Peygamber’in inkârcılarla şirk ve sapkınlıkta birleşemeyeceği kesin bir üslûpla ifade edilmekte ve inancın şirkten uzak tutulması istenmektedir.

Kâfirûn Sûresinin Fazileti

Müfessirler bu sûrenin faziletiyle ilgili olarak Hz. Peygam­ber’in, “Kul hüvellahu ehad Kur’an’ın üçte birine denktir, Kul yâ eyyühel-kâfirûn ise dörtte birine denktir” buyurduğunu; Sahâbe’den birine, “Uyumak üzere yatağına yattığında Kul yâ eyyuhel-kâfirûn sûresini oku; bunu okursan şirk inancına sapmaktan korunursun” dediğini naklederler (İbn Kesîr, VIII, 526; Şevkânî, V, 597-598).

Kâfirûn sûresi Hz. Peygamber’in namazlarda sıkça okuduğu sûreler arasında yer alır.

Onun sabah ve akşam namazlarının sünnetlerinde, tavaf namazında ve vitir namazından sonra oturarak kıldığı iki rek‘atlık namazda İhlâs ve Kâfirûn sûrelerini okuduğu rivayet edilmiştir (Müslim, “Ṣalâtü’l-müsâfirîn”, 98). Resûlullah’ın (sas) bir sahâbîye yatağına girerken Kâfirûn sûresini okumasını öğütlediği de nakledilir (Dârimî, “Fezâʾilü’l-Ḳurʾân”, 23).

İhlas Sûresi Kur'ân-ı Kerim'de kaçıncı sırada yer almaktadır?

Mushaftaki sıralamada yüz on ikinci, iniş sırasına göre yirmi ikinci sûredir. Nâs sûresinden sonra, Necm sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Medine’de indiğine dair rivayet de vardır.

İhlas Sûresinin İsimleri

Sûrenin kaynaklarda tesbit edilen yirmiyi aşkın adı vardır. Ancak yaygın olarak İslâm dininin temel ilkesi tevhid inancının veciz bir ifadesi olan “İhlâs” adıyla tanınmıştır. En çok kullanılan isimlerinden biri de “Kul hüvellahü ehad”dır. Ayrıca “Samed, Tevhid, Esâs, Tecrîd, Necât, Velâyet, Mukaşkışe, Muavvize” adlarıyla da anılmaktadır

İslâm dininin temel ilkesi olan tevhid inancının veciz bir ifadesi olduğu için verildiği anlaşılan İhlâs ve aynı zamanda sûrenin ilk âyeti olan “Kul hüvallāhü ahad” en çok kullanılanlarıdır. Sûre özellikle Türk sözlü kültüründe “Kul hüvallah”, bunun da kısaltılmışı olan “Kul hü” şeklinde, ayrıca “İhlâs-ı şerif” diye de anılır.

 Sûreye, Allah’ın birliği inancını öz olarak ifade ettiği için “tevhid”, aynı inancın İslâm’da temel akîdeyi oluşturması sebebiyle “esâs”, sûrede hiçbir şeyin Allah’a benzetilemeyeceği, O’nun her şeyden başka ve üstün olduğu anlatıldığı için “tecrîd”, Allah’a burada anlatıldığı şekilde inananlar bu sayede kurtuluşa erecekleri için “necât”, kişi bu sûrede anlatıldığı şekilde iman ettiği takdirde Allah’ın sevgisi ve dostluğunu kazanacağı için “velâyet” adları da verilmiştir. Fazla yaygın olmamakla birlikte “tefrid, mârifet, cemâl, nisbet, bereket, berâet, müzekkire, nûr, mânia, eman” gibi isim ve niteliklerin kullanıldığı da belirtilmektedir. İhlâs sûresi Kâfirûn ile birlikte “İhlâseyn” ve “Mukaşkışateyn” (tedavi eden), Felak ve Nâs sûreleriyle birlikte “Muavvizât” (Buhârî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 14) adlarıyla da anılır. Dört âyetten ibaret olup fâsılası dâl د harfidir.

İhlâs sûresinin Konusu

İhlâs sûresinin muhtevasıyla ilgili olarak müfessirlerin üzerinde durdukları en önemli konu, ilk iki âyette yer alan “ahad” ve “samed” kelimelerinin anlam ve içerikleridir. Ahad sıfatı Allah’a nisbet edildiğinde O’nun birliğini, tekliğini ve eşsizliğini ifade eder; bu anlamıyla tenzihî veya selbî sıfatları da içerir. Bu sebeple ahad sıfatının bazı istisnalar dışında Allah’tan başkasına nisbet edilemeyeceği düşünülür. Aynı kökten gelen “vâhid” ise Kur’ân-ı Kerîm’de ve hadislerde Allah’ın sıfatı olarak geçmekle birlikte Allah’tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır. Sûrenin ilk âyetinde Allah lafzıyla bütün sübûtî sıfatlara, ahad lafzıyla da selbî sıfatlara işaret edildiği anlaşılmaktadır 

İhlas Sûresinin Fazileti

Hz. Peygamber bu sûrenin önemi ve fazileti hakkında söyle buyurmuştur: “Varlığım elinde olan Allah’a yemin ederim ki bu sûre Kur’an’ın üçte birine denktir” (Buhârî, “Tevhîd”, 1). Yine Hz. Peygamber, sevdiği için bu sûreyi her namazda okuyan bir sahâbîye, “Onu sevmen seni cennete götürür” müjdesini vermiştir (Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 11, “Tefsîr”, 93; diğer hadisler için bk. İbn Kesîr, VIII, 539-546).

Übey b. Kâ"b"ın naklettiğine göre; müşrikler Hz. Peygamber"e (sav), “Yâ Muhammed! Rabbini bize tanıt.” dediler. Bunun üzerine Allah Tebâreke ve Teâlâ İhlâs sûresini indirdi:

“De ki, O Allah tektir, Allah Samed"dir. (O hiçbir şeye muhtaç değildir ama bütün varlıklar O"na muhtaçtır.) O, doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey O"na denk değildir.”

(HM21538 İbn Hanbel, V, 133)

“Sabah namazının vakti girdikten sonra (nafile olarak) sadece iki rekât (sünnet) kılınır.” Peygamber Efendimiz, sabah namazının iki rekât sünnetinde Fâtiha sûresinden sonra genellikle Kâfirûn ve İhlâs sûrelerini okurdu (Tirmizî, Salât, 191)

Hz. Aişe validemiz anlatıyor: "Bir gün Peygamberimiz (sas) bir zatı askeri birliğin başına göndermişti. O zat birliğe imam olduğunda namazı "İhlas" suresi ile kıldırmıştı. Birlik geri geldiğinde, bu zatın kısa bir sure olan "İhlas" suresi ile kıldırdığı, uzun sûre okumadığı Peygamberimize şikayet edildi. Peygamberimiz (sas)
"Bunu ne maksatla yaptığım kendisinden sorun" buyurdu.

Sordular:, o zat: "İhlas suresi Allah’ın sıfatlarını ihtiva ettiğinden onu okumayı seviyorum. Onun için namazı bu sûre ile kıldırdım" deyince Peygamberimiz (sas):
"Siz de ona müjdeleyin, Allah kendisini seviyor", buyurdu. (Buhârî, Tevhid, 2)

Editör: Hüsne Yılmaz