Hanefî mezhebine göre:

a. Kendisine hac farz olup hacca gitme imkânı bulduğu hâlde bu ibadetini geciktiren kimsenin kendi yerine haccedilmesini vasiyet etmesi gerekir. Haccını geciktirmiş kişi hac için yola çıkar ve Arafat vakfesinden önce vefat ederse varsa bu vasiyeti yerine getirilir.

b. Kendisine hac farz olduğu yıl hac için yola çıkan kişinin hac vasiyetinde bulunması gerekli değildir. Bu kişi Arafat vakfesini yapamadan önce vefat etmiş ise yerine bedel hac yaptırılması da gerekmez. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/604) Bu kişiden hac yükümlülüğü düşer.

c. Arafat vakfesini yaptıktan sonra ziyaret tavafını yapmadan vefat eden kişi, hac ibadetini yerine getirmiş sayılır. Eğer bu kimse, haccının tamamlanmasını vasiyet etmişse, ziyaret tavafı ve yerine getiremediği diğer menâsik için vasiyetine binaen bir bedene (deve veya sığır) kurban edilir. (İbn Nüceym, el-Bahr, 2/373; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/467, 604)

Şâfiî mezhebindeki bir görüşe göre Arafat vakfesinden önce veya sonra vefat eden kişinin yerine hemen birisi tayin edilir ve bu kimse ihrama girerek onun adına geriye kalan hac menâsikini tamamlar. (Nevevî, el-Mecmû‘, 7/135)

Kaynak: DİB Hac ve Umre ile İlgili Fetvalar