Güzel ahlakın hayata yansıyan yüzü: Doğruluk 

Yüce dinimiz İslam, istikamet üzere, dosdoğru bir ömür geçirmemiz için bizlere gönderilmiştir. Yüce Rabbimiz, niyet ve inancımızda, söz ve davranışlarımızda doğru ve dürüst olmamızı emretmiştir. Bununla birlikte İslam, yalanı ve yalana götüren hiçbir davranışı tasvip etmez. Şaka bile olsa yalan söylemeyi, insanları eğlendirmek için dahi yalan konuşmayı hoş karşılamaz. Doğruluk, imanın özü, müminin şiarıdır. Yalan, toplumun huzurunu bozan, insanları birbirine düşüren kötü bir hastalıktır. Doğruluk, ailede güveni tesis eder, sevgi ve saygıyı kalıcı kılar. Bin bir emekle kurulan yuvaları dağıtan ise bir yalandır. Doğruluk, ticaretin bereketi; yalan ise felaketidir. Dürüst ve güvenilir tüccar, peygamberler, sıddîklar ve şehitlerle beraberdir. Doğruluk, mal ve mülkü hayırlı kılar. Yalanla kazanılan maldan hayır gören yoktur. Sözü doğru olanın işi doğru olur. İşi doğru olanın kalbi doğru olur. Kalbi doğru olanın dini doğru olur. Dini doğru olanın varacağı yer ise ancak cennettir.

---

"Erbaîn’in (Zemherîr) sonu Hamsîn’in başlangıcı"

Editör: Mehmet Öztürk