Camiler ve Din Görevlileri Haftası münasebetiyle düzenlenek olan programlara katılmak üzere Edirne'ye gelen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Selimiye Camii'nde irad ettiği Cuma hutbesinde, "Cami ve mescitlerimiz, Beytullah’tır yani Allah’ın evidir. İslam’ın nişanesi, tevhidin merkezi, vahdetin gür sadasıdır. ifadelerini kullandı.

Aziz ve Muhterem Müslümanlar!

Asr-ı saadette Mescid-i Nebevî’nin bakım ve temizliğiyle ilgilenen bir kadın vardı. Allah Resûlü (s.a.s) bu kadını göremeyince merak edip sahabeye sordu. Ashâb-ı kiram, kadının vefat ettiğini söyledi. Bunun üzerine Peygamberimiz, “Bana niçin haber vermediniz?” buyurarak üzüntüsünü dile getirdi. Ardından o kadının kabrine gitti, cenaze namazını kıldı ve ona dua etti.

Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in bu davranışı, Allah’ın mescitlerine hizmet edenlere vefa gösterilmesinin ne kadar da güzel bir örneğidir.

Değerli  Müminler!

Bereket ve hidâyet kaynağı olan ilk mabet, Mekke-i Mükerreme’deki Kâbe’dir. Yeryüzündeki her mescit ve cami ise Kâbe’nin birer şubesidir.

Cami ve mescitlerimiz, Beytullah’tır yani Allah’ın evidir. İslam’ın nişanesi, tevhidin merkezi, vahdetin gür sadasıdır. Şehirlerimizin kalbi, hayatımızın merkezidir camilerimiz. İlim, irfan ve hikmet menbaıdır. Resul-i Ekrem (s.a.s)’in ifadesiyle cami ve mescitler, Allah katında beldelerin en sevimli olan mekânlarıdır.

Kardeşlerim!

Cami ve mescitlerimiz, Kâbe’ye, Mescid-i Nebevî’ye ve Mescid-i Aksâ’ya duyduğumuz vefanın göstergesidir. Bizler Allah kelamıyla burada tanıştık. Peygamber varisleriyle burada buluştuk. Rahmanî ve nebevî terbiyeyi burada aldık. Adap ve erkânı burada öğrendik.  Kardeşlik ve vefayı burada kuşandık.

Değerli Müminler!

Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulur: “Allah’ın mescitlerini, camilerini ancak Allah’a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah’tan korkan kimseler imar ederler...’’ Evet, kardeşlerim, cami inşa etmek önemlidir. Ancak asıl önemli olan, camilerimizi varlığımızla imar etmektir. Zihinlerimizi ve gönüllerimizi caminin huzur iklimi ile buluşturmaktır. Kadını, erkeği, çocuğu, genci ve yaşlısıyla camilerimizi şenlendirmektir. Rabbimize ve birbirimize vefayı irfan mektebi camilerimizde pekiştirmektir.

Aziz Müslümanlar!

Her yıl 1-7 Ekim tarihleri “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” olarak kutlanmaktadır. Başkanlığımız, bu yılın temasını, “Cami, Din Görevlileri ve Vefa” olarak belirlemiştir. Hafta vesilesiyle camilerimizin hayatımızda ve gönül dünyamızdaki yerini yeniden idrak edeceğiz. Ömrünü din hizmetine adayan vefa erlerini, fedakâr hocalarımızı, hademe-i hayrâtı, camileri imar, inşa ve ihya eden aziz milletimizi rahmet ve minnetle yâd edeceğiz.

Camiler ve Din Görevlileri Haftası’nın hayırlara vesile olmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum. Peygamberimiz Efendimiz  cami ve cemaate vefanın önemini ifade eden şu güzel hadis-i şerifi ile ne güzel müjde veriyor: “Bir kişinin sürekli mescide, camiye gittiğini görürseniz onun imanına şahitlik edin.”

Aziz Kardeşlerim!

Hutbemi Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşının içerisine koyduğu şu güzel dua ile bitiriyorum, “Rûhumun senden İlâhî şudur ancak emeli: Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli; Bu ezanlar -ki şehâdetleri dînin temeli- Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli.”

Editör: Mehmet Çalışkan