Diyanet TV’de ekranlara gelen "İyilik Vakti" programına konuk olan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Selim Argun, Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekti.

Gazze için 10 binden fazla gösteri yapıldığını ifade eden Argun, "Eylem ve gösterilere pek çok insan soğuğa rağmen katıldı." ifadelerine yer verdi.

Gazze’deki katliamların normalleştirilemeyeceğinİ belirten Argun, "normalleştirme" kelimesinin arkasında soykırım yapıldığını vurguladı.

Bebek katili İsrail’in bu katliamı normalleştirmek için çeşitli sebepler öne sürdüğünü ifade eden Argun, şu ifadelere yer verdi:

"Normalleştirme, bu devirde yaşayan Müslümanların altını kalın çizgilerle çizmesi gereken bir kelime. Gazze’deki vahşetin normal kabul edilmesi. Katliamın, savunma refleksi olarak sunulması normal değil. Normalleştirme telkinlerine karşı bizim savunmada ve akıllı olmamız gerekiyor. Yani bu devirde her şeyi normalleştirmeye çalışıyorlar. Sadece Gazze’deki katliamları değil. Dolayısıyla normalin tarifini yeniden yapmak istiyorlar. Biz, Müslüman olarak önce insan olarak ve temsil ettiğimiz medeniyetin birer öznesi olarak bu küresel çaptaki normalleştirme hareketine karşı en başta kendimiz, ailemiz, çocuklarımız ve neslimizi bilinçli bir şekilde yetiştirmemiz lazım. Normalleştirme dediğiniz zaman bunun arkasında çok büyük hikayeler var. Çok büyük tuzaklar var. Bunlara karşı çok dikkatli olmak gerekiyor."

Gazze’deki olayların Müslümanlar için uyandırıcı etkisi olduğunu vurgulayan Argun, şöyle konuştu:

"Müslümanlar için aslında bir şok etkisi, uyandırıcı etkisi oldu. İslam ve Müslüman alemi üzerinde yaşadığımız konfor alanlarından kafamızı kaldırıp Gazze’deki bu katliama bunun teolojik sebeplerine, siyasi sonuçlarına odaklandık. Dünyanın uyuyan vicdanını uyandırdı Gazze. Bunca şehide rağmen; bunca kayıplara rağmen ve şunu gördük ki hakikaten dünyada da belki 10 bine yakın gösteri yapıldı kitlesel anlamda bunların birçoğu Batı başkentlerinde olduğu gibi İslam aleminde de Türkiye’de de oldu. Burada da hala insanlığını kaybetmemiş, insan olduğunu hatırlayan, empati yapabilen ve Gazze için en azından bu kuzey yarım küredeki insanlar için söylüyorum. Bu kış kıyamette yollara dökülen, ailecek eylemlere katılan, yürüyüşlere katılan kendi çapında sosyal medyada faaliyetler yapan çok büyük bir kitlenin olduğunu bize öğretmiş oldu. Bizim de yeniden aslında Peygamber Efendimiz’in Mekke döneminde İslam öncesi müşriklerle kurmuş olduğu 'Erdemliler İttifakı' dediğimiz 'Hilfü'l-Fudûl' ittifakını yine kurabileceğimiz kötülüklerle mücadele ederken iş birliği yapabileceğimiz dünyada büyük bir sağduyu hareketinin olduğunu bize göstermiş oldu."

Editör: Ömer Ceylan