Hac ibadetini yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmek için kayıt yaptıran 2 milyonu aşkın hacı adayının merakla beklediği hac kuraları çekildi.

Kura sonucuna göre 2020 yılında Türkiye’den 83 bin 430 kişi, kutsal topraklara gitmeye hak kazandı.

“2020 Yılı Hac Kurası” için Diyanet İşleri Başkanlığı Konferans Salonu’nda tören düzenlendi.

Kura töreninde konuşan Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Hac, bir Müslüman için en büyük özlem, aşk ve heyecandır.” dedi.

Her yıl bu heyecan ve özleme şahit olduklarını belirten Prof. Dr. Erbaş, şunları kaydetti:

“Bugün sizler de duyûfurrahman yani Rahman’ın misafirleri kafilesine katılmak, yıllardır beklediğiniz Kâbe-i Muazzama’ya, Ravza-i Mutahhara’ya kavuşmak umuduyla sevinç, coşku ve heyecanla buradasınız. Bugün yüzbinlerce kardeşimizin, kutsal beldelere duyduğu dayanılmaz hasretle bu âna kilitlendiğini biliyoruz.

Elbette bu uğurda sevinç de gözyaşı da hüzün de aynı derecede makbul ve mübarektir. Allah bu özlemi, bu hasreti, bu sevgiyi ve bu muhabbeti bizden ve neslimizden hiçbir zaman eksik eylemesin.

İslam fıkhına göre önemli olan, müminlerin hac ibadetini yapmaya niyet etmesi ve başvuru yapmasıdır. Hac ibadetiyle mükellef olan kardeşlerimizin; ‘Ya Rabbi! Ben niyetimi ortaya koydum, müracaatımı yaptım, sıramı bekledim ama dünyadaki imkânlar buna el vermedi.’ diyebilmesi önemlidir. Niyetler böyle olunca kura sonucunda sevinç ve hüznün gözyaşları Allah katında aynı değerde olacaktır. Belki de kurada çıkmadığı için dökülen hüzün gözyaşı, çıktığı için sevinçten akıtılan gözyaşından Allah katında daha sevaplı olacaktır.

Asr-ı saadetten şu tarihi olayı tam da burada yeniden hatırlamalıyız; ‘Ya Rasulallah! Sizinle haccetme imkânı bulamadım.’ diyen hanım bir sahabiye Peygamber Efendimiz; ‘Ramazanda yapacağın bir umre benimle birlikte yapılan hacca bedeldir” buyurmuş ve onun gönlünü almıştır.’

Kurada ismi çıkmayan kardeşlerime Yakup Peygamberin, oğlu Yusuf’a sevgi ve hasreti için “güzel bir sabır” dediği gibi sizlere Rabbimden sabr-ı cemil ve en kısa zamanda Beytullah özleminizi dindirmesini diliyorum.

Unutmayınız! Siz bu niyet ve samimiyetinizi koruduğunuz müddetçe, Allah sizinle olacaktır. Haccın sevabını sizlere de lütfedecektir.

Tebük Savaşı’na katılamayanlar için sevgili Peygamberimiz, ‘Medine’de kalan öyle kimseler var ki, attığınız her adımda geçtiğiniz her konakta, kat ettiğiniz her vadide kardeşleriniz sizlerle birlikteydi.’ demişti. Siz, size düşen vazifeyi yaptınız. Kuraya girerek niyetinizi ortaya koydunuz. Şimdi size yakışan Müslümanca bir vakar, olgunluk ve metanetle davranmaktır. Size isyan ve tepki yakışmaz. Siz ruhen bedenen hacca hazır hale gelmiştiniz, nefsinizi de ona göre terbiye etmiştiniz. Sükûnet ve teenni ile hilm ve sabrınızla güzel ahlakınızı ortaya koyacaksınız. Hac ibadetine niyet ve müracaatınızla elde ettiğiniz sevap ve ecrinizi heba etmeyiniz.”

Müracaat yaptığı halde bu imkâna kavuşamadan vefat eden ya da güç ve takatten düşen kimselerin hac ibadetinden sorumlu olmayacağını ifade eden Başkan Erbaş, “Dinî konulardaki en yüksek karar ve danışma birimimiz olan Din İşleri Yüksek Kurulumuzun görüşü de bu şekildedir.” dedi.

Erbaş sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hz. Ömer (r.a) anlatıyor:  Peygamber Efendimiz’den umre yapmak için izin istedim. İzin verdiler ve: ‘Bizi duada unutma, sevgili kardeşim! Bizi de duana ortak et!’ buyurdular.

Hz. Ömer (r.a) sözlerine devamla diyor ki: ‘Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) bu sözüne karşılık bana dünyayı verseler, o kadar sevinmezdim!”.

Dolayısıyla gidebilenler, gidemeyenler birbirimize dua edeceğiz.

Diğer yandan, hac ibadeti meşakkatli ve zor bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) sadece hac ibadetinde; ‘Rabbim! Bana kolaylaştır!’ diye dua etmiştir. Bunun için günlük aktivitelerini yapamayacak derecede hastalıkları olan ve bu hususta bir başkasının yardımına ihtiyaç duyan kardeşlerimize kuradan hac çıkarsa bu kardeşlerimizin bizzat kendileri değil de vekil göndermek suretiyle hac farizalarını eda etmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü hac sağlıklı insanların dahi zaman zaman zorlanarak eda edebildikleri bir ibadettir.”

- Gönül ister ki Kâbe aşkıyla yanıp tutuşan tüm kardeşlerimizi götürelim

Hac ibadetini yerine getirmek üzere kayıt yaptıran bütün vatandaşları kutsal topraklara götürmeyi arzu ettiklerini dile getiren Erbaş, Mekke’de ibadet mahalleri olan Kâbe, Mescidi Haram, Mina, Müzdelife ve Arafat alanlarının kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle zorunlu olarak kontenjan uygulamasına gidildiğini, bu sebeple Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulunca hacı adayları için en uygun ve adil bir yöntem olan katsayılı kura sisteminin belirlendiğini ve yıllardır bu sistemin uygulandığını kaydetti.

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, sözlerini şöyle noktaladı:

“Gönül ister ki bugün, Kâbe aşkıyla yanıp tutuşan tüm kardeşlerimizi kutsal topraklara gönderelim ve bu büyük ecirden bizler de sizin vesilenizle nasipdar olalım. Fakat biliyorsunuz Mekke’de ibadet mahalleri olan Kâbe, Mescidi Haram, Mina, Müzdelife ve Arafat alanlarının kapasitesinin sınırlı olması nedeniyle zorunlu olarak kontenjan uygulamasına gidilmektedir. Bu çerçevede hac hizmetleri hususunda en yetkili birim olan Bakanlıklararası Hac ve Umre Kurulu vatandaşlarımız için en uygun ve adil bir yöntem olan katsayılı kura sistemini belirlemiş ve yıllardır bu sistem uygulanagelmiştir.

İslam ülkelerindeki farklı uygulamalardan en uygun ve adaletli olanı da bu sistemdir.

Şu anda 2 milyon 298 bin 800 vatandaşımız hac farizasını yerine getirmek üzere kutsal topraklara gitmek için başvuru yapmış bulunmaktadır. Bu seneki kontenjanımız ise 83 bin 430’dur. 

Elbette bu ibadeti ifa etmek için müracaatını yapmış kardeşlerimizin bekledikleri sürenin uzadığının da farkındayım ve inanın bu durum, en az sizin kadar beni de üzmekte. Fakat takdir edersiniz ki mevcut imkân ve sınırlılıklar çerçevesinde hakkaniyete uygun bir tespiti ancak kura yoluyla gerçekleştirebiliyoruz. Buna göre, hac başvurusuna önce müracaat eden kardeşlerimizin diğer kardeşlerimize nispetle daha avantajlı olduğunu buradan belirtmeliyim.

Bu çerçevede, siz değerli vatandaşlarımıza hak ettiğiniz hizmeti en üst düzeyde sunabilmek için Başkanlık olarak hac organizasyonuna çok büyük önem verdiğimizi, 40 yılı aşan tecrübemizle hac hizmetlerinde ideal noktaya ulaştığımızı ve daha fazla hacı adayı vatandaşımızı hacca götürebilmek için büyük çaba sarf ettiğimizi bilmenizi isterim. Hac ve Umre Genel Müdürlüğümüz de bu konudaki çalışmalarını titizlikle sürdürmekte ve hiç kimsenin hakkının zayi olmaması için üstüne düşen sorumlulukları bihakkın yerine getirmektedir.”

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, konuşmalarının ardından 2020 Yılı Hac Kurası’nı başlattı.

Kura sonuçları bugün (9 Ocak 2020) saat 21.00’den itibaren e-Devlet üzerinden öğrenilebilecek.

2020 Yılı Hac Kura Sonuçları

Editör: Mehmet Çalışkan