Sa‘y, müstakil bir ibadet olmayıp öncesinde yapılan tavafa bağlı bir ibadettir. Bu itibarla sa‘y, ancak geçerli/muteber bir tavaftan sonra yapılabilir. Dolayısıyla haccın sa‘yi, ancak hac için ihrama girdikten sonra yapılan geçerli bir tavafın akabinde yapılabilir. Umrenin sa‘yi de umre için ihrama girdikten sonra yapılan geçerli bir tavafın akabinde yapılır. Sa‘y, geçersiz bir tavaftan sonra yapılmışsa hem tavaf hem de sa‘yin yeniden yapılması gerekir. (Mevsılî, el-İhtiyâr, 1/163; İbn Cüzey, el-Kavânîn, 89; Nevevî, Mecmû‘, 8/14)
Hanefîler dışındaki üç mezhebe göre tavafın geçerli olabilmesi için yedi şavtında abdestli olarak yapılması şarttır. (İbn Cüzey, el-Kavânîn, 89; Nevevî, Mecmû‘, 8/14)
Hanefîlere göre tavafın geçerli olabilmesi için asgari dört şavtının yapılmış olması gerekir. (İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/517-518) Ayrıca Hanefîlere göre hadesten tahâret, tavafın vâciplerindendir. Dolayısıyla bu mezhebe göre abdestsiz, cünüp, hayız veya nifas hâlinde yapılan tavaflar iade edilmediği takdirde ceza gerektirse de geçerlidir. (Kâsânî, Bedâ’i, 2/129; Zeylaî, Tebyîn, 60)
Bu itibarla tavafını abdestsiz, cünüp, hayız veya nifas hâlinde yapan kimse, öncelikle şartlarına uygun olarak tavafı ve sa‘yi iade etmelidir. Bu durumda herhangi bir ceza gerekmez. Tavafı iade etmemesi hâlinde ise gereken cezayı öder.
Bununla birlikte bir kimse, tavafını abdestsiz olarak yaptıktan sonra tavafı iade edip sa‘yi iade etmezse bir ceza gerekmez. Ancak tavafını cünüp veya âdetli olarak yaptıktan sonra tavaf ile birlikte sa‘yi de iade etmesi gerekir. (Kâsânî, Bedâ’i, 2/129, 135; Mergīnânî, el-Hidâye, 1/163; Zeylaî, Tebyîn, 2/60; Aynî, el-Binâye, 4/362; İbn Âbidîn, Reddü’l-muhtâr, 2/518; el-Fetâva’l-Hindiyye, 1/247)