Allah'ın izni ve şefaatçi olmak

Sözlükte “tek olan bir şeyi dengi veya benzeriyle çift hale getirmek; birinin önüne düşüp işini görmeye çalışmak, işinin görülmesi için birinin aracılığını istemek” anlamlarındaki şef‘ kökünden türeyen şefâat, “suçunun bağışlanması veya dileğinin yerine getirilmesi için birine aracılık etme” mânasına gelir. Terim olarak “kıyamet gününde peygamberlerin ve kendilerine izin verilen sâlih kulların müminlerin bağışlanması için Allah katında niyazda bulunması” anlamında kullanılır. Allah’ın âhirette bazı kullarını diğerleri hakkında şefaatçi kılması şefaat etme yetkisinin sadece O’nun elinde bulunduğunu ifade eder. Resûl-i Ekrem’in, münafıkların cenaze namazını kılmasının ve haklarında istiğfar etmesinin ardından bunun Allah tarafından onaylanmaması ve münafıkların bağışlanması talebinde bulunmamasının emredilmesi (et-Tevbe 9/80, 84) şefaat etme yetkisinin yalnız Cenâb-ı Hakk’a ait olduğunu kanıtlar. Bir kimse için Allah nezdinde şefaatte bulunmak ona dua edip bağışlanmasını istemektir. Hz. Peygamber’e de müminlerin bağışlanması için dua etmesi emredilmiştir.

---

Ortagüz Sonu

---

De ki: “Allah’tan başka göklerde olsun yerde olsun hiç kimse gaybı bilemez.”Onlar ne zaman diriltileceklerini de bilmezler. (Neml, 27/65)

Editör: Ammar Esenkal