Yol, karada ulaşımı sağlamak için yapılan yerlerdir. Yolcu, gideceği yere sağ selim ve güvenli bir şekilde ulaştıran yolu tercih eder, ihtiyaç kadar yanına azık alır, ağırlık yapacak fazlalıkları yük yapmamaya özen gösterir.

Hayat da bir yolculuktur. Hz. Peygamber: "Dünyada bir yolcu gibi ol!" (Buhârî,Rikâk,3) sözüyle, dünya hayatını yolculuğa benzetir. Doğumla başlayan bu yolculuk, ölüm ve tekrar dirilmekle son bulur. İki adres vardır, cennet ve cehennem.

İnsan, bu yolculuk için de ihtiyaç duyacağı azığını hazırlamalı, kendisine yük olacak lüzumsuz ağırlıkları terk etmelidir.

Kur’an, hayat yolculuğunda cennete ulaştıran şaşmaz kılavuzdur. Allah (cc), cennete giden yolu “Benim dosdoğru yolum” diye tanımlar ve  kendisine ait tek bir yol olduğunu buyurur. O yol, adeta otobana benzer ve kendisini belli eder. Otobana giren yolcu hedefine şaşırmadan ulaştığı gibi, Kur’an’ın işaret ettiği o yola giren de şaşırmadan Allah’a ulaşır.

Allah (cc) şöyle buyuruyor;

“Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buradan gidin. Başka yollara sapmayın. Zira o yollar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti.” (Enam,153)

Hangi yol Allah’ın yoludur, tabela ve işaretleri var mıdır?

Bu soruya Kur’an,

“Gelin! Göstereyim.” der;

• Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmayın.

•    Anne babaya iyilik edin.

•    Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin; biz, sizin de onların da rızkını veririz.

•    Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.

•    Allah’ın yasakladığı cana kıymayın.

•    Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin.

•    Ölçü ve tartıyı adaletle yapın.

•    Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun.

•    Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin. İşte düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları emretti (Enam,151,152)

Allah’a giden yolda dikkat çeken en önmeli işaret, Allah’a giden tek bir yol olduğu, onun dışındaki yolların çıkmaz olduğu vurgusudur.

Müslüman sayılmanın ilk şartı olan, hiç bir ortakçı ve aracı koymadan Allah’a inanmak önemlidir.

İmanın hemen peşinden anne babaya iyiliğin sıralanması, Allah’ın onlara verdiği değeri gösterir. Allah’a iman ettiği halde anne babanın kıymetini bilmeyen, onlara iyilik yapmayan Allah’ın yolunda değildir.

Ayette dikkat çeken diğer bir husus, çocukların korunmasına, diğer bir ifadeyle neslin devamının önemine yapılan vurgu. Zira çocuklar ve gençler gelecektir ve geleceğin teminatıdır. Geçim endişesiyle çocukları öldürmek ve bazı yorumlara göre keyfi olarak kürtaj yapmak yasaklanmıştır. Bu yüzden, anne baba ve çocuktan oluşan aile yapısını ve neslin devamını koruyan evlik müessesini yüce Allah çok önemsemiştir.

Fıtrata uygun evliliği emretmiş, rızıklarını kendisi üstlenmiştir. (Nur,32)

Ayette, ticaret ahlakına yapılan vurgu da çok dikkat çekiyor. Günümüzdeki ticari hayatta karşılaşılan güvensizliğin toplumda açtığı yaralara bakıldığında, can güvenliği kadar mal güvenliği de önemlidir. İslam, malı canın yongası sayar. Hz. Muhammed de;“Ticaretinde insanları aldatan benden değildir” buyurarak ticari ahlakın imanın parçası olduğunu bildirir. Ticaretinde dürüst olanlar Allah’ın yoluna girmiş, sahtekar ve aldatanlar kaybetmiştir.

İnsan fıtratını ve aklını tehdit eden Allah’ın yasakladığı kötülüklerle ilgili olarak da, emniyet güçlerinden veya çevre baskısından dolayı suç sayılan kötülüklerden kaçınıldığı gibi, kimsenin olmadığı zannedilen ortamlarda gizli kayıtların yapıldığı ve hiçbir şeyin gizli kalmayacağı hatırlatılmış, dolayısıyla gizlice kötülük yapılmasının önüne geçilmek istenmiştir. İyilikler yapılırken  dikkate alınan Allah’ın hoşnutluğu, kötülüklerden kaçınırken de dikkate alınmalı ve O’nun gözünden hiçbir şeyin kaçmayacağı bilinmelidir. Böylece kötülükler azalacak, güvenli bir toplum sağlanacaktır.

Adalet, Allah’ın emridir. Dil, din ve ırk ayrımı yapmadan bütün insanlara adaletli olunmasını kesin bir şekilde emreder: “Ey iman edenler! Kendinizin veya anne babanızın ve akrabanızın aleyhine bile olsa adaleti ayakta tutun, Allah için şahitlik eden kimseler olun. İnsanların zengin, yoksul olmalarına bakmayın, hislerinize uyup adaletten ayrılmayın.” (Nisa,135). “Herhangi bir topluluğa duyduğunuz kin, sizi adaletsiz davranmaya itmesin. Adaletli olun!” (Maide,8).

Sonuç itibariyle; sağlam inanç, can ve mal güvenliği, sahtekarlık ve fırsatçılığa izin vermeyen ticaret ahlakı, fıtrata ve bilime uygun aile yapısı, çocukların korunması, yetim ve yoksulların yüzlerinin güldürülmesi, ahlak ve adaletin yaşatılması gibi toplumsal barışı ve dengeyi sağlayan ilkeler dünyanın çok muhtaç olduğu medeniyetin temel taşlarıdır.

İşte Allah’ın yolu demek, Medine şehrinde yeşermiş, bütün farklılıkları bir arada güvenli bir şekilde yaşamalarını temin etmiş medeniyet yolu demektir.

"İlk ümmet ne ile düzelip huzur bulduysa, sonrakiler de onunla düzelir huzur bulur." O da, semavi kitapların son halkası Kur’an’dır.