<p style="text-align: justify;">Aslen Kırımlı olan <strong>Mehmet Efendi,</strong> <strong>Gönen</strong>’de doğdu. Hıfzını tamamladıktan sonra İstanbul’a gitti. 1925’te <strong>Serezli Ahmed Şükrü Efendi</strong>’den kıraat ilminden icâzet aldı. <strong>İmam-Hatip Mektebi</strong>’ni 1927’de bitirdi. İlk görevine <strong>Gönen Merkez Camii imam-hatibi</strong> olarak başladı. (1930) Askerliğinden sonra İstanbul’da <strong>Hacı Kaftanî</strong>, Dülgerzâde ve Hacı Hasan camileriyle <strong>Sultan Ahmed Camii</strong>’nde görev yaptı. Bu sırada reîsülkurrâlık görevini de üstlendi. Resmî görevinin yanında Gönenli Hoca’nın örgün ve yaygın eğitim hizmetleri Kur’an kurslarında fahrî öğretmenlik ve fahrî vâizliktir. Vaazlarına güzel sesiyle Kur’ân-ı Kerîm okuyarak başlar, ilâhi ve kasidelerle cemaati coşturur, ardından dinleyicilerin dikkatini çekecek şekilde etkili ve slogan mahiyetindeki cümlelerle kısa konuşmasını yapardı. Kur’ân-ı Kerîm ve dinî bilgiler öğreterek binlerce talebe yetiştirmiştir. <strong>Gönenli Hoca</strong>’nın hiçbir tarikata intisabı yoktu. Bütün ömrünü hayır hizmetlerine sarf etmiş, başta Kızılay ve Yeşilay olmak üzere yetişebildiği her çeşit hayır kurumuyla yakından ilgilenmiş, 1991’de vefat etmiştir.</p> <p style="text-align: justify;"><strong>SÖZÜN ÖZÜ</strong></p> <p style="text-align: justify;">Şaka yoluyla söylenmiş olsa bile akıllı insanın ders almayacağı söz yoktur. Ama cahilin önünde yüzlerce hikmetlerden bahsetsen, bu onun kulağına şaka gibi gelir. <strong>Sa‘dî-i Şîrâzî</strong></p>