Gençlik, çocukluktan yetişkinliğe atılan adım, geçmiş ile gelecek arasındaki köprüdür. Bu köprünün taşları sağlam döşendiğinde toplumsal bellek gelecek kuşaklara aktarılır, millî ve manevi değerler muhafaza altına alınır. Çocukluk çağında bireysel kodlara işlenen kültürel birikimler gençlikte meyveye durur. Ancak gençlerin hayatın içinde var olma çabası, çocukluğun hoşgörü ile harmanlanmış saf dünyasından sıyrılarak toplumsal yaşama katılma gayretleri kimi zaman kimlik sorunlarını da beraberinde getirir. Hayat, insanın anlam arayışıdır ve bu arayışın ziyadeleştiği dönem ise gençlik dönemidir. Bu arayışta gençler, an gelir doğup büyüdüğü çevreye hatta ailesine yabancılaşır, an gelir dinî ve ahlaki değerleri yeniden yorumlar. Gençlerin, acemisi oldukları hayata karşı sergiledikleri bu tavır ve damarlarında gezen bir şeyleri değiştirme arzusu doğru alanlara kanalize edildiğinde topluma can suyu olurken eğer dikkat edilmezse bir dizi tehlikeli süreci barındırır ve savrulmalara yol açabilir.

Hz. Peygamber, heyecan ve cesaretin, bir şeyleri değiştirme azminin zirvede yaşandığı gençlik döneminde çevresindeki gençlere zarafet ve letafetle yaklaşmış, mutedil ve sıcak bir üslupla onları bir halka etrafında toplamıştır. Bu sayede İslam davası da nice gencin omuzlarında yükselerek onun terbiyesi altında yetişen gençler, tevhid mücadelesinin neferlerine dönüşmüştür.

Diyanet Aylık Dergi olarak Mayıs dosyamızda, “Arşın Gölgesindeki Gençlik” konusuna yer verdik. Prof. Dr. Zülfikar Durmuş, “Allah’ın Razı Olduğu Gençlik” yazısını kaleme aldı. Hz. Peygamber’in, gençlerin ilim alanında yetişmesine büyük önem verdiğini vurgulayan Durmuş, Allah Resulü’nün hiçbir gölgenin fayda vermeyeceği kıyamet gününde, arşın gölgesinde gölgelenecekler ve mutlu olacaklar arasında, gönlü Allah’a bağlı, O’na ibadet eden gençlerin olacağı müjdesini sayfalarımıza taşıdı. Hz. Peygamber (s.a.s.) başta olmak üzere Kur’an’da adı geçen pek çok peygamberin gençlik dönemlerinden örneklerle katkı sağladı. Prof. Dr. Ayşe Esra Şahyar, “Asr-ı Saadet Gençliği” yazısıyla Hz. Peygamber’in gençlerle münasebetini anlattı. Hem bugünü hem de geleceği temsil eden gençlerin, yeryüzünü ıslah ve imar görevini yerine getirecek lokomotif güç olduğunu vurgulayan Şahyar, gençlerle sağlıklı iletişim için de Hz. Peygamber’in hayatından ve ashab-ı kiramdan emsaller sundu. Doç. Dr. Ömer Faruk Söylev ise “Medeniyetin İmarı Gençliğin İnşası” ile dosyamıza katkıda bulundu: “Medeniyet, insanın inancı, ahlakı, bilgisi ve eserleriyle inşa ettiği bir ruhtur. Bu ruh en güçlü ve canlı şekilde gençlerle yeşerecek, yaşatılacak ve geleceğe taşınacaktır.”

Bu ayki söyleşimizi Prof. Dr. Soner Duman ile gerçekleştirdik. Duman, gençlerin potansiyeline vurgu yaparak dünya tarihinde hak ya da batıl, hangi davaya gençler sahip çıkmışsa o davanın toplumda mutlaka karşılık bulduğunun altını çizdi.

Sizleri birbirinden kıymetli yazılarla baş başa bırakırken yine genç bir komutanın azmi ve cesaretiyle İslam topraklarına katılan İstanbul’un fethinin 572. yıl dönümünü tebrik ediyor, bu vesileyle başta Fatih Sultan Mehmet Han olmak üzere o kutlu zaferin askerlerini rahmet ve minnetle anıyorum.

Cafer Tayyar DOYMAZ

DergilereAboneOlmakİçinTıklayınız