Kur’an-ı Kerim de muhataplarına cihanşümul ölçülerini ortaya koyarken alışverişten, ticaretten, kâr ve zarardan söz etmiş, örnekler getirmiş; mümini tacire, imanı kârlı bir alışverişe benzetmiştir. (Bakara, 2/16, 175; Âl-i İmran, 3/177.)
Vahyin hedefinde daima insan olmuştur. İnsan düzeldiği zaman, hayatın bütün alanları; aile, eğitim, ticaret, sosyal hayat kendiliğinden düzelecektir. Bu sebeple İslamiyet, bütün imkânlarıyla insanın düzelmesine, yetişmesine ve olgunlaşmasına odaklanmıştır. Vahiy bir bütün olarak insanın kâmil bir varlık
hâline dönüşmesini, özündeki cevheri keşfetmesini, Rabbine lâyık kul olmasını hedefler. Bu hedefleri tek bir kelimede damıtacak olursak o kelime ahlaktır. Ahlakın olmadığı, ahlakın kendine yer bulamadığı hiçbir şeyin insanlığın hayrına sonuç doğurması beklenemez. Müslümanlar için güzel ahlakın yegâne şubesi, eşsiz mümessili Peygamber Efendimiz ve onun her biri yıldız gibi yolumuzu aydınlatan ashabıdır.
Allah Resulü (s.a.s.), her zaman ve her şartta Allah’ın murat ettiği ölçülerden ayrılmamayı tavsiye etmiş, nitekim sahabe efendilerimizi de daima ahlaka yani fıtrata davet etmiş; doğruluk, dürüstlük, adalet, hilm, sadakat, ihlas gibi temel nebevi vurgular sayesinde ahlak temelli bir toplum inşa etmiştir.
Kur’an’a ve Hz. Peygamber’in sünnetine baktığımız zaman Cenab-ı Hakk’ın biz Müslümanlardan iki şey istediğini görürüz. Birincisi, tevhid inancını sıkı sıkıya muhafaza ederek ibadetlere sarılmak; ikincisi, hayatımızı bu inancın gerektirdiği ahlaki ölçülere riayet ederek düzenlemek. İslam ahlakının Müslümanların sosyal hayatına doğrudan tesir ettiği alanların başında ticaret gelir. Ticaret, bireysel veya kolektif olarak hemen hepimizin ihtiyaç duyduğu bir sosyal hayat gereksinimidir.
İslam dini, helal yollardan ticareti ve kazancı teşvik etmiştir. Hatta zekât ibadetini yerine getirebilmek, belli ölçülerde varlık sahibi olmayı gerektirmesi bakımından dikkat çekicidir. Ayrıca imkânı olan kişinin sosyal projelere dâhil olması, üretim ve istihdamın artışı için gayret göstermesi Müslüman’da olması elzem ahlaki sorumluluğun bir gereğidir.
Ticaretin en değerli sermayesi dürüstlüktür. İslam’da daha fazla kazanç uğruna başkalarını mağdur etmek, karaborsacılık, fahiş fiyat ve adaletsiz rekabet kesin bir şekilde yasaklanmıştır.
Diyanet Dergisi olarak bu ayki dosya konumuz: İş ve Ticaret Ahlakı.
Dr. Muhlis Akar, “İş ve Ticaret Hayatında Müslümanın Sorumluluğu”;
Prof. Dr. Salih Pay, “Asr-ı Saadette Ticaret Ahlakı”;
Prof. Dr. Saffet Köse, “İslam’da Helal Kazancın Ahlaki İlkeleri”;
Prof. Dr. Muhittin Kapanşahin, “Ahilik ve Anadolu Toplum Hayatına Etkisi”;
Mehmet Kurtoğlu, “Vakıflar: İnsanı İhya, Toplumu İnşa” başlıklı yazılarıyla dosyamıza katkıda bulundular.
Bu ayki söyleşi konuğumuz Prof. Dr. Mehmet Bulut Hocamız.
Ramazan-ı şerifi ihya etmenin huzuruyla bizleri bayrama eriştiren Rabbimize şükürle Ramazan Bayramı’nızı tebrik ediyorum.
Bir sonraki sayımızda görüşmek üzere. İyi okumalar…