Kadim şehir Kudüs, insanlık tarihinin ortak değeri olmakla birlikte bilhassa Müslüman âlemi için çok önemlidir. Gerek Kur’an-ı Kerim gerekse hadis-i şeriflerde kutsiyet atfedilen Kudüs’ü, ilk kıblemiz Mescid-i Aksa’yı barındıran Filistin toprakları nice peygambere yurt olmuş, onların tebliğ azmine ve tevhid mücadelesine şahitlik etmiştir. Filistin topraklarının tarih boyunca vahiy ve tebliğ geleneğine ev sahipliği yapmış olması, bu bölgenin “peygamberler şehri” olarak anılmasına neden olmuştur. İsra ve miraç gibi önemli olayların hatıralarını da dün gibi yaşatan Kudüs, bugün dahi Müslümanların zihin ve gönül dünyasında miraç yolculuğunu ve vahyin devamlılığını temsil eder. Bunun için Müslüman yüreklerde her dem diri tutulan “Kudüs bilinci”, bugün işgal altındaki Filistinlilerin hüznünü ve elemini paylaşmayı; siyonist İsrail’in hukuk ve insanlık dışı işgal, abluka, katliam ve saldırı gibi eylemlerine tepkili ve tavırlı olmayı gerektirmektedir. Ne var ki işgal altında varoluş mücadelesi veren Filistin, Kudüs ve Mescid-i Aksa özelinde yaşanan saldırılar, 7 Ekim 2023 tarihinden çok önce başlamıştır.
İslam hâkimiyetinde iken “barış ve selam yurdu” olan topraklar, ne zaman ki Müslümanların elinden çıkmış, o günden itibaren özgürlüğe hasret kalan Filistin topraklarından zulüm ve gözyaşı hiç eksik olmamıştır. Hz. Ömer’den Selahaddin Eyyubi’ye, Emeviler’den Selçuklular’a, Memlükler’den Osmanlı’ya kadar pek çok Türk ve İslam yönetiminde insanlar, hangi dinden olursa olsun adalet ve güvenlik sorunu yaşamadıkları gibi bu kadim toprakların hukuki, ekonomik, mimari, ilmî gelişim ve ilerlemeler kaydettiği su götürmez bir gerçektir. Şehirlerin onarımı ve mimari yapılandırılması, ilmî ve dinî merkezlerin canlandırılması; camiler, medreseler, zaviyeler, hanlar, hamamlar ve kervansaraylar gibi mekânların kadim medeniyete dâhil edilmesi yüzyıllardır İslam medeniyetinin erlerine nasip olmuştur. Haçlıların, siyonist İsrail’in ve Batı’nın payına ise barbarlık, sürgünler, işgal ve katliamlar düşmüştür. Bugün de bu kutsal topraklarda İsrail’in zulmü ve Batı’nın demokrasi yalanları artarak devam etmektedir.
Diyanet Aylık Dergi olarak bu ayki dosya konumuzu, Kudüs bilincimizin ışığında, “İşgal Altındaki Filistin’de Hayat” başlığı altında belirledik. Doç. Dr. Sema Çelem, “Kök Salmış Bir Zeytin Ağacı: Kutsal Topraklarda Aile”; Prof. Dr. Seda Öz Yıldız, “Gazzeli Kadınların Dört Nesillik Hikâyesi”; Doç. Dr. Can Deveci ise “İngiltere İdaresinde Filistin’deki Temel Gelişmeler” yazılarıyla dosyamıza katkı sundular. Her biri alanında uzman kalemlerden neşet eden dosya yazılarımıza, Prof. Dr. Ahmet Yaman ve Sümeyra Çelik’in Filistin temalı yazıları da eşlik etti. Bu ayki söyleşi konuğumuz Doç. Dr. Nihal Şahin Utku ise “Kudüs, Müslümanların zihin ve kalbinde vahyin sürekliliğini temsil eden canlı bir hafıza mekânı olarak yaşamaya devam etmektedir.” diyerek Kudüs’ün ve Filistin’in Müslümanlar için önemine dikkat çekti.
Sizleri birbirinden kıymetli yazarlarımızla baş başa bırakırken Kurban Bayramı’nın, mazlum İslam toprakları başta olmak üzere tüm Müslümanlara esenlik ve barış getirmesini diliyor, bu vesileyle İslam âleminin hicri yılbaşını da tebrik ediyor, dünya üzerinde yaşanmaya devam eden haksızlıkların ve zulmün bir an evvel sona ermesini Yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.
Bereketli okumalar…
Cafer Tayyar DOYMAZ