İnsanı ahsen-i takvim üzere yaratan Yüce Allah, yeryüzünde hayatını devam ettirebilmesi için de maddi ve manevi pek çok nimeti onun hizmetine sunmuştur. Arzı bir yerleşme alanı, semayı bir kubbe kılan Yaradan, dünyayı insanı hoşnut edecek nimetlerle müzeyyen kılmıştır. Gökten düşen yağmur da yerden biten nebat da Rabbimizin insanoğluna birer lütfudur. Verilen onca nimetle ilgili insanoğlundan istenen şey ise ayetle açıklanmıştır: “Ey insanlar! Yeryüzündeki şeylerin helal ve temiz olanlarından yiyin!..” (Bakara, 2/168.) Bu gereklilikten hareketle ayetlerin ve Hz. Peygamber’in (s.a.s.) sünnet-i seniyyesi ışığında İslam âlimleri yiyecek, içecek konusunda büyük özen göstermişler, helal gıda meselesine hassasiyetle eğilmişlerdir. İslam hukukunun şiarlarından biri olan “Eşyada ibaha esastır.” ilkesi mucibince aksine bir delil olmadığı müddetçe dünya nimetlerinden istifade etmek helal sayılmış ancak ayet ve hadislerde belirtilenlerin yanı sıra âlimlerin içtihadıyla haramların çerçevesi netleştirilmeye çalışılmıştır. Zira zaman içerisinde tüketici davranışları değişmiş, yiyecek içecekler çeşitlenmiş, endüstri elinde gıda ürünlerinin içeriği de başkalaşmıştır. Gıda sektöründeki bu değişim de yeni hassasiyetleri gündeme getirmiştir. Maalesef artık insanoğlunun bir ürünün üretim aşamalarına dair bilgisi kısıtlanmış, tarladan sofraya gelen ürünler yerini büyük bir sektöre bırakmıştır. Ürünlerin içeriği, daha tohumdan başlayıp ilaçlamaya, oradan market raflarına ulaşana kadar bütün süreçleri çeşitli harf ve rakamlara indirgenmiştir. Marketlerde boy gösteren paketli gıdalardan sağlık sektörüne, temizlik malzemelerinden giyim kuşama kadar tüketiciye sunulan her türlü hizmetin aşamalarına dair bu kısıtlı bilgi insanları hem sağlık hem de dinî hassasiyetler açısından düşünmeye sevk etmiştir: Ne kullanıyoruz?
Diyanet Aylık Dergi olarak biz de Ağustos sayımızda “Helal Gıda” konusuna yer verdik. Prof. Dr. Abdullah Kahraman dosyamız için “Gıda Maddelerinde Helal ve Harama Riayetin Önemi, Helal ve Haramı Belirleme Kriterleri”ni yazdı. Konuyla ilgili ayet ve hadislerin açıklayıcı bilgiler verdiğine işaret eden Kahraman, İslam hukukçularının helal ve haram tespitinde başvurdukları kriterleri ele aldı. İsmail Sert “Helal ve Sağlıklı Gıda Bilinci” yazısıyla dosyamıza katkı sundu. SMIIC Genel Sekreteri İhsan Övüt ise “Dünyada ve Türkiye’de Helal Standart Çalışmaları ve Uygulamaları” yazısında küreselleşmeyle birlikte ham madde ve gıda sektörünün hızla büyüdüğüne dikkat çekerek ortak helal standardının; üreticiler, belgelendirme kuruluşları ve tüketiciler için açık, güvenilir, tutarlı bir sistem sağlayacağını vurguladı.
Bu ayki söyleşimizi Lokman Hekim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Gültekin ile gerçekleştirdik. Gültekin, beslenme konusunda emanet bilincinin üzerinde durarak dinimizin, bedenimizin bize emanet olduğunu söylediğini ve her yönüyle beden sağlığının korunması gerektiğini dile getirdi.
Ağustos sayımızla birlikte sizleri birbirinden kıymetli kalemlerden neşet eden yazılarımızla baş başa bırakırken; Malazgirt Zaferi başta olmak üzere büyük mücadeleler ve zaferlerle bu toprakları bizlere miras bırakan ecdadımızı, şehitlerimizi ve gazilerimizi minnetle yâd ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde şehadet şerbeti içen ve acılarını yüreklerimizde taşıdığımız askerlerimizi cennetinde cemaliyle müşerref kılmasını Yüce Rabbimizden niyaz ediyoruz. Bereketli okumalar…
Cafer Tayyar DOYMAZ
Next
