Bu bütünlüğün sağlanması noktasında insana bahşedilen akıl, irade ve kalp nimetlerinin önemi büyüktür. İnsan, bu nimetler vesilesiyle sırat-ı müstakim üzere bir hayat sürer ve ilahi rızaya erişir.

İstikamet üzere hayat sürmek ise sahih bilgi, sağlam inanç ve selim bir kalple mümkündür. Kalb-i selim, dünyanın aldatıcılığına meyletmeyen, Allah’tan başkasına yönelmeyen kalp demektir. Dünya hayatını vahyin gösterdiği istikamet doğrultusunda yaşamanın ve nihayete erdirmenin yegâne yolu, selim bir kalbe sahip olmaktan geçer. Nitekim Cenab-ı Allah (c.c.) Kur’an-ı Kerim’de, “O gün ki ne mal fayda verir ne oğullar. Allah’a arınmış bir kalp ile gelen başka.” (Şuara, 26/88,89.) buyurur. Bu buyruk Bağdatlı Ruhi’nin âdeta bu ayetlerin tefsirini andıran mısralarında şöyle yer bulur: “Sanma ey hace ki senden zer u sim isterler / Yevme la yenfau’de kalb-i selim isterler.”

Kalb-i selim, her daim Allah’ın bize şah damarımızdan daha yakın olduğunu, kulun yönünü nereye çevirirse çevirsin O’nunla karşılaşacağını bilen kalptir. Bu şuura eren bir kalp, dünyanın baş döndürücü renklerine, oyunlarına meyletmeyecek, geçici zevkler uğruna ebediyet yurdu ahireti gözden çıkarmayacak ve daima istikamet üzere yürüyecektir. Kalpleri selim bir çizgiden çıkaran davranışların başında dünyaya ait emeller, arzular, ihtiraslar gelir. Kalp fani, dünyevi olanın ardından koştuğunda yaratılış amacının da dışına çıkmış olacaktır. Kalb-i selim, gönlü gönüller sultanına tahsis etmektir. Bunu başaran müminin dünya yükü hafifler, davranışları ahlak ve zarafetle süslenir. Nitekim Peygamberimiz de Allah Teâlâ’dan böyle bir kalp dilemiştir: “Allah’ım! Senden dinde sebat isterim. Doğru söyleyen bir dil ve kalb-i selim dilerim.” (Tirmizi, Deavat, 23/3407.)

Diyanet Dergisi olarak bu ay “Kalb-i Selim” başlıklı bir dosyayla huzurlarınızdayız.

Prof. Dr. Ramazan Altıntaş, “Kulluğun Zirvesi: Kalb-i Selim”; Doç. Dr. Güldane Gündüzöz, “Kalbin Arınmasına Giden Yolda Kalbin İşlevleri”; Prof. Dr. Bayram Ali Çetinkaya, “Akleden Kalbin Dirilişi” başlıklı yazılarıyla dosyamıza katkıda bulundular. Bu sayıda söyleşi konuğumuz ise Prof. Dr. Süleyman Uludağ Hocamız.

Bereketli okumalar diliyorum.

Cafer Tayyar DOYMAZ

DergilereAboneOlmakİçinTıklayınız