Fal: Şeytan işi pislik
İslam gelmeden önce Araplar arasında pek çok bidat ve hurafe mevcuttu. Bu batıl inançlardan biri de Kur’an-ı Kerim’de “şeytan işi pislik” (Mâide, 5/90) olarak tanımlanan fal idi.
Cahiliye dönemi insanları bir tek olan Allah’a inanmak, O’na güvenip O’ndan yardım dilemek, üzerlerine düşen vazifelere sıkı sıkıya sarılıp neticeyi O’na bırakmak yerine fallardan medet umarlardı. Savaşa girerken, yolculuğa çıkarken, nikâh, ticaret, kısmet arama vb. kararlar almadan önce fal okları atar, çıkan sonucu putlarının onayladığına inanırlardı.
Mekke’nin fetih günüydü. Sevgili Peygamberimiz ve ashab-ı kiram, Allah’a sonsuz hamd ve sena ederek Mekke’ye girdiler ve sevinçle Kâbe’ye gittiler. Allah Resûlü (s.a.s.), Kâbe’nin içine girdiğinde müşriklerin Hz. İbrahim ve Hz. İsmail’i fal kalemleriyle resmettiklerini görünce yanındakilere şöyle buyurdu: “Allah bunları yapanları kahretsin. Allah’a yemin ederim ki bu iki peygamber, hiçbir zaman böyle fal kalemleriyle rızık ve kısmet aramamışlardır.” (Buhârî, Enbiyâ, 8)