Yüce Allah insanı başıboş bırakmamış, ilk insandan itibaren elçiler göndererek hakkı ve hakikati bildirmiştir. Bu hakikatlerin başında hiç şüphesiz tevhid, hemen ardından da ahiret inancı gelir. (Kehf, 18/110; Bakara, 2/4.) Zira insanoğlu anlam arayışında sürekli olarak “Ben kimim?”, “Nereden geldim ve nereye gidiyorum?” sorularının kapısını çalar. Ölüm gerçeğiyle yüzleşir ve ölüme yüklediği anlam üzerinden hayata karışır. Öznesi olduğu yeryüzünde bir gün yaşamın sona ereceğinin farkındadır. Fânilik acziyetinin karşısına sonsuz hayatın tesellisini koyar. Hayat boyu nice haksızlıkla, zorluklarla mücadele ederken adaletin er geç tecelli edeceğini, yaşamın bu dünya ile sınırlı olmadığını bilir.

Dünya hayatının, insana öz yurdunu unutturan türlü oyunları vardır. (Ankebut, 29/64.) Zaman hızla akar, her yeni gün kendi telaşesiyle gelir. Fakat öyle zamanlar vardır ki onlar durup düşünmek, yaşam ve ölüm üzerine tefekkür etmek için eşsiz fırsatlardır. Ramazan, günlük rutinlerimizin değiştiği, gündüzün sıyamla, gecenin namazla müzeyyen kılındığı eşsiz bir zaman dilimidir. Diyanet Dergisi olarak bizler de bu ay ramazan dosyamızda, “Ahiret Bilinci”ni işledik. Ahirete imanın, hayata anlam katan, yön veren, değer kazandıran vasfını sayfalarımıza taşıdık. Bu bilinçle acılı dünyamızda üzerimize düşen sorumlulukları bir kez daha hatırlayalım, sınav kâğıdımıza bu rikkatle nazar edelim, Gazze’de, Doğu Türkistan’da yaşanan zulüm karşısında hem elimizden geleni yapıp hem de dünya hayatının geçiciliğini idrak ederek anlamlı ve erdemli bir hayatın mümessili olalım dedik. Prof. Dr. Süleyman Toprak, “Ahiretin Kapısı Ölümü Hatırlamak ve Ona Hazırlanmak”; Prof. Dr. İlyas Çelebi, “Hz. Peygamber’in Tebliğinde Ahiret İnancının Yeri”; Prof. Dr. Asım Yapıcı, “İnsanın Ruhsal Olgunluk ve Anlam Arayışında Ahiret İnancının Değeri: Kaybolan Bir Bilincin İzini Sürmek” adlı yazılarıyla dosyamıza katkı sundular.

Mart sayımızla birlikte “Türkiye Yüzyılı”nda Diyanet ve din hizmetlerini de gündemimize aldık. Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, söyleşi köşemizde sorularımızı cevaplayarak din ve Diyanet hizmetlerinin geçmişini, bugününü ve geleceğini anlattı. Doç. Dr. Burhan İşliyen ve Doç. Dr. Selim Argun da yazılarıyla Başkanlığın faaliyet alanları hakkında bilgiler verdiler.

Sizleri dergimizle baş başa bırakırken Cumhuriyetimizle birlikte büyüyen ve gelişen Diyanet İşleri Başkanlığının neferleri olmanın sorumluluğunu duyuyoruz. Yaklaşan ramazan ayının hayır ve bereket getirmesini, hayatın baş döndürücü hızına bir şerh düşerek tefekkür kapılarını aralamasını, ahiret bilinciyle tazelenen mümin gönüllerin hayatını da buna göre tanzim etmesini Yüce Allah’tan niyaz ediyoruz. Dün olduğu gibi bugün de dualarımız başta Gazze olmak üzere gadre uğrayan bütün insanlar için. Dünyanın haysiyet davasını güden bütün insanlara şükranlarımızı sunarken ramazan ayının yaralarımızı merhametle kuşatmasını temenni ediyoruz.

Bereketli okumalar...

Cafer Tayyar DOYMAZ