<p style="text-align: justify;"><strong>Diyanet İşleri Başkanlığınca ülke genelinde sürdürülen "Gençliğe Değer" projesi kapsamında il ve ilçe müftülükleri gençlere yönelik sosyal ve kültürel içerikli etkinlikler düzenliyor.</strong></p> <p style="text-align: justify;">Çalışmalarını bu doğrultuda aralıksız sürdüren Ağrı İl Müftülüğü, gençlere yönelik "Hayatta Planlı Yaşamanın Faydaları" konulu çevrimiçi etkinlik düzenledi.</p> <p style="text-align: justify;">Programda gençlerle buluşan Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Ömer Aydın, zamanın kıymetine dikkat çekerek; "Planın ana maddesi zamandır. Zaman insana verilmiş en değerli varlıktır. Ve bildiğimiz gibi yüce Allah Kur’an’da zaman üzerine yemin ediyor. Her insana eşit şekilde verilen en önemli şey zamandır. Çünkü zaman; zengin, fakir, bölge ve statü fark etmeksizin herkese eşit verilmiştir. Zaman, satın alınamayacak kadar kıymetli bir hazinedir. Onu stoklayamayız, devredemeyiz ve geri alamayız." diye konuştu.</p> <p style="text-align: justify;"><strong>- Zamanın bereketi plan yapmaktır</strong></p> <p style="text-align: justify;">Zamanı doğru değerlendirmenin önemini vurgulayan Başkanlık Müşaviri Aydın, "Zaman doğru değerlendireni vezir eder, değerlendirmeyeni ise rezil eder. Zamanın bereketi plan yapmaktır. Bugün dünya çapında çok başarılı insanlara baktığımızda, beşer dakikalık planlarının olduğunu görürüz. Maalesef biz, bırakın beşer dakikayı saatlik program yapmakta zorlanıyoruz. Hatta birçok insan plansız yaşıyor. Gün içerisinde neler yapacağını bir gün öncesinde akşam planlarsa o kişinin zamanı 2 ila 10 kat arası bereketlenir. Başarılı insanların başarılı olmasının anahtarı, yapacaklarının önceden planlanmasıdır. Eğer bir insan planını veya randevusunu net yapmışsa, uyandırılmaya ihtiyacı yoktur. Mesela bir kişinin uçak yolculuğu veya önemli bir programı varsa, saat kursa dahi genelde saat çalmadan uyandığını görürüz. Çünkü beynin kendi içinde bir sağlık sistemi vardır ve beyin bu talimatlarla kişiyi uyandırır, uyutmaz. Dolayısıyla biz akşamdan programımızı yaparsak beyin bu doğrultuda çalışma yapar. Mesela biz yarın Kur’an okuyacağız diye plan yaptığımızda beyin göz için, çarşıya pazara gideceğim diye plan yaptığımızda ise bacak ve kol için enerji biriktirmeye başlar ve kişinin o saatte o işi yaparken yıpranmaması için ihtiyaç olmayan uzuvlara gereğinden fazla enerji aktarmaz." diye konuştu.</p> <p style="text-align: justify;"><strong>Aydın, sözlerini şöyle noktaladı:</strong></p> <p style="text-align: justify;">"Kişiyi iş yapmak yormaz; plansız ve hazırlıksız iş yapmak yorar. Mesela şehir dışından birini arayıp hemen gel deseniz gelmesi mümkün olmaz. Bu işin bileti, hazırlığı ve geliş süresi var. Ama birkaç gün öncesinden söylerseniz planını yapar ve stres yapmadan uygulayabilir. Dolayısıyla kardeşlerimiz doğru planlama yaparak yaşamak istiyorlarsa, en az 24 saat öncesinde ne yapacaklarını belirlemeli ve sözlerine yani programa sadık kalmalılar. Çünkü yapılan plan uygulanmadığı zaman bu iş yalancı çoban meselesine döner ve artık beyin 'bunun bir şey yapacağı yok' diyerek kendini plana göre hazırlamaz.</p> <p style="text-align: justify;">Zamanı doğru yönetmek bir tercih sebebi değildir. Eşrefi mahlûkat olan insanın, yaşamının ve kulluğunun hakkını verebilmesi için mecburiyettir. Bir insanın başarılı olamamasının en baş sebebi plansızlıktır. İnsanın planı yoksa başarılı olma ihtimali de yoktur. Peki plan nasıl olacak? Günlük, haftalık, aylık, yıllık plan olması gerekiyor. Yani 20 yaşındaki bir kardeşimiz, 25 yaşındaki durumunu şimdiden planlamıyorsa, başarılı olma ihtimali azalacak ve başarı için harcayacağı enerji de ciddi anlamda artacaktır. Beyin bir şey yapmaktan değil de bir şey yapamamaktan yorulacaktır.</p> <p style="text-align: justify;">Öncelikle genç kardeşlerimizden, kendilerini geleceğe çok iyi hazırlamalarını istirham ediyorum. Çünkü dünya artık çok hızlı değişiyor. Şu anki yaşadıkları hayat, 10 yıl sonra olmayacak. Çok farklı teknolojilerle yeni iş sahaları ortaya çıkacak. Peki püf nokta nedir? Püf nokta şu; beyin ve zihin gelişimine, eğitime ve okumaya çok önem verilmelidir. Çünkü bedensel işler bitiyor. Artık kendini, insanı, teknolojiyi ve yazılımları iyi yöneten yöneticilere ihtiyacımız var. Yeni bir şey bulmak zekânın ve gelişmişliğin göstergesidir. Eğer kişi gelişmemişse, var olanı dahi kullanamaz. Dolayısıyla gençlerden var olanı kullanmaktan ziyade yeni bir şeyler üretmelerini ümit ediyorum. Genç kardeşlerimizin bu ilim ve fikir yolculuklarında muvaffakiyet diliyorum."</p>