#KEŞFET

Ağız alışkanlığı ile yerli yersiz edilen yeminin hükmü nedir?

Bir Ayet: Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah’ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat’ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. (Saf, 61/6)

Abone Ol

Ağız alışkanlığı ile yerli yersiz edilen yeminin hükmü nedir?

Yemin etmek mübah olmakla birlikte, gereksiz yere yemin etmek ve çok yemin etmeyi alışkanlık hâline getirmek doğru değildir. Kur’an-ı Kerim’de çok yemin etmenin Yüce Allah’ın hoşuna gitmeyen işlerden biri olduğuna işaret edilmiştir. (Kalem, 68/10)

Dil alışkanlığıyla söylenen, herhangi bir işin yapılması veya yapılmaması yönünde bir içeriğe sahip olmayan “vallahi”, “billâhi” gibi sözler lağv (içi boş, hükümsüz) yemin sayıldığı gibi, bile bile yalan söyleme kastı olmaksızın, geçmiş veya şimdiki zamandaki bir husus üzerine doğru olduğunu zannederek yapılan yemin de lağv yemini sayılır. Kur’an-ı Kerim’de bu tür yeminden dolayı keffâret gerekmediği bildirilmiştir. (Mâide, 5/89) Ancak ağız alışkanlığıyla ikide bir yemin edenlerin bu kötü âdeti en kısa sürede bırakmaları gerekir.

Hiçbir kasıt olmasa da gelecekteki bir iş hakkındaki her türlü yemin, mün’akid yemin kapsamındadır ve gereği yerine getirilmediğinde keffâret gerekir. Yani bu tür yeminler kasıtsız söylense bile yemin-i lağv sayılmaz.