Tasavvufun bir ilim olarak teşekkülü, ancak Peygamber Efendimiz'in (sas) vefatının ardından birkaç asır geçtikten sonra tamamlanır. Bu, yalnızca tasavvufa has bir durum da değildir. İslâmî ilimlerin doğuşu, Hz. Peygamber’den sonraki asırlar içerisinde gerçekleşmiştir. Mutasavvıfların farklı din ve kültürlerle teması neticesinde ortaya çıkan problemlerle doğru orantılı bir şekilde İslâmî ilimler de ortaya çıkmıştır. 

Hz Peygamberin sağlığında her türlü problem bizzat kendisini soruluyor ve kolayca çözümlenebiliyordu. Kur'an'ın anlaşılması ve yorumlanması bizzat onun tarafından yapılıyordu. İbadetler ve temel ahlâkî prensipler onun örnekliğinde belirleniyordu. Dolayısıyla bu dönemde ihtisaslaşma ihtiyacı bulunmuyordu. Bunun için İslami ilimlerin doğuşu da sonraki asırlarda gerekli olmuştu. Peygamber Efendimizin hayatı Müslümanlar için İslam'ın nasıl yaşanması gerektiğine dair en açık örnekti. Efendimiz, aile hayatı, ticareti, devlet başkanlığı, ibadet hayatı, dünya ve ahiret dengesini gözetmesiyle bir Müslümanın toplum içerisinde nasıl hareket etmesi gerektiğini uygulamalı olarak göstermekteydi. Efendimiz'in örneklik teşkil ettiği alanlardan birisi de hiç şüphesiz onun zühd hayatıydı. Peki zühd neydi?

İÇİNDEKİLER:

Tasavvufun Temeli Zühd

Zühd nedir?

Hz. Peygamberin hayatında zühd

Sahabe ve tabiîn hayatında zühd

--------------------------------------------

Doç. Dr. Mahmud Esad Erkaya

Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi