Genel anlamda üç mesajı bulunur.

           İlki ideal müminin sıfatlarıdır. Furkan suresinin son tarafında; Rahmanın (has) kulları ve örnek vasıfları tanıtılır. Onlar hayatlarını ibadetle geçirip Allah’ın yasaklarından kaçanlardır. Bu kısımda da ideal müminin vasıfları anlatılmaya devam etmektedir:

a. Onlar mütevazıdır,

b. Cahillerle tartışmazlar, onlara selam der ve geçerler,

c. Geceleri (teheccüt namazında) Rablerine secde ederler ve kıyamda dururlar,

d. Dua ederler,

e. Harcamaları dengelidir; ne israf ederler, ne de cimrilik ederler,

f. Allah’ın haram kıldığı cana kıymazlar ve insan öldürmezler,

g. Zina etmezler,

h. Hata ettiklerinde ve günah işlediklerinde hemen tövbe ederler ve hatada ısrar etmezler,

i. Yalancı şahitlik yapmazlar,

j. Boş/faydasız şeyleri vakarlı bir şekilde terk ederler,

k. Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında kör ve sağır gibi davranmazlar (hemen itaat ederler),

l. Onlar şöyle dua ederler: “Bize eşlerimizden ve soyumuzdan gözümüzün nuru/alnımızın akı olacak nesiller ver ve bizi takva sahiplerine önder/rehber eyle.” İşte bu seçkin-temiz insanlar cennetin en yüksek makamında olacak kişilerdir. Surenin son ayeti şu şekildedir; “De ki: Duanız/kulluğunuz olmasa, Rabbim size ne diye değer versin?...

            İkincisi ideal müminin sanal gündemlerin etkisinde kalmayacağıdır. Bu cüzde bulunan Şuara suresinde ise; insanların, peygamberlerin yolunu terk edip yapay gündeme takılmaları tenkit edilir ve bu tehlikeye dikkat çekilir. Çünkü gündemi başkaları belirlemektedir. O günkü cahiliye toplumunda şairler; zalim yöneticilerin ve zenginlerin isteğine göre yapay bir gündem oluşturuyorlardı. Burada cahiliye şairleri sanal gündemin ve algı oluşturmanın sembolüdürler. Şuara suresi bu tehlikeye dikkat çekip insanların Peygamber ve Kitab’ın yolu olan sırat-ı müstakîmden (doğru yoldan) nasıl ayrıldıklarını anlatmakta ve önceki peygamberler dönemi ve ümmetlerinden örnekler vererek bu tehlikenin aslında her asırda yaşandığını açıklamaktadır (Şuarâ, 26/10-190).

             Üçüncüsü ise ideal müminin rehberinin Kitap ve Sünnet olması gerektiğidir. uresinde, Kur’ân’ın insanlar için gerçek bir rehber olduğu anlatılmaktadır. Ayrıca tarihteki Hz. Musa, Süleyman, Salih ve Lut peygamberlerin rehberliklerinden örnekler verilmekte; insanları doğru yola getirmek ve sapmalarından kurtarmak için bu peygamberlerin yaptığı tebliğ çalışmaları ve örnek yaşayışları aktarılmaktadır (Neml, 27/1-58).