Yunus, Hud, Yusuf, İbrahim, Hicr sureleri aslında Elif-lam-ra (الر (ile başlayan sureler serisidir. Bununla belki de bu 5 surenin konu bütünlüğüne/birliğine dikkat çekilmekte ve dikkatli okunması gerektiği mesajı verilmektedir.

Genel anlamda üç mesajı bulunur.

İlki peygamberlerin mücadelesidir. Hud suresinin girişinde (tebliğ edilmesi emredilen) tevhid, risalet ve ahiret ile ilgili konular aktarılır. Bu girişten sonra önceki ümmetlere gönderilen peygamberlerin tebliğ sırasında yaşadığı olaylar (Yunus suresindeki kaldığı yerden) anlatılmaya devam etmektedir; orada peygamberlerin kavmi ile ilk iletişimleri/tebliğleri ve kavimlerinin tepkileri anlatılırken, bu surede ise olayların devamında tebliği reddeden ve peygamberlere savaş açan o kavimlerin helakı açıklanmaktadır. Hz. Nuh ve kibirli kavminin helak oluşu (Hud, 11/25-49), Hz. Hud ve hilekâr kavminin helak oluşu (Hud, 11/50-60), Hz. Salih ve zalim kavminin helakı (Hud, 11/61- 68), Hz. Lut ve ahlaksız kavminin helakı (Hud, 11/77-82), Hz. Şuayb ve sahtekâr kavminin helakı (Hud, 11/61-68), Hz. Musa ve kendisini putlaştıran zalim Firavun ile mücadelesi ve zalimlerin sonu (Hud, 11/96-101) anlatılmakta; “Kesinlikle zalimlere meyletmeyin..” (Hud, 11/113) emri ve “Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir” (Hud, 11/123) hatırlatması ile sure sona ermekte; Muhammed ümmetinin aynı hatalara düşmemesi istenmektedir.

İkincisi hayatın zorluklarına karşı sabretmenin gerekliliğidir. Bu cüzde Yusuf suresinin ilk kısmı da bulunmaktadır. Yusuf suresinde sadece Yusuf peygamberin hayatı baştan sona anlatılmakta, başka bir yerde Hz. Yusuf ile ilgili bir bilgi verilmemektedir. Sure Hz. Yusuf’un gördüğü bir rüya ile başlar. Bu rüya ile babası Yakup Peygamberin küçük Yusuf’a sevgisi daha da artar. Bunu kıskanan kardeşleri küçük Yusuf’tan kurtulmak isterler ve onu bir kuyuya atarlar. Oraya su ihtiyaçları için uğrayan kervandaki kişiler kovalarını sarkıtınca onu bulup kurtarırlar, ancak Mısır’a götürüp orada köle olarak satarlar.

Üçüncüsü ise suçsuz olanların kurtulması, temiz hallerinin ortaya çıkmasıdır. Hz. Yusuf’u satın alan kişi Mısır’ın üst seviyede yöneticisi olan bir azizdir. Eşi ile birlikte Yusuf’u büyütürler. Ancak Yusuf güzel bir genç olunca Aziz’in hanımı tarafından rahatsız edilir ve kadının yararlanma isteği etrafta duyulunca o dönemdeki skandalı önlemek için; suçsuz olduğu halde Hz. Yusuf’u hapse atarlar. Çünkü sonuçta o ellerindeki bir köledir ve hiçbir kıymeti yoktur. Hapiste Hz. Yusuf iki kişi ile tanışır. Bir gün o ikisi bu temiz gence gördükleri ilginç rüyalarını anlatırlar. Hz. Yusuf rüyalarını tabir etmeden önce onlara tevhid inancını anlatır, İ slam’ı tebliğ eder. Sonra bu rüyayı; o iki kişiden birisinin hapisten kurtulup kralın yakın adamı olacağı, diğerinin ise asılıp idam edileceği şeklinde tabir eder ve yorumlar. Daha sonra olaylar bu şekilde gelişir. Kurtulan kişi kralın yakın adamı olur ve Hz. Yusuf’u unutur. Yıllar sonra kralın gördüğü bir rüyayı kimse tabir edemeyince, o kişinin aklına zindandaki Hz. Yusuf gelir ve onu çıkartırlar. Hz. Yusuf bu rüyayı ileride gelecek ve yedi yıl sürecek büyük bir kıtlık ile tabir eder. O kıtlığa hazırlık yapılması gerektiğini söyler. Bunun üzerine Hz. Yusuf, kral tarafından Mısır’ın ekonomisi ile ilgili olarak görevlendirilir ve büyük hazırlıklar başlar. Bu dönemde Aziz’in karısı da vicdan azabından dolayı Yusuf’un suçsuz ve temiz olduğunu itiraf eder…( Sonraki gelişmeler ve olaylar bir sonraki 13. cüzde devam etmektedir.)