<p style="text-align: justify;"><strong>ABD'de yapılan bir araştırmada, ibadetlerini yerine getirerek yetiştirilen çocuk ve gençlerin ilerleyen yaşlarda fiziksel ve zihinsel olarak daha sağlıklı olduğu ortaya çıktı.</strong></p> <p style="text-align: justify;">Harward T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu tarafından yapılan ve American Journal of Epidemiology dergisinde yayımlanan araştırmada, bilim insanları, ailesi ile veya kendi başına dini törenlere katılan 8-14 yaş grubundaki yaklaşık 5 bin kişinin 20'li yaşlarına kadar geçirdikleri fiziksel ve zihinsel gelişimini izledi.</p> <p style="text-align: justify;">Araştırma sonucunda, haftada en az bir kez dini hizmete katılan çocuk veya gençlerin, 20'li yaşlarına geldiğinde, dini hizmetlere hiç katılmamış olanlara göre yüzde 18 daha fazla mutlu olduklarını bildirdikleri kaydedildi.</p> <h4 style="text-align: justify;"><strong>Gönüllü çalışmalara katılıyor, uyuşturucudan uzak duruyorlar</strong></h4> <h4 style="text-align: justify;">Aynı şekilde dini ibadetlere katılan çocuk ve ergenlerin, 20'li yaşlarında, gönüllü çalışmalara katılımının yüzde 30 daha fazla ve uyuşturucu kullanmaya yatkınlıklarının da yüzde 33 daha az olduğu tespit edildi.</h4> <p style="text-align: justify;">Araştırmada, her gün ibadet eden veya meditasyon yapanların, hiç <strong>ibadet </strong>veya meditasyon yapmayanlara göre hayattan daha fazla tatminkar olduğu, duygularını daha iyi yönlendirdiği ve daha fazla affedici olduğu ortaya konuldu.</p> <p style="text-align: justify;">Çalışmanın yazarı Ying Chen, söz konusu bulguların sağlıklı davranışlar ve aile olma konusundaki anlayışlar için çok önemli olduğunu belirterek, "Bu çalışma gösteriyor ki çocukların <strong>dindar </strong>olarak yetiştirilmesinin sağlık konusundaki davranışları, akıl sağlıkları, genel olarak mutlu olma ve iyi halleri üzerinde güçlü bir etkisi var." ifadesini kullandı.</p> <p style="text-align: justify;">Katılımcıların çoğunun beyaz, kadın ve üst sosyal ekonomik statüden kişiler olduğu da not edilerek, diğer demografik özelliklere sahip daha çeşitli kesimler üzerinde de incelemeler yapılması gerektiği kaydedildi.</p>