Selamlaşmak: Sevgi ve esenliğe kapı açmak
Yüce Rabbimizin isimlerinden olan “Selam” müminin şiarıdır. Korku, endişe ve tehlikeden uzak olmanın, sükûn ve güvenin adıdır. Bizler, tanıdığımız tanımadığımız bütün insanlara selam verir, onlarla güven ve muhabbet bağları kurarız. Söze başlarken “selâmun aleyküm”, “Allah’ın selamı üzerinize olsun” der, iyi niyetlerimizi duaya dökeriz.
Selam, dost olduğumuza ve bizden zarar gelmeyeceğine dair karşımızdakine verdiğimiz teminattır. Tebessümle verilen bir selam, küslüğü ve kini unutturan gönül kapısını açan kıymetli bir anahtardır. Selamın ardından tatlı bir dille hâl hatır sormak, kardeşlik duygularımızı pekiştirir. Rahmet Peygamberi (s.a.s.), selamın kaynaştırıcı etkisini şu sözlerle dile getirmiştir: “İman etmedikçe cennete giremezsiniz! Birbirinizi sevmedikçe de kâmil anlamda iman etmiş olamazsınız! Size birbirinizi sevmenize vesile olacak bir davranış öğreteyim mi? Aranızda selâmı yayın!” (Müslim, İmân, 93) Selamlaşarak gönülden gönüle köprüler kuralım. Selamla esenliğin kapısını açalım.