<p style="text-align: justify;"><strong>Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Ahmed er-Raysuni</strong>, "Müslüman alimler, <strong>Filistin</strong>'i ve <strong>Mescid-i Aksa</strong>'yı korumak için her zamankinden daha fazla şuurlu ve seferber olmuş durumda." dedi.</p> <p style="text-align: justify;">Dünya Müslüman Alimler Birliği Başkanı Raysuni, <strong>İsrail </strong>ile normalleşen Körfez ülkelerinin Filistin meselesini nasıl etkileyeceğini yorumladı.</p> <p style="text-align: justify;">Raysuni, "Filistin meselesi derin bir konudur. Öncelikle halkın meselesidir. Bu yüzden kesin karar yavaş da olsa halkın kararıdır." diye konuştu.</p> <p style="text-align: justify;">Arap halklarının kendilerini etkileyen konularla ilgili söz hakkının bulunmadığını belirten Raysuni, "Ancak sömürge, Siyonist ve diktatör projelere yönelik büyük bir tepkileri ve muhalefeti var." ifadelerini kullandı.</p> <p style="text-align: justify;">Raysuni, "Eğer normalleşme başarıya ulaşsaydı, Mısır ve Ürdün'de başarılı olurdu. Ondan önce de Siyonistlerin işgali altındaki Filistin'de başarılı olurdu." şeklinde konuştu.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>Normalleşme süreci</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Normalleşme anlaşmasına giden süreci anlatan Raysuni, "Bu, on yıl belki de daha uzun bir süredir pişirilen eski bir anlaşmaydı. İlanı için önceden hazırlık yapıldı ve imzalandı." dedi.</p> <p style="text-align: justify;">Raysuni, "İlk adım 2010 yılında Dubai'de Filistinli komutan Mahmud el-Mebhuh'un suikastle şehit edilmesiydi." diyerek <strong>MOSSAD </strong>ile <strong>BAE </strong>Emniyet güçlerinin iş birliğiyle operasyon düzenlendiğini kaydetti.</p> <p style="text-align: justify;">BAE'nin aynı yıl Filistin Büyükelçisi'nin ülkeden uzaklaştırdığını hatırlatan Raysuni, "2010 yılında Siyonist birlik ortaklaşa ve koordineli suikastler düzenlemeye başlamıştı ve BAE'nin Filistin ile ilişkilerinde kopuş gerçekleşmişti." şeklinde konuştu.</p> <p style="text-align: justify;">Raysuni, Arap Baharı ile birlikte demokrasi ve insan hakları konusunda bilinç artışının yaşandığını ifade ederek, bu nedenle halk iradesinden korkan BAE'nin İsrail'e sığındığına dikkati çekti.</p> <p style="text-align: justify;">Sonrasında ise ABD Başkanı Donald Trump'ın zorbalık, coşku ve Haçlı ruhuyla ortaya çıktığını söyleyen Raysuni, normalleşmeye giden yolu açtığını ifade etti.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>Müslüman alimler normalleşmeyi desteklemiyor</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Müslüman Alimlerin normalleşme konusundaki tavrına ilişkin Raysuni, "BAE ve<strong> Bahreyn</strong>'in normalleşmesini destekleyen alimlerin sayısının sıfıra yakın olduğunu görmekten memnuniyet ve gurur duyduk." ifadelerini kullandı.</p> <p style="text-align: justify;">Raysuni, BAE'ye yakın isim haricinde Müslüman alimlerin normalleşmeye karşı olduğunu vurgulayarak, "Binlerce alim, kendiliğinden, hür iradeleriyle bu ihanet adımına karşı çıktılar." diye konuştu.</p> <p style="text-align: justify;">Müslüman alimlerin sözkonusu anlaşmayı men ettiğini, kınadığını ve anlaşmaya karşı direnilmesi gerektiğini söylediğini belirten Raysuni, "Müslüman alimler, Filistin'i ve Mescid-i Aksa'yı korumak için her zamankinden daha fazla şuurlu ve seferber olmuş durumda." ifadelerini kaydetti.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>İsrail ile Bahreyn ve BAE anlaşması</strong></h3> <p style="text-align: justify;"><strong>ABD Başkanı Trump</strong>, 13 Ağustos'ta İsrail ile BAE'nin, 11 Eylül'de ise İsrail ile Bahreyn'in "ilişkilerini tamamen normalleştirmek" için anlaşmaya vardıklarını duyurmuştu.</p> <p style="text-align: justify;">BAE ve Bahreyn, 15 Eylül'de Beyaz Saray'da düzenlenen törende İsrail ile ilişkileri normalleştirme anlaşması imzalamıştı.</p> <p style="text-align: justify;">1979’da Mısır, 1994’te de Ürdün’ün ardından İsrail ile normalleşme anlaşmasına varan üçüncü Arap ülkesi BAE, dördüncü Arap ülkesi ise Bahreyn oldu.</p>