Özer, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bu yıldan itibaren geçmiş sınavlara yönelik değerlendirme raporları yayımlamaya başladıklarını hatırlattı. Bu çerçevede 6 ayda 7 rapor yayımlandığını ifade eden Özer, "ÖSYM'nin raporları kamuoyunda büyük memnuniyetle karşılandı." dedi. Yıl sonuna kadar 5 rapor daha rapor yayımlamayı planladıklarını belirten Özer, "Bu süreci topluma hesap verebilirliğin bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Ayrıca, yükseköğretim kurumlarımız kendi öğrenci ve mezunlarının bu sınavlardaki performanslarını diğer yükseköğretim kurumlarınınki ile karşılaştırabilme ve böylece eğitim süreçlerini de raporlardaki bulgular ışığında iyileştirme imkanı elde ediyor." diye konuştu. Özer, raporlarda elde edilen bulgular ışığında sınavlarla ilgili iyileştirici bazı düzenlemelerin kısa sürede yapılmış olmasının raporların ne kadar önemli bir boşluğu doldurduğunu gösterdiğini de vurguladı. - Diğer akademik çalışmalar için de veri paylaşılacak Mahmut Özer, değerlendirme raporlarını yayımlamaya devam ederken veri paylaşımı ile ilgili önemli bir adım daha attıklarını belirterek şu bilgileri paylaştı: "ÖSYM, artık yükseköğretim kurumlarındaki yüksek lisans ve doktora tezleri ile kamu kurumlarındaki uzmanlık tezleri için verilerini paylaşacak. Ayrıca, tezler dışındaki diğer akademik çalışmalar için de veriler paylaşılacak. Böylece diğer akademik çalışmalar için de destek olacağız. Bu konudaki usul ve esasları, veri güvenliğini de kapsayacak şekilde Yönetim Kurulumuzda belirledik. Verilerimizi kullanmak isteyenler bize başvuru yapacak. Başvuruların bir takvimi olacak ve bir Danışma Kurulu tarafından değerlendirilecek. Başvuru takvimi, önümüzdeki günlerde kamuoyu ile paylaşılacak. Yeni uygulamayla bu alanda çok önemli çalışmaların ortaya çıkacağına inanıyoruz." ÖSYM Başkanı Prof. Dr. Özer, Türkiye'deki akademik bilgi üretiminde başta üniversite giriş sınavı olmak üzere ulusal sınav verilerinin daha çok kullanılmasını istediklerini kaydetti. Özer, "Böylece, araştırmacılarımız, OECD tarafından yapılan PISA veya Uluslararası Değerlendirme Kuruluşu tarafından yapılan TIMSS gibi uluslararası değerlendirme verilerini ulusal verilerle karşılaştırma imkanına da kavuşmuş olacaklar. Ulusal ve uluslararası verilerin birlikte kullanılması, Türkiye'deki eğitim sisteminin mevcut durumu hakkında daha gerçekçi projeksiyonlar yapabilme imkanı verecektir." değerlendirmesinde bulundu.