Kadın Olmak

Abone Ol

Kadın annedir. Hayata yeni bir can getirmeye sebep kılınmış validedir. O zahmetle karnında ve kucağında taşıyan bir ömür de yüreğinde barındırandır. “Biz insana anne ve babasına iyilik yapmayı emrettik”[1] diyerek emre itaatin bir misakı kılmıştır Allah anneyi. İşte onun için Allah Resulüne “iyi muamelede bulunmam gereken kimdir diye sorulduğunda annendir, annendir, annendir, sonra babandır.” [2]diye cevap vermiştir. Anne daha dünyada iken cennet ayakları altına serilen merhamet kaynağıdır. Allah Resulü, “Onun evladına olan merhametini Allah’ın kullarına olan merhametine kıyasla anlatmıştır”[3]. Anne, milleti bağrında barındıran vatan gibi sığınak, barınak ve güven ocağıdır. Vatan nasıl bereket, rahmet, sükûnet ise milletine anne de öyledir evladı için. Kolay değildir teslim olmuş bir anne olsa da bağrındaki yavrusunu nehre bırakmak. Ama emir evladına daha merhametli olan Allahtan gelmiş ve Musa’yı zalimin zulmünden zalimin sarayında koruyarak annesinin merhamet kucağında büyütmüştür.

Anne olmak iffet abidesi Meryem olmaktır. Ne zor şeydir bir kadının kocası olmaksızın Allah’ın yaratma sanatının başka bir şekilde kendisinde tecelli edip kudreti idrak edemeyenlere iffetini ispat etmeye çalışması. Adayan Hanne olursa iffet abidesi Meryem olur. Meryem’den de beşikteki İsa Allah’ın kudretini anlatan kelam olur. Valide olmak bazen Hz Yakup gibi içli bir eşe sahip olduğundan dolayı ismiyle değil varlığıyla anlam olmaktır. Anne olmak , “kişinin annesinden ve babasından kaçacağı gün ”[4] gelmeden önce uğruna “infak”[5] da bulunulması istenen, “sürekli duada bulunulan”[6] ve duası alınması istenen kendisine “öf bile denmesi yasaklanan ve sadece güzel sözle muamelede bulunulması emredilen”[7] şefkat sebebi olmaktır. olmak Yusuf gibi bir peygamberin gönül dünyasında “ huzurunda saygı secdesine kapanılması ”[8] gereken hürmet sebebi olmaktır.

Kadın aynı zamanda erkeğin ötekisidir. Kendisiyle “huzur bulunsun”[9] diye yaratılmış eştir. Bu yüzden Allah’ın rasulü “müminlerin iman bakımından en mükemmeli huyu en iyi olandır. Hayırlınız kadınlarına karşı hayırlı olandır.”[10] buyurur. Eşine hayırsız olan kime hayırlı olabilir ki? Sekinet olan eşine sükunet olmayanda hiç huzur olur mu? . Eş ve onun sebebiyle meydana gelen “meveddet ve rahmet aynı zamanda düşünen topluluklar için ibretlerin olduğu ayetler kılınmıştır.”[11] Bu sebeple inanan bir erkeğin gönül dünyasında “göz aydınlığı olacak bir eşin ve ondan doğacak bir çocuğun duasında bulunmak”[12] ayet olan eşe sadakat göstermekle olur. Çünkü sadakat olmadan eş olunmaz. Birbirlerine sadakat göstermeyen eşlerden müttakilere önder de olmaz. Eş olmak bazen öncü olmak ve öne atılmaktır. Öyle eşler vardık ki peygamberin eşi olsa da “geride kalanlardan olmuştur”[13].Tıpkı Lut (as)’ın eşi gibi. Kimi eşler de vardır ki daha dünyada iken eşinin yaşamış olduğu inkâr hayatına ortak olup inkarda onu bile geçmiş olmasından dolayı cehennemde “eşinin odun taşıyıcısı”[14] olmaya memur kılınmıştır. Fakat bazı eşler de vardır ki inkarında zirve yapmış, zulmünde nam salmış firavunun karısı iken “Rabbim beni firavundan ve kötülüklerinden kurtar”[15] diyerek eşinin esareti ve işkencesi altında Allaha sığınmıştır. Eş olmak Hiradan korkuyla indiğinde kâinatın efendisine ümit olan Hatice olmaktır. Eşinin peygamberliğini tasdik etmek için harici hiçbir delil istemeksizin ey Muhammed Allah seni asla mahcup etmez çünkü sen doğruyu konuşur, yoksulu kayırır, akrabayı gözetir, misafiri ağırlar, zulme maruz kalanlara yardım edersin diyerek eşine ilk iman edip onu teskin edendir. Hatice gibi eş olmak cahiliye de bile “Tahira” ismiyle nam salıp hayatını ve tüm servetini eşinin davası uğruna harcayabilmektir. Eş olmak aynı zamanda sırdaş ve yoldaş olmaktır. ilmi ile ümmete ışık olmaktır. Büyük bühtanın hüznünden dolayı günlerce babası Sıddık’ın evinden çıkmayıp halini sadece Allah’a arz ederek Kur’an’ın nuruyla (ve nur süresiyle) tezkiye edilen müminlerin annesi Aişe olabilmektir eş olmak.

Kız evladı olmak ise firavunun zihniyetinde “arzuların kurbanı”[16] olmaktır. Ebu Cehil’in Cahiliyesinde “diri diri toprağın altına gömülen mazlum”[17] olmaktır. İslam da ise kız olmak müjdelenmiş olmaktır. Allah’ın müjde dediğini diri diri toprağa gömmek Hz Ömer’in iman ettikten sonra aklına geldikçe ağladığını söylediği vahşettir. Müjdelenmiş olmak Hannenin yüreğinde adanmış Meryem, Hatem’ül Enbiyada ise son evlat Fatıma olmaktır. Müjdeye mazhar olmak ise Nebevi haberde “cennette peygamberle yan yana olmaya sebep kılınmış nimete sahip olmaktır.”[18] İşte bu sebeple “İkram ve ihsanlarınızla çocuklarınıza eşit muamelede bulunun. Eğer ben birini üstün tutacak olsaydım kızları üstün tutardım.”[19]Buyurmuştur Allah Resulü.

Kadın olmak bazen kardeş olmaktır. Bu kardeşlik özde olabileceği gibi üveylikte sütte bazen de imanda ve insanlıkta kardeşliktir. Ama bir erkek için hepsinde ortak nokta karşı cinsi kardeş bilip ona saygı göstermektir.

Ne yazık ki tarihin her döneminde birçok medeniyetin zihin algısında bütün vasıflarıyla kadın cinsiyeti üzerinden aşağılanan, horlanan, tahkir ve taciz edilen, dövülen ve öldürülmesi gereken bir varlık olarak algılanmıştır. Örneğin “bir Yahudi erkeğin sabah kalktığında ilk duasında beni kadın olarak yaratmadığın için sana şükrediyorum.”[20] demesi aslında kendisini dünyaya getiren annesine, yoldaşı ve sırdaşı olan eşine, zürriyetini devam ettirecek kızına ve yanında olan kız kardeşine hakaretidir. Böyle düşünen bir Yahudi’nin gönül dünyasında kadın hilekârlığın, fesatçılığın kaynağıdır. Çünkü tahrif olmuş Tevrat’ta kadın bütün kötülüklerin müsebbibidir. Hristiyanlıkta ise “Erkek Tanrının yüceliğidir. Kadın ise erkeğin yüceliğidir. Çünkü erkek kadın için değil, kadın erkek için yaratılmıştır.”[21] Hatta ortaçağ Hristiyan dünyasında 585 yılındaki Macon Konsili’nde kadının ruhu olup olmadığı tartışılmış daha da önemlisi “on ikinci asırda pek çok kadın cinlerle münasebeti iddiası ile yakılmış veya suda boğulmuştur.”[22] Cahiliye toplumunda ise kadın, mirasta payı olmayan, kocası öldüğünde kocasının kardeşine kalan ve bir meta gibi görülen varlıktı. Modern asır denilen zamanımızda ise örneğin Çinde yılda altmış milyon Hindistan da ise on iki milyon kız çocuğu kürtaj yöntemiyle öldürülmektedir. Tarihin her döneminde gerekçeler farklı olsa da kızı öldürmek insanlığın kaderi olmuştur adeta. Firavun zihniyeti hizmeti için yaşatırken manen öldürüyor, Ebu cehil zihniyeti onursuzluk olarak telakki ettiği için bedenen öldürüyordu. Hangi günahından dolayı öldürüldün sorusu ve bu sorunun cevabını veremeyecek karanlık zihniyet. Oysa İslam kadına cinsiyet merkezli değil insiyet/insan merkezli yaklaşır. Erkek gibi onun da bedeninin mübarek olduğunu söyler. Siz onlar için örtüsünüz onlar da sizin için örtüdür buyurarak farklı iki cinsi savaştırmaz ve yarıştırmaz. Onları birbiri tamamlayan Allahın yarattığı eşler olarak görür. İnsanlıkta kardeş olan kadın ve erkeği aynı zamanda imanda da kardeş olmaya davet eder. İmanda kardeş olanları da her türlü sorumluluk ve yükümlülükle muhatap kılar. Birine emrettiğini diğerine de emreder birine yasakladığını diğerine de yasaklar. Birine vadettiğini diğerine de vadeder. Ve onlardan mümin, müttaki, muhsin, muhlis olmalarını ister. Daha da ötesi her ikisinden zihinleri, kalpleri ve bedenleri iğva edecek duygu düşünce ve tavra karşı muhsan olmalarını yani kale gibi olmalarını ister. Çünkü kaleler hep içerden fethedilir. Kale sağlam olursa Hanne gibi anne olur. Hanne’den adanmış Meryem, adanmış Meryem’den Ahmet’i müjdeleyen İsa olur. Kâinatın efendisinden de cennet kadınlarının annesi Fatıma olur. Kadın; can olur, canan olur, yâr olur, diyar olur, eş olur, sırdaş olur, karındaş olur. Dünyada yoldaş, ahirette arkadaş olur.


[1] Lokman Süresi 14, Bakara Süresi 83, Ahkaf Süresi 15

[2] Buhari, Edep 2; Müslim, Birr 1

[3] Buhari , Edep,18

[4] Abese Süresi 35

[5] Bakara 215

[6] İbrahim Süresi 41 , Tirmizi, Birr 7

[7] İsra Süresi 23

[8] Yusuf Süresi 100

[9] Araf Süresi 89

[10] Tirmizi, Rada 11; Ebu Davud, Sünnet 15;İbni Mace,Nikah 50

[11] Rum Süresi 21

[12] Furkan süresi 24

[13] Araf Süresi 83; Hud Süresi 81

[14] Tebbet Süresi 4

[15] Tahrim Süresi 11

[16] Kasas Süresi 4; Araf Süresi127, Araf Süresi 141, İbrahim Süresi 6

[17] Nahl Süresi 58-59 ; Zuhruf Süresi 17;

[18] Müslim, Birr 149; Ebu Davud, edep 120-121;Tirmizi,Birr 13

[19] bni Hacer, el Metalibül aliye 4, 69

[20] Menahot, 43b;A. Cohen, Le Talmud, trad. Jacques Marty, Paris 1991, s.211

[21] 1. Korintoloslar 11/3_9 14/34_35; 1.Timeteos 2/11_12

[22] TDVIA kadın maddesi