<p style="text-align: justify;"><strong>Kayseri İl Müftülüğü, </strong>belediyeler ve gönüllü kültür kuruluşları iş birliği ile <strong>“İnsan Olarak Haklarımız ve Haklarımızı Savunmanın Yolları”</strong> konulu seminer düzenledi.</p> <p style="text-align: justify;">Programda konuşan İl Müftüsü <strong>Prof. Dr. Şahin Güven,</strong> şunları kaydetti:</p> <p style="text-align: justify;">“İnsanın doğuştan sahip olduğu kişisel hak ve özgürlükleri tanımlaması açısından, ülkemizin birçok yerinde planlar, programlar, çalışmalar, seminerler ve açık oturumlar düzenleniyor. Bu tür programların bir farkındalık oluşturması açısından önemli olduğunu düşünüyorum. İnsan hakları kavramının bize ve dünya tarihine Batı’daki bir takım gelişmeler sonrasında girdiği bilinen bir gerçektir. Batı’daki zulüm ve baskıların sonucunda Batı insanının kendi krallarından, despot liderlerinden kurtulmak için sivil toplum kuruluşlarının başlattıkları girişimlerin neticesinde bugün dünyanın dört bir tarafında insan haklarından söz edilir oldu. İnsanın doğuştan sahip olduğu haklarının içinde bulunduğu kültürler, toplumlar, yöneticiler tarafından gasp ediliyor olması sebebiyle buna duyarlılık göstermemiz önemli bir husustur. İslam düşünce tarihine baktığımız zaman Peygamberimiz (s.a.s.)’in Veda Hutbesi’nin evrensel bir insan hakları beyannamesi olduğunu birçok ilim insanımız, düşünürümüz ve hatta birçok Batılı düşünür dile getirilmektedir.</p> <p style="text-align: justify;">İnsan hakları dediğimiz zaman Batı’nın dilinden düşürmediği husus aslında bir zamanlar kendi diktatörlerine ve zalimlerine karşı Batılı insanların verdiği mücadeleyi hatırlatır. Ancak daha sonraki süreçte dünyayı yönetenlerin insan hakları kılıfı altına sığınarak, başta İslam dünyası olmak üzere mazlum halkların ezilişine neden olacak şeyler yaptıklarını görmekteyiz. Ayrıca devletlerin meşru haklarını gasp etmek için devletlerin içerisinde kendilerine yakın gördükleri kurum, kuruluş ya da bir takım terör gruplarını koruduklarını, kolladıklarını ve desteklediklerini görmekteyiz. Bugün 15 Temmuz hain darbe girişimine katılan ve bu girişimi destekleyen insanların bir şekilde ülkemizden firar ederek Batılı ülkelere ve aynı zamanda Amerika’ya kaçtıklarını ve bu ülkelerin terör mensubu kişileri ‘insan hakları’ adı altında koruduklarını müşahede etmekteyiz.</p> <p style="text-align: justify;">Peygamberimiz (s.a.s.)’in Veda Hutbesi’nde dile getirdiği bir insan hakları var, bir de Batı’nın ‘insan hakları, demokrasi, sonsuz adalet’ gibi masumane sloganlarla bu kavramın arkasına sığınarak yaptığı insanlık dışı davranışlar var. Şu anda Kuzey Suriye’de bir terör devleti ve terör koridoru oluşturmak isteyenler, ‘Orada bu güne kadar ezilen masum insanların haklarını vermek için varız.” diyorlar. Ama yalan söylüyorlar. Petrol için orda olduklarını ve İsrail’in güvenliği için böyle bir şey yaptıklarını biliyoruz.</p> <p style="text-align: justify;"><img class="detayFoto" src="https://www.diyanethaber.com.tr/images/upload/HaklarYmYz-ve-haklarYmYzY-savunmanYn-yollarY-22.jpg" /></p> <p style="text-align: justify;"><strong>- İnsan hakları neden hiç Filistin topraklarına uğramıyor?</strong></p> <p style="text-align: justify;">İnsan hakları neden hiç Filistin topraklarına uğramıyor? Biz teröristleri temizlerken, bir canlı dahi zarar görmesin diye uğraşırken, maalesef meşru koruma operasyonlarının hepsini insan hakları adına eleştirdiğini söyleyen Batılı ülkeler, Filistin’de haksız yere öldürülen mazlumların haklarını neden korumuyorlar? Zulüm devletten geldiği zaman da karşı çıkacağız, sivil toplum kılıfı altında geldiği zaman da karşı çıkacağız. Bu hain darbe girişimini gerçekleştirenlerin bu ülkede yüzlerce sivil toplum kuruluşu vardı. Sivil toplum kuruluşları ile elbette diyaloglarımızın olması gerekir, ancak bu diyaloglarımız halkın yararına olan, yanında olan, mazluma, yoksula ve muhtaca yardım eden sivil toplum kuruluşlarımıza destek vermek gerekir. Hatta uluslararası arenada bir devletin güçlü yönlerinden birisi de sivil toplum kuruluşlarının fazla olması ve bunlar vasıtasıyla dünyanın çeşitli yerlerine ulaşabilmesidir. ”</p> <p style="text-align: justify;">Programda son olarak söz alan öğretmen <strong>Murat Selim</strong> ise <strong>“İnsan Olarak Haklarımız ve Haklarımızı Savunmanın Yolları” </strong>konulu sunum yaptı.</p> <p style="text-align: justify;">Programa Kayseri İl Müftüsü <strong>Prof. Dr. Şahin Güven, </strong>Melikgazi İlçe Müftüsü <strong>Yahya Polat,</strong> sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve din görevlileri katıldı.</p>