<p style="text-align: justify;"><b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Mevlid-i Nebi Haftası</span></span></span></b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""> etkinlikleri çerçevesinde <b>Afyonkarahisar İl Müftülüğü</b> tarafından düzenlenen konferansa, Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi <b>Prof. Dr. Bünyamin Erul</b> konuşmacı olarak katıldı.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan konferansın açış konuşmasını gerçekleştiren İl Müftüsü Şükrü Kabukçu şöyle konuştu:</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Gençlerle kuşak çatışmaları üzerinden inşa ettiğimiz iletişim kalıplarını bir kenara bırakmamız ve daha sağlıklı iletişim yolları geliştirmemiz gerekiyor. Birçok olumsuz kültürün dayatıldığı, çok hızlı ve kontrolsüz değişimlerin yaşandığı çağımızda gençlerimize, kültürlenme süreçlerinde, Kur’an ve sünnet çerçevesinde çizilen ortak değerleri çok iyi anlatmak zorundayız.”</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Ardından <b>“Hz. Peygamber ve Gençlik” </b>temalı konferans veren Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi <b>Prof. Dr. Bünyamin Erul, </b>“Gençleri kazanmaya çalışırken onların gönüllerine olduğu kadar akıllarına da hitap etmek zorundayız.” ifadelerini kullandı.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times=""><img class="detayFoto " src="https://www.diyanethaber.com.tr/images/upload/afyonkarahYsar_konferans-22.jpg" style="height: 453px; width: 680px;" /></span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Kur’an’ı Kerim’in örnek gençleri Hâbil ve Hz. Yusuf’tur”</span></span></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Konuşmasının ilk bölümünde, Kur’an-ı Kerim’de gençlik kavramını ele alan <b>Prof. Dr. Bünyamin Erul,</b> Hz. Âdem’in çocukları Hâbil ve Kâbil’in temsil ettiği değerler üzerinde düşünmemiz gerektiğine vurgu yaptı.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Kabil’in insan olma sorumluluğunu unutan, zalim, çıkarları doğrultusunda hareket eden ve batıl düşünceyi simgelediğini ifade eden <b>Prof. Dr. Erul</b>, Hâbil’in ise olgun, sabırlı, merhametli, sağlam iradeli ve hak yolunda yaşayan gençliğin timsali olduğunu söyledi.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Kırıp dökmeden, hak uğrunda mücadele etmenin timsali: Hâbil”</span></span></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Kur’an-ı Kerim’in, “Hâbil” örnekliğinde, kırıp dökmeden, hak uğruna mücadele eden, adaletli, olgun ve ahlaklı bir genç modeli önerdiğinin altını çizen Erul, Hz. Yusuf ve kardeşlerinin kıssasına “gençlik kavramı” bağlamında değindi. <b>Erul</b>, Hz. Yusuf’un nefsî mücadelesi, sabrı, doğruluğu ve affediciliği sayesinde yaşadığı kazanımları aktarırken genç kardeşlerinin yaşadıkları kıskançlık, nefret ve hırs nedeniyle yaşadıkları yıkım ve pişmanlığa işaret etti. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Asr-ı saadet gençlerin çağıdır”</span></span></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Konuşmasının devamında, asr-ı saadet dönemi gençliğine de değinen <b>Prof. Dr. Erul, </b>zihinlerimizde sahabeye dair olgun ve yaşlı insanların canlandığını, oysa kırk yaşında kendisine Peygamberlik verilen Efendimiz (s.a.s.)’in etrafındaki ilk Müslümanların çok önemli bir bölümünün dinamik, idealist ve cesur gençlerden oluştuğunu belirtti.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Peygamberimizin, birçoğu otuz yaşın altında bulunan Müslüman sahabeler ile kurduğu iletişimde, en büyük çabasının inançlı, dindar, ahlaklı ve iffetli bir gençlik oluşturabilmek olduğunu söyleyen <b>Erul,</b> bu atmosferin, onun gençlere karşı yargılamadan uzak, anlayışlı tutumu, sıcak ve samimi ilgisi sayesinde oluştuğunun altını çizdi. </span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Asr-ı saadet gençlerinin baskılar, korkunç işkenceler, açlık ve abluka yıllarına göğüs gerdiklerini de sözlerine ekleyen <b>Prof. Dr. Bünyamin Erul</b>, konferansını şu sözlerle noktaladı:</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Günümüz gençliği, kimliğini bulma sürecinde popüler kültürün ve hızlı değişimlerin etkisi altında birçok sorunla karşılaşıyor. Geleceğimizi emanet edeceğimiz gençlerimize rehberlik etmek, din görevlilerinin önemli bir sorumluluğudur. Gençlere güven ve değer hissi vererek, onlara yapmaları ve yapmamaları gereken davranışları düşündürerek, empati yaptırarak öğreten Efendimiz (s.a.s.)’in tavrını örnek almamız gerekiyor.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><b><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">“Gençleri kazanmak toplumu kazanmaktır”</span></span></span></b></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Genç bir nüfusa sahip toplumumuzda, gençlerle istişare etme kültürünü geliştirmek, onların psikolojik ihtiyaçlarını anlamak zorundayız. Şunu unutmayalım ki gençliği kazanmak, toplumu kazanmaktır. Gençleri kaybetmek, toplumu yitirmektir. Onları kazanmaya çalışırken gönüllerine olduğu kadar akıllarına da hitap etmek zorunda olduğumuzu ve onlara karşı sorumluluklarımızı aklımızdan hiç çıkarmayalım.”</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"><span style="font-size:12.0pt"><span style="line-height:107%"><span new="" roman="" style="font-family:" times="">Programın ardından <b>Afyon Kocatepe Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi</b> öğretim üyeleri ile söyleşi gerçekleştiren <b>Erul,</b> Kredi Yurtlar Kurumu öğrencilerine de konferans verdi.</span></span></span></p> <p style="text-align: justify;"></p>