<p style="text-align: justify;">Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (TDV KAGEM), ebeveyn-çocuk ilişkisine destek olmak amacıyla "Bugünün Dünyasında Ebeveyn Olmak" konulu seminer serisi başlattı.</p> <p style="text-align: justify;">Her ay farklı konu ve alanında uzman isimler eşliğinde düzenlenecek olan seminer serisinin ilki gerçekleştirildi.</p> <p style="text-align: justify;">"İnanç Akımları ve Maneviyat Eksikliği" başlığıyla düzenlenen seminere Selçuk Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ramazan Altıntaş konuşmacı olarak katıldı.</p> <p style="text-align: justify;"><img class="detayFoto" src="https://www.diyanethaber.com.tr/images/upload/Bugunun-DunyasYnda-Ebeveyn-Olmak-22.jpg" /></p> <p style="text-align: justify;">TDV KAGEM Konferans Salonu'nda anne ve babalara yönelik gerçekleştirilen seminerde inanç akımları ve çocuklara olan etkisine dair bilgiler paylaşan Prof. Dr. Altıntaş, inanç akımlarının çocuklara kadar ulaşmasındaki temel sebebin aile içinde yaşanılan problemler olduğunu belirterek şöyle devam etti:</p> <p style="text-align: justify;">"Bugün, ebeveyn ve çocuklarımız arasında bir nesil farklılığı var. Bu sebeple ebeveynlerin bilgi ve birikimlerini artırmaları gerekiyor ve bunu da çocuklarımıza hissettirmeleri gerekiyor. Aileler olarak eğitime ihtiyacımız var. Çünkü çocuğumuzun konuştuğu ve kullandığı dili artık anlamıyoruz. Burada kastettiğim Türkçe değil. Çocuklarımız farklı bir dil konuşuyor, biz farklı bir dil konuşuyoruz. Geleneğin içinden konuşuyoruz. Yani sokaktaki dinden, hayatın içindeki dinden ve bunun gibi konular hakkında da çocuklarımızın sorularına cevap veremiyoruz. Evvela bilgi birikimimizi sürekli yenilemeli ve artırmalıyız.</p> <p style="text-align: justify;">Pandemi sürecinde eğitimin de tamamen uzaktan verilmesiyle birlikte çocuklarımız zorunlu olarak tablet, internet ve akıllı telefonlarla daha çok muhatap olmak zorunda kaldılar. Ve bugün bunlar sadece bir ders aracı olmanın ötesine geçti. Maalesef bu sürecin iyi yürütülmediği ailelerde tüm bilgiler, temiz ve kirli ne varsa ayrıştırılmadan çocuklarımıza ulaştı. Bugün gençler arasında sosyal medyada görülmemek, sosyal ölüm gibi algılanmakta. Fakat bunun çözümü teknolojiyi yasaklamak değil teknolojinin içeriğinden en az çocuklarımız kadar haberdar olmaktan geçer. Çünkü ancak bu şekilde iyi ve kötünün ayrıştırmasını çocuklarımıza onların dilinden anlatabiliriz." </p> <p style="text-align: justify;">Yapılan en büyük hatalardan birinin duygu eğitimi verilmeden inanç eğitimi verilmeye çalışılması olduğunun altını çizen Altıntaş, "Sorunlarımızı artık engelleyici değil onarıcı bir yöntemle takip edip çocuğumuzla birlikte bir şeylere karar vermemiz gerekiyor. Dolayısıyla otoriter değil rehberlik yapan, onların da görüşlerine saygı duyan yol gösterici anne babalar olmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.</p> <p style="text-align: justify;">Program katılımcılardan gelen soruların cevaplanmasıyla tamamlandı.</p>