<p style="text-align: justify;"><strong>Diyanet Gençlik Merkezindeki konferansa konuşmacı olarak katılan Diyanet İşleri Başkanlığı Başkanlık Müşaviri Ömer Aydın, nesiller arası farkın çok hızlı geliştiğini ifade etti. </strong></p> <p style="text-align: justify;">Aydın, “İlginç bir zamanda yaşıyoruz. Hızın zaman hızının çok yüksek olduğu bir devirde yaşıyoruz. Yani bugün 100 sene önce yazılmış bir kitabı ortaokul, lise, üniversitedeki gençlerimize verdiğimizde anlayabiliyorlar mı? İmkansız denecek kadar zor. Bakış açısı ve zihniyet çok hızlı değişti. Kültür, davranışlar ve bir ileri ki aşamada belki tehlike burada, ahlakta değişmeye başladı. Eskiden büyüğün yanında bırakın konuşmayı, bırakın ses yükseltmeyi, oturmak bile neredeyse edebe aykırı bir durum. Büyüğün yanında ayaktadır veya babasının yanında kişi sigara içmez, ağzından kem söz çıkmazdı. Hatta eski köy kahvelerinde, köy konaklarında gençlerin, çocukların ve yaşlıların bölümü olur. Herkesin arasında ciddi bir seviye ve hiyerarşi var. Ama artık bu değişti ve bambaşka bir yere doğru gidiyoruz” dedi. <br /> <br /> <strong>İlim beşikten mezara kadar</strong><br /> <br /> Marka takıntısına dikkat çeken Aydın, “İşte bu değişimde püf nokta şu; kontrol kimde olacak? Eğer organizeyi biz yaparsak kontrol bizde olur. Organize içindeki gençler güzel yetişir. Ancak kontrol başkalarında olursa, kontrol derken neyi kastediyorum? Organizeyi yapanı. Organizeyi yapan aynı zamanda akışı belirler. Elhamdülillah şu anda ülkemizin hemen hemen her yerinde hep beraber çok ciddi bir gayretin içerisindeyiz. Destek ve ciddi anlamda da bir rağbet var. Şu an burada davete icabet eden sizler varsınız. Buranın adı Gençlik Merkezi ama şunu ifade edeyim, insan beyni, insan gönlü, insan zihni asla yaşlanmaz arkadaşlar. Ta ki kişi kendisini yaşlı hissetmediği müddetçe. İnsan 90-100 yaşında eğer isterse zihin ve beyin o çocuksu enerjiyi, sinerjiyi hisseder ve yakalar. Eğer bir insan kendisini 'Ben artık yaşlandım, bittim, artık yapamam, uyum sağlayamam, beceremem' dediği zaman aslında beynine emir veriyor. 'Sen bittin' diyor ve bitiyor. Halbuki bizim düsturumuzda ne var? İlim beşikten mezara kadar. Büyük hocalarımızın hayatını okuduğumuzda hep şuna şahitlik edersiniz; Son nefesi yaklaşmıştır, ölmek üzeredir, ama hala çevresindeki öğrencileri ile ilmi konuları tartışırlar niye? İlim, bilgi, ama dedik ya, zaman değişiyor. Şimdi ilim kadar bir şey daha ortaya çıktı. Nedir o? Duygu ve anlayış. Aslında püf nokta burası. Yani biz bilgi de hata yapmıyoruz. Ama duyguda hata yapma riskimiz çok fazla. Eğer duygu olarak kendimizi olgunlaştırmaz isek duygu yönetimi dediğimiz o enerjiyi yakalayamazsak o zaman duyguyu yöneten belirleyen hayatın akışını sağlar. Bugün birçok insanda marka takıntısı vardır. Özellikle gençlerimizde. Marka takıntısının bilgi ile bir alakası yok. Bunun duygu ile alakası var” diye konuştu. </p> <p style="text-align: justify;">Kütahya İl Müftüsü Hüseyin Hazırlar, Diyanet Gençlik Merkezinde bu tür etkinliklerin artarak devam edeceğini dile getirdi. </p> <p style="text-align: justify;">Konferansa Kütahya İl Müftü Yardımcıları Mehmet Arslaner ve Mustafa Karaman da katıldı. </p>