<p style="text-align: justify;"><strong>TRT Haber’de yayınlanan "Birinci Sayfa" programının canlı yayın konuğu olan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, "Peygamberimiz ve Çocuk" temasıyla ülke genelinde çeşitli etkinliklerle kutlanan Mevlid-i Nebi Haftası’na dair açıklamalarda bulundu.</strong></p> <p style="text-align: justify;">Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Selim Argun, TRT Haber’de yayınlanan "Birinci Sayfa" programına konuk oldu.</p> <p style="text-align: justify;">Gazeteci Fatih Çimen’in sorularını yanıtlayan Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun, ülke genelinde "Peygamberimiz ve Çocuk" temasıyla kutlanan Mevlid-i Nebi Haftası başta olmak üzere gündeme dair geniş kapsamlı açıklamalarda bulundu.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Aile teması üzerine gündemler hazırlıyoruz</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Diyanet İşleri Başkanlığının son yıllarda aile teması üzerine gündemler hazırladığını belirten Dr. Argun, Mevlid-i Nebi Haftası kapsamında temanın 2018 yılında 'Hz. Peygamber ve Aile', 2019 yılında 'Hz. Peygamber ve Gençlik' bu sene ise 'Hz. Peygamber ve Çocuk' olarak belirlendiğini ve bu çerçevede Diyanet İşleri Başkanlığınca yurt içinde ve yurt dışında çok sayıda etkinlik düzenlendiğini kaydetti.</p> <p style="text-align: justify;">Bu senenin teması olan "Hz. Peygamber ve Çocuk" başlığı kapsamında düzenlenen programlara dair bilgiler paylaşan Argun, "Bu etkinlikler çerçevesinde Cumhurbaşkanımızın açılışını yaptığı bir toplantı, uluslararası bir sempozyum, kompozisyon ve resim yarışmaları, tematik filmler, yine bu noktada cami ve derneklerde birçok vatandaşımızın istifadesine sunulan görsel ve yazılı yayınlar hazırlandı. Tabi ki tüm bunlar pandemi şartlarının elverdiği ölçüde yapılmış oldu. Temennimiz odur ki, bu Kandil, bu şekilde idrak ettiğimiz son Mevlid Kandili olur, bundan sonraki yıllarda inşallah yine camilerimizi ailemiz ve çocuklarımızla birlikte doldurabileceğimiz, Müslüman kardeşlerimizle omuz omuza coşkuyla idrak edeceğimiz kandiller olur" ifadelerini kullandı.</p> <p style="text-align: justify;"><img class="detayFoto" src="https://www.diyanethaber.com.tr/images/upload/Selim-Argun-insanYn-cocuklarY-hem-kiYinin-goz-aydYnlYYY-hem-de-imtihanY-olabilir.jpg" /></p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Çocuklar ve gençler bizim geleceğimizdir</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Çocukların ve gençlerin bir milletin geleceği olduğunun altını çizen Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Dr. Argun, şunları kaydetti:</p> <p style="text-align: justify;">"Çocuklar, bizim geleceğimizin teminatıdır. Kur’an’ın tabiriyle ifade edecek olursak, 'insanın çocukları hem kişinin “göz aydınlığı” hem de imtihanı (<i>fitne</i>) olabilir.' Dolayısıyla bu da çocuğa aile tarafından verilecek eğitimle alakalıdır. Ayetler çocuğun eğitiminin önemine de işaret etmektedir. Başkanlığımız buradan hareketle bu seneki temayı ‘Hz. Peygamber ve Çocuk’ olarak belirledi. “Çocuklarımızın bilgi kaynaklarını kontrol etmekte güçlük çektiğimiz bu zor zamanlarda, şayet çocuklarımızın eğitimine gereken hassasiyeti göstermezsek, işte o takdirde gözümüzün nuru olan çocuklarımız, bizim için bu dünyada birer imtihan sebebi haline gelebilir” dedi.</p> <p style="text-align: justify;">Diyanet İşleri Başkanlığı olarak Hz. Peygamber’in çocuklarla olan münasebetinden, din dilinin çocuklara uyarlanması adına neler öğrenebiliriz ve bu konuda nasıl bir farkındalık meydana getirebiliriz gayretinde olduklarını ifade eden Argun devamla anayasal bir kurum olarak görevimiz gereği bu konularda halkımızı bilgilendirmek ve yüce dinimizin öğretilerini ülke gündemine taşıma arzusuyla bu etkinlikleri gerçekleştirdiklerini söyledi. Pandemi döneminde ekran önünde geçirdikleri sürenin arttığı çocuklarımızı dijital dünyanın zararlı etkilerinden nasıl koruyabileceğimizin cevaplarını akademisyen hocalarımızın da katkılarıyla arama noktasında çalışmalar yürüttüklerini ifade etti.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Peygamber Efendimizin veladetini anmak, O’nu anlama çabasıdır</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Mevlid-i Nebi etkinliklerinde asıl amacın Peygamber Efendimizi anlamak ve O'nun hayatını okuyarak hayatımıza tatbik etmek olduğuna dikkati çeken Dr. Argun, " Bu hafta Mevlid-i Nebi Haftası. Ülke olarak Mevlid Kandili'ni kutluyoruz. Dünyanın dört bir tarafında Müslüman topluluklar da Mevlid-i Nebi'nin veladetini kutluyorlar. Bu aslında bizim İslam ümmetinin ayrılmaz bir parçası olduğumuzu da gösteriyor. Yani mahalli kültürlerin ve coğrafyaların farklılığına rağmen İslam ümmetinin her bir ferdi, aslında Efendimizin hayatını okumak, anlamak, anlamlandırmak, hayatına tatbik etmek ve O’nun değişmez öğretilerini bugüne uyarlama çabası içindedir.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Müslümanlar hep bir denge kurmaya çalışmıştır</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Müslümanların tarih boyunca farklı zaman ve coğrafyalarda her zaman günlük hayatın değişkenleri ile İslam’ın değişmez sabiteleri arasında bir denge kurmaya çalıştığını aktaran Argun, sözlerini şöyle sürdürdü:</p> <p style="text-align: justify;">İslam’ın ilk asırlarından itibaren bu çaba ve gayret hep var olmuştur. Bugün de insanlık ve Müslümanlar olarak yeni meydan okumalarla karşı karşıya olduğumuza dikkat çeken Argun, eski devirlerde olduğu gibi kadim metinler üzerinden yeniden geçmişle bağlarımızı tazelememiz gerektiğini ifade etti. Teknoloji alanındaki baş döndürücü gelişmelerle birlikte kazandıklarımız ve kaybettiklerimiz üzerine düşünmemiz gerektiğini belirten Argun iletişim hızındaki kolaylığa ters bir oranla insanların birbirleriyle olan münasebetinde samimiyeti ve hasbiliği kaybettiğini görüyoruz dedi. Kabul edelim ya da etmeyelim bu yaşam biçimine ayak uydurmamız ve günümüz problemlerinin çözümü adına Efendimizin hayatındaki örnekliklerle güçlü bağlar tesis etmemiz gerekiyor, Mevlid-i Nebi haftası kutlamalarının ruhunda bu arzu ve çaba var dedi.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Efendimiz müşfik bir baba nezaket sahibi bir eş, sabırlı bir öğretmen, vefalı bir dost, adil bir devlet başkanıydı</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Efendimiz’in (sav) örnekliğinin uygulanamayan, erişilemeyen, ulaşılamayan, ütopik, günümüzle bağdaşmayan bir örneklik değildi diyen Argun, O (sav) müşfik bir baba, nezaket sahibi bir eş, sabırlı bir öğretmen, vefalı bir dost, adil bir devlet başkanıydı. Dolayısıyla da bütün dünya O’nun bu özelliklerine muhtaç olduğunu sözlerine ekledi. Sünneti seniyenin başka hiçbir inanç geleneğinde ve dinde olmayan, her zaman ve zeminde kendi kendini yenileyebilmesi özelliğine de işaret eden Argun Efendimiz (sav) bu müstesna özellikleri üzerinde çalışmalar yaparak günümüz insanının ihtiyaçlarına cevap verir nitelikte yayınlarla tanıtılması gerektiğinin altını çizdi.</p> <p style="text-align: justify;">Şayet biz yapılan kötü propagandaların etkisinde kalarak Efendimizin örnekliğini yaşantımıza uygulama noktasında ihmalkâr davranırsak işte o zaman evlatlarımız bizim için birer fitne ve imtihan sebebi haline gelebilir. Bu dünya, daha yaşanmaz bir hal alır.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Efendimizin hayatında bugünü barış, huzur ve kardeşlik iklimi içerisinde yaşanılabilen bir toplum haline getirebileceğimiz örnekler var</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Hz. Peygamber’in (sav) hayatı boyunca empati yapmayı ve kul hakkından uzak durmayı tavsiye ettiğini ifade eden Argun Hz. Peygamber’in muamelelerinde insanilik vasfının çok baskın bir şekilde insan ilişkilerine yansıdığına dikkat çekti. Argun, sözlerini Efendimizin hayatından çıkaracağımız ve bugüne uyarlayabileceğimiz, dolayısıyla da hayatı daha yaşanabilir kılmamıza yardımcı olacak örnekler olduğunu söyleyerek tamamladı.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Söz ve eylemlerimiz arasında tutarlılık olması gerekiyor</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Toplum önünde konuşan insanların yaşantısıyla sözleri arasında bir makas açığının olmaması gerektiğini ifade eden Argun, bu noktada özellikle çocukların çok güçlü gözlem gücüne sahip olduğunu sözlerine ekledi. “Hikâyenin sonunda amelleriniz sözlerinizi tekzip ediyorsa işte o zaman sözünüzün bir tesir gücü kalmıyor." diyen Argun söz ve eylem tutarlılığının herkes için güzel bir haslet olduğunu ama en çok din adına konuşan kişilere yakıştığını ifade etti.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- Fransa’nın yaptığı açıklamalar sadece Fransa'daki milyonlarca Müslümanı değil 2 milyarın üzerindeki bir inanç topluluğunu rencide etmiştir</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron başta olmak üzere bu ülkedeki bazı yetkililerin İslam karşıtı açıklamalarını değerlendiren Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Argun, "Yapılan açıklama son derece talihsiz, yersiz ve hadsiz bir açıklamadır. Talihsizdir, çünkü doğusuyla batısıyla bütün İslam aleminin Mevlid-i Nebi Haftası kutlamalarını yaptığı bir zaman dilimine denk gelmesi hasebiyle talihsiz bir açıklamadır. Yersizdir çünkü sadece Fransa’daki milyonlarca müslümanı değil 2 Milyarın üzerinde bir inanç topluluğunu derinden yaralamıştır. Dolayısıyla bu da hiç kimsenin haddi değildir. Bizler Diyanet İşleri Başkanlığı olarak ifadelerin basına yansıdığı ilk andan itibaren kullanılabilecek en sert ifadelerle olayı kınadık, tel’in ettik" dedi.</p> <h3 style="text-align: justify;"><strong>- İslam bugün dünyada en hızlı yayılan dindir</strong></h3> <p style="text-align: justify;">Fransa Cumhurbaşkanının açıklamalarında geçen “İslam krizde” ifadesini de eleştiren Argun, “Bugün dünyanın önde gelen yayın organları tarafından İslam’ın ve Müslümanların aleyhinde yürütülen bunca kara propagandaya ve küresel çaptaki misyoner teşkilatlarının varlığına rağmen eğer bugün hala İslam dünyanın en hızlı yayılan dini ise, bu dinde kriz vardır demenin bir karşılığı yoktur” dedi. dedi. Tüm dünya Müslümanları üzerinde infial meydana getiren ve protestolara sebebiyet veren Fransa’daki gelişmeler üzerine Başkanlığın da harekete geçtiğini ifade eden Dr. Argun, "Bugün 6 dilde dünyadaki bütün partner kuruluşlarımıza Başkanlığımızın Fransa’nın tutumunu kınayan mektuplar ilettik dedi. Bu süreçte Müslüman toplulukların da itidali elden bırakmama adına dikkatli olmasının altını çizen Argun, bazı Avrupa ülke parlementolarında Müslümanların aleyhine yapılmak istenen kanuni düzenlemeleri kamuoyunda haklı gösterebilecek tutum ve davranışlardan uzak durulması çağrısı yaptı. Şüphe yok ki, bunlar son derece üzücü hadiselerdir ancak bizler yaşadığımız ülkelerin hukuk sistemleri içerisinde kalarak haklı mücadelemizi her platformda yürütmememiz gerekmektedir dedi.</p>