Amacımızı, hedefimizi hatırlatmak üzere her yıl Ramazan geliyor.

Başkanlığımız her sene Ramazanda bir konu belirliyor. 

Dikkat çekmek, farkındalık oluşturabilmek için!

Bu Ramazan "Ahiret Bilinci" konusu belirlendi. 

Dünya hayatının gayesinin, Rabbimizin rızasını kazanıp ahiretimizde cennetle ödüllendirilmek olduğunu biliyoruz elhamdülillah. 

Ancak beklentilerimiz, hırslarımız, arzu ve isteklerimiz bazen gayemizi unutturabiliyor bize. 

Amacımızı, hedefimizi hatırlatmak üzere her yıl Ramazan geliyor. 

Derlenip toparlanamaz, yanlışlarımıza pişmanlık duyup hatalarımızı düzeltemezsek yarın pişmanlığın da faydası olmayacak!

Rabbimiz insanın pişmanlıklarından bahseder bize:

Ölüm anında insanın "Rabbim, bana birazcık daha süre versen de sadaka verip iyilerden olsam" (Münafikun,10) şeklindeki pişmanlığının anlamsız olduğunu anlatır. 

Mahşer gününde inkarcıların dünyada yaptıklarına bakıp "Ah keşke toprak olsaydım" (Nebe,40) şeklindeki pişmanlık da öyledir. 

Cehennem görülünce "Ah keşke bu hayatım için dünyadayken iyi bir şeyler hazırlayıp gönderseydim" (Fecr,24) demek de;

İnkarcılığının ve işlediği suçların neticesinde cehenneme atılırken, "Peygamberleri dinleseydik ve aklımızı kullansaydık şu alevli ateşin içindekilerin arasında olmazdık" (Mülk,10) demek de;

Cehenneme atıldıktan sonra, "Rabbimiz bizi buradan çıkar da dünyadayken yaptıklarımızın dışında iyi işler yapalım" (Fatır,37) şeklinde pişmanlık duymak da bir anlam ifade etmez!

Pişmanlık duyulacaksa şimdi duyulacak; pişmanlık fayda verecekse şimdi verecektir. 

Ramazan bize seslenir adeta:

"Ey zamanının çoğunu midesini doyurmak için farklı lezzetlerin peşinde harcayan insan!

Ey nefsini tatmin etmek için arzu ve isteklerinin esiri olan insan!

Mideni ve nefsini düşünmekten kalbini ihmal ettin. 

Kalbine emek ver!

Ruhunu arındır!

İhmal ettiklerini telafi etme fırsatı geldi.”

Ramazan geldi!

Bu yıl farklı gelsin. 

Ellerimiz işlerimizi görsün ama yüzümüz O’na dönük olsun!

Kalbimizde zikri olsun!