Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile ve Gençlik Merkezi (KAGEM) tarafından bu yıl ilki gerçekleştirilecek olan “İki İnsan Bir Hayat: Evlilik Okulu” seminerleri KAGEM Konferans Salonunda başladı.

Her hafta farklı konu ve uzmanlar eşliğinde gerçekleştirilecek olan seminer dizisinin ilk konuğu “Kadın ve Erkek Fıtratı” konu başlığı ile Üsküdar Müftülüğü Başvaizi Fatma Bayram oldu. 

Kur’an ve sünnet ışığında alanın uzmanları eşliğinde aile kurumunun psikolojik, sosyolojik ve hukuki boyutunun da ele alınacağı programların açış konuşmasını Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanı Sedide Akbulut yaptı.

“Bugünün en önemli sorunu aile olmaktan ziyade aile kalabilmektir”

Yeni nesil aile anlayışında "her şeyi tam tekmil bir yuva anlayışının" hâkim olduğuna vurgu yaparak konuşmasına başlayan Akbulut şöyle devam etti:

“Aile olmak belki de iki gönül bir olmak olarak tanımlanabilir. Fakat bugünün en önemli sorunu aile olmaktan ziyade maalesef aile kalabilmek. Aile toplumun en dinamik yapısı ve toplumları geleceğe taşıyan en güçlü kurumdur. Bu sebeple aile kalabilmenin politikasını üretmemiz ve onu her yönü ile sağlamlaştırmamız gerekiyor.” dedi.

Fıtratın yaratılış anlamına geldiğini ifade ederek konuşmasına başlayan Fatma Bayram ise “Bu yaratılıştaki amacımız sadece cinsimize özgü mü, yoksa her bir birey ayrı ayrı bir fıtrata mı sahip?”, “Kur’an-ı Kerim’de kadın ve erkeğin sınırlarını tartışılmaz bir şekilde sınırlayan ifadeler var mı?” gibi kadın ve erkek fıtratı üzerine pek çok konu başlığını genç katılımcı çiftlerin soruları eşliğinde cevapladı. 

Üsküdar Müftülüğü Başvaizi Fatma Bayram şunları söyledi:

“Sadece kadın erkeğe emanet değildir, erkek de kadına emanettir”

“Varacağınız yerin ve hayat çizginizin doğru bir şekilde seyredebilmesi için zihninizdeki hayata dair öncüllerinizin doğru ve tutarlı olması gerekiyor. Buna da dünyadaki amacınızın sadece mutlu olmak mı, yoksa anlamlı yaşamak mı olduğuna cevap vererek başlamanız gerekiyor. Dolayısı ile hayatımız ve evliliğe bakış açımız dinin temel değerleri ile belirlendiği zaman ancak doğru bir noktaya ulaşabilir. Bu sebeple birinci temel değer, bizim bu dünyada imtihan edilmek için bulunuyor oluşumuz. Dindeki ikinci temel değer ise, emanet kavramıdır. Sizin bedeniniz dâhil olmak üzere bütün yetenekleriniz, eğitimleriniz, aileniz, sağlığınız kısacası sahip olduğunuz tüm varlıklar size emanet olarak verilmiştir. Emanet kavramı bütün hayata bakışımızın en temelinde oturması gereken bir kavramdır. Sadece kadın erkeğe emanet değildir. Erkek te kadına emanettir. Veda Hutbesi'nde Efendimiz, 'Kadınlarınızın sizler üzerinde hakları, sizin kadınlarınız üzerinde haklarınız vardır.' diyerek bunu çok güzel bir şekilde vurguluyor. 

İslam denge dinidir. Kâinatta her şey çifti ve aynı zamanda zıttı ile birlikte yaratılmıştır. Bu yüzden kâinatta bir ahenk ve denge vardır. İşte bu ahenk ve denge içerisinde kadın ve erkek eşit midir, yoksa farklı mıdır? Kadın ve erkeğin biyolojisini ve psikolojisini dikkate almadan ve bunlarla beraber sosyal hayatlarını ve içinde bulundukları kültür farklılıklarını göz ardı ederek sağlıklı bir birliktelik imkânsızdır. 

“Kadın ve erkek, anahtar ve kilit gibi birbirlerini tamamlamak üzere yaratılmıştır”

Kadın ve erkek hukuksal olarak eşittir. Fakat biyolojik olarak hiçbir insan eşit değildir. Hem cinslerin bile eşit olmadığı bir ortamda kadın ve erkeğin bir birine eşit olması beklenemez. Kadın ve erkek söz konusu olduğunda temel anahtar kavram farklılıktır. Kadın- erkek birbirinden farklıdır ve bu farklılıkları kabul etmek ve karşısındakinin de farklılıklarını tanımak kişiyi ilişkide avantajlı hale getirir. İki cins arasında biyolojik üstünlük yoktur. Kadın ve erkek, anahtar ve kilit gibi birbirlerini tamamlamak üzere yaratılmıştır. Eğer iki cins bugün, eşitlik iddialarını bir kenara bırakıp bir birlerinin farklılıklarını öğrenip bunu bir zenginlik olarak görseler ilişkiler daha sağlam temeller üzerine kurulur.

“Kur’an kadına dişiliği üzerinden değil, şahsiyeti üzerinden bakar”

Kur’an kadına dişiliği üzerinden değil kişiliği üzerinden, cinsiyeti üzerinden değil şahsiyeti üzerinden bakar. Bu sebeple kadın cinsel bir obje olarak değil, erkek ile aynı hak ve sorumluluklara sahip bir birey olarak görülür. Allah’ın katında cinsiyet üstünlüğü yoktur. Hiç kimse kendi seçimi olmayan cinsiyetini, övünme ya da yerinme unsuru olarak görmemelidir. Erkek olsun kız olsun doğan her çocuk Allah’ın rahmetidir. “Göklerin ve yerin egemenliği Allah’a aittir. O dilediğini yaratır; dilediğine kız çocukları bahşeder, dilediğine de erkek çocukları bahşeder." (Şûrâ, 42/49.)


Program sonunda TDV KAGEM Müdür V. Nurcan Yavuz Yiğit, evli ve nişanlı çiftlere özel olarak planlanan on iki haftalık programda, çiftlerin evlilik olgunluğunu kazanmaları, karşılaşacakları problemlere çözüm yolları bulmaları, birliktelikte ortak değer ve ilkelere sahip olmaları hususunda farkındalık kazanmasını amaçladıklarını ifade ederek tüm katılımcılara teşekkür etti.

TDV KAGEM tarafından 31 Ekim 2018 – 19 Ocak 2019 tarihleri arasında her hafta düzenli olarak gerçekleştirilecek olan seminerler kapsamında, “Aile Olmanın Psikolojik Temelleri, Evlilik Öncesi ve Sonrası Aile ve Akraba İlişkileri, Ailenin Kurulmasında Hak ve Sorumluluklar, Türk Medeni Kanuna Göre Evliliğin Genel Hükümleri, Evlilikte Uyum ve Mahremiyet, İlişkiler Omurgası: Güven ve Sevgi İnşası, Türk Medenî Kanuna Göre Evliliğin Genel Hükümleri, Evlilikte Etkili İletişim ve Problem Çözme, Hz. Peygamber’in Eşlerine Karşı Örnek Davranışı, Evlilikte Bütçe Yönetimi, Aileyi Ayakta Tutan Değerler” gibi pek çok başlık uzmanlar eşliğinde konuşulacak.


 

Editör: Mehmet Çalışkan