Camiler ve Din Görevlileri Haftası tüm yurtta çeşitli etkinliklerle kutlandı.

Bu kapsamda Sinop Müftülüğünce Sinop Kültür Merkezinde “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dolayısıyla bir program düzenlendi.

Programa Sinop İl Müftüsü Ali Hayri Çelik, Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nihat Dalgın, Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman, kurum amirleri, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ilçe müftüleri, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.

Program İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başladı.

Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” konulu sinovizyonun izlenilmesinin akabinde, Sinop İl Müftüsü Ali Hayri Çelik programın açılış konuşmasını yaptı. Camilerin müminlerin günün beş vakti bir araya geldikleri ve orada hayat buldukları mekanlar olduğunu belirten Müftü Çelik şunları söyledi:

“Camilerimiz, Cenab-ı Hakk’ın insanlara en büyük lütuflarından biridir. Orada insanlara  sorumluluğunu hatırlatan ve yüklendiği iyilik, hakikat ve kulluk emanetini taşımada insanlara rehberlik eden ve kulluk vazifelerini hatırlatan, ömürlerini bu işe vakfetmiş din gönüllüsü arkadaşlarımız vardır. Ömrünü din hizmetine adayan fedakar insanları anmak hem bir vefa borcu hem de bu asırda görev yapan görevlilerimize bir heyecan ve motivasyon imkanı sağlayacaktır.”

Müftü Çelik’in konuşmasının ardından Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman’ın “Keşke Bir Köyde İmam Olsam” başlıklı makalesi okundu.

Program kapsamında Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Ağırman tarafından “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış Ömürler” konulu bir de konferans verildi.

Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) hicreti ve Medine-i Münevvere’deki hayatından kesitler anlatarak sunumuna başlağan Prof. Dr. Ağırman konferansını şu sözlerle sürdürdü: 

"Camiler müminlerin hayat bulduğu mekanlardır"

“Camiler; müminlerin günün beş vakti ziyaret ettikleri, orada hayat buldukları, şehirlerin ruh kazandığı mekânlardır. Camiler, bizim medeniyetimizin en belirgin alâmetidir. Peygamber Efendimiz (s.a.s.) Mekke'den Medine'ye hicret ettiğinde, orada ilk yaptığı iş Mescid-i Nebevi'nin arsasını belirlemek ve kısa sürede oraya mescid inşa etmek olmuştur. Bu örnekte görüldüğü gibi İslam medeniyeti cami merkezli bir medeniyettir. O caminin görevlileri imamlar, Hz. Peygamber Efendimiz’in (s.a.s.) bugünkü temsilcileridir. 
Hz. Peygamber, Mescid-i Nebevi’nin hemen bitişiğine Eshab-ı Suffa yaptırmıştı. Orada Eshab-ı Kiram efendilerimizle ilgilenir, Allahu Teala’nın emir ve yasaklarını onlara öğretirdi. Bizler de bulunduğumuz yerdeki insanların her türlü dertleri ile dertleneceğiz ki bulunduğumuz yerde daha güzel hizmetler yapabilelim. Bulunduğumuz hali, yeri, imkânları, hatta imkânsızlıkları, görev yaptığımız köyde kalanları çok sevip benimseyeceğiz ki daha güzel, daha iyi hizmetler yapabilelim. Din görevlileri bulundukları yerlerin önderleri olmalıdır. İlmimizle, hal ve hareketlerimizle, İslam’ı yaşamamızla örnek olmalıyız ki insanlar bizimle beraber Cenab-ı Hakk’ın emir ve yasaklarını öğrenip hayatlarında yaşama gayreti içerisinde olsunlar. Bizlere çok iş düşüyor. Bunun için çok çalışmamız gerekiyor.”

Konferansın ardından Sinop İl Müftüsü Ali Hayri Çelik, Prof.Dr. Mustafa Ağırman’a Sinop iline özgü kotra takdim etti.

“Camiler ve Din Görevlileri Haftası” dolayısıyla Sinop Müftülüğünce düzenlenen program, örnek projeleriyle öne çıkan din görevlilere plaket verilmesiyle sona erdi.


 

Editör: Mehmet Çalışkan