Şanlıurfa Müftülüğüne bağlı Kur’an kurslarında hafızlık eğitimlerini tamamlayan 40 erkek, 22 kız öğrenci olmak üzere 62 hafız için “İcazet Merasimi” düzenlendi.

Erkek öğrencilere yönelik düzenlenen icazet programı Mevlidi Halil Camii’nde, kız öğrencilere yönelik düzenlenen program ise Millî İrade Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.

"Bu meclis Kur’an meclisi, bu meclis cennet bahçesidir"

Programların açış ve selamlama konuşmasını yapan Şanlıurfa İl Müftüsü Mehmet Taştan, “Kur'an okunan yerin cennet bahçesi olduğunu” belirterek şöyle devam etti:

“Her birimiz şu anda çok güzel bir mecliste bulunuyoruz. Bu meclis Kur’an meclisi, bu meclis cennet bahçesidir. Peygamber Efendimiz hadis-i şeriflerinde, 'Sizden biriniz cennet bahçelerine uğradığında oranın meyvelerinden yesin ve istifade etsin.' buyurmuştur. 'Ya Resulallah, cennet bahçesi nerelerdir?' diye sorulduğunda, 'İlim, zikir ve Kur'an meclisleridir.' diye buyurdular. Şimdi, biz Kur'an meclisinde bulunuyoruz. Kur'an tilavetinin zirve yaptığı, hıfzedildiği, canlı Kur'anların birkaç yıl emekten sonra aileleri ve hocalarımızla birlikte uzun bir emeğin karşılığının alındığı bir töreni hep beraber icra ediyoruz.

"Onlardan sadece güneş, yıldız ve hilal gibi etraflarına ışık saçmalarını bekliyoruz"

Çok mutluyuz. Çünkü bizim evlatlarımız Kur'an'ın hamileri olacak, Kur'an'ı yaşayacak bunlar. Çok mutluyuz, çünkü biliyoruz ki bunlar örnek olacaklar. Sadece hafız ve hafize olmayacaklar,  aynı zamanda her biri ashab-ı kiramdan birisi gibi bir yıldız misali bulunduğu her yerde etrafını aydınlatacak, güzel örnek olacak. Bırakın onlardan yanlış bir şeyin sadır olmasını beklemek, biz onlardan sadece güneş, yıldız ve hilal gibi etraflarına ışık saçmalarını bekliyoruz.”

"Hafızlar bizim başımızın tacıdır"

Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanı Abdurrahman Akkuş ise Türkiye'de 70 bin öğrencinin hafız olmak için eğitim gördüğünü belirtti.

Akkuş şunları kaydetti:

“Ülkemiz genelinde yatılı Kur'an kurslarımızda yaklaşık 70 bin yavrumuz Kur'an'ı ezberlemek üzere milyonların uyuduğu seher vaktinde yataklarından kalkıyorlar, abdestlerini alıyor, Mushafları ile birlikte kıbleye dönüp sabahın seher vaktinde göz nurlarını Kur'an-ı Kerim'e akıtıyorlar. Hafızlık yapanlar, hafız hocaları veya hafızların anne ve babaları iyi bilirler; bu evlatlarımız onlarca kez Kur'an-ı Kerim'in üzerinde uykuya dalmışlardır. Bundan dolayı diyoruz ki hafızlar bizim başımızın tacıdır. Onları biz nasıl taltif etsek yine de takdir etmeye yetmez.”

Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.s.) Kur'an öğrenen ve öğrendikleri ile amel eden kimseleri misk-i ambere benzettiğini hatırlatan Abdurrahman Akkuş, sözlerini şöyle tamamladı:

“Efendimiz bir hadis-i şeriflerinde buyururlar ki, ‘Sizin içinizden her kim Kur'an-ı Kerim'i öğrenir, onu okur ve onunla amel ederse, o, içi misk-i amber dolu bir koku şişesi gibidir ki bulunduğu her yere güzel kokular saçar.’ Bizler Kur'an-ı Kerim’i böyle düşünüyoruz. Evlatlarımızın zihnine, gönüllerine Kur'an-ı Kerim'i doldururken oraya misk-i amber dolduruyoruz. Yarın bu kızlarımız anne, teyze ve anneanne olduğunda, onlar da hocalarının izinden gidip bir Kur'an kursunda, bir sınıfın önünde, hoca hanım oldukları vakit, etraflarına misk-i amber kokuları ve huzur saçacaklarına inanıyoruz.”

Konuşmaların ardından hafızlara belgeleri takdim edildi.

Şanlıurfa İl Müftülüğü hafızlara çeşitli hediyeler verdi.

Editör: Mehmet Çalışkan