Diyanet İşleri Başkanlığı Nahçıvan Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Zafer Koç, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Dini Kurumlarla İş Üzre Devlet Ajansı Başkanı Vügar Babayev ile özel bir röportaj gerçekleştirdi.

Nahçıvan'da yürütülen dini faaliyetler ve iki ülke arasında geliştirilen din hizmetlerini değerlendiren Devlet Ajansı Başkanı Vügar Babayev, iş birliğinin önemine dikkati çekerek Nahçıvan ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasındaki ilişkilerin bağımsızlığın ilk yıllarında başladığını kaydetti.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Dini Kurumlarla İş Üzre Devlet Ajansı Başkanı Vügar Babayev İle Özel Röportaj

Röporajı Gerçekleştiren: Diyanet İşleri Başkanlığı Nahçıvan Din Hizmetleri Ataşesi Dr. Zafer Koç

Öncelikle bize kardeş Nahçıvan'ın tarihi ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyetindeki tarihi ve dini abideler, mevcut dini kurumlar ve bunların faaliyetleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

- Nahçıvan, Ortadoğu'nun en eski medeniyet merkezlerinden biridir. İnsanlar burada 500-300 bin yıl (M.Ö. 5000-3000) önce de yaşıyordu. Azerbaycan Türkleri binlerce yıldır burada yaşamış ve büyük devlet geleneklerinin temellerini atmışlardır. Beş bin yıllık bir şehir kültürüne sahip olan Nahçıvan, tarihi olarak dünyanın dini merkezlerinden biri olmuştur. İslam öncesi dönemde burada yaşayan Azerbaycan Türkleri dini inançlar, gelenekler ve ahlaki değerler açısından tek tanrı inancına yakındı. Bu nedenle, yerel nüfus 653'te gönüllü olarak İslam dinini kabul etmiştir.

İslam, ilim, kültür, barış ve merhamet dinidir; manevi saflığa ve adalete çağrıdır. İslam eğitiminin, ilminin ve kültürünün, dünya medeniyetinin oluşumunda ve gelişiminde büyük rolü vardır. Bu nedenle, eski Nahçıvan'da da zengin tarihi-kültürel miras şekillenmiştir. Mömine Hatun, Gülistan, Karabağlar türbeleri, buzhane ve hamamlar, eski camiler bu topraklarda oluşturulan sayısız Türk-İslam kültürünün zamanımıza ulaşan nadir örnekleridir.

2003 yılında, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde, ilk kez Azerbaycan Cumhuriyeti Dini Kurumlarla İş Üzre Devlet Komitesi’nin Nahçıvan İdaresi kurulmuş, bu müessese, 2017 yılında Dini Kurumlarla İş Üzre Devlet Ajanslığı’na dönüştürülmüştür. Buna ek olarak, Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde ulusal ve dini gelenekleri korumak, dini aydınlanmayı güçlendirmek, dini anıt ve türbeleri korumak ve onları uygun şekilde kullanmak için 2016 yılında Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Gazisi  (Müftü) yanında Şura da kurulmuştur.

Bu devlet kurumları Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde dini meselelere ilişkin mevzuat hükümlerine uyulmasını ve ilgili kuruluşların faaliyetlerinin koordine edilmesini sağlamaktadır. Ayrıca, devlet-din ilişkilerinin düzenlenmesi, dini inançlar alanında aydınlanma, dini cemaatlerin devlet tarafından tescili ve din eğitimi ile ilgili konular bu kurumların faaliyet alanlarıdır.

Şunu belirtmek gerekir ki, İslam kültürünün asırlık başarılarını somutlaştıran Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde ulusal ve manevi değerlere saygı duyulmakta, dini değerler ve gelenekler korunmakta, anıtlar restore edilmektedir. Tüm bunları göz önünde bulundurarak İslam İşbirliği Teşkilatı’na üye devletlerin Kültür Bakanlarının Ekim 2009'da Bakü'de düzenlenen Altıncı Kültür Konferansı'nda Nahçıvan, 2018 yılı için İslam Dünyası Kültür Başkenti ilan edildi. Nahçıvan'ın İslam Dünyası Kültür Başkenti olarak seçilmesi ile ilgili karar tarihi bir olay idi. Azerbaycan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev’in de belirttiği gibi “Bu karar, medeniyetler arasındaki ilişkilere önemli katkılar sağlayan Azerbaycan'ın bu kadim toprağındaki zengin kültürel ve manevi mirasına verilen yüksek değerin tezahürüdür. Tarihi olarak Yakın ve Orta Doğu'nun büyük şehirlerinden biri olan Nahçıvan bütün büyük geçmişi boyunca İslam kültürünün yüzlerce yıllık başarılarının korunup yaşatılmasında eşsiz bir rol oynamıştır.”

Gördüğümüz kadarıyla Nahçıvan'da yapılan tüm dini etkinliklerin hepsini izliyor ve en önemli olanlara şahsen katılıyorsunuz. İnsanların bu etkinliklere ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Ahlaki değerleri yeniden tesis etmeden ve dini dayanışma oluşturmadan istikrarın sağlanamayacağı, zaman geçtikçe daha iyi anlaşılmaktadır. Eğer manevi değerler halkı birleştiriyorsa, dini değerler ülkeleri ve halkları birleştirir. Halkımızın Ümummilli Lideri Haydar Aliyev bu konuda şunları söylemiştir: "Dinin, halkın tüm manevi servetlerinden farkı, insanları dini bağlılıklarına bakılmaksızın her zaman dostluğa, dayanışmaya ve birliğe davet etmesidir."

Dini dayanışmayı yüksek kültürün bir göstergesi olarak değerlendiren Milli Lider Haydar Aliyev, Azerbaycan'da iktidarda bulunduğu her iki dönemde de manevi ve dini değerlere önem vermiştir. Bu tutum, toplumda dini dayanışmanın kurulmasına katkıda bulunmuştur. Faaliyetimizde bu hususa vurgu yapmamız, insanlarda manevi değerler konusunda daha bilinçli tutum oluşturmaya, dayanışmaya ve birliğe çağrı anlamı taşımaktadır.

Şunu belirtmek gerekir ki, şu anda Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti'nde ulusal ve manevi değerlerimiz korunuyor; dini bayramlar üst düzeyde kutlanıyor; mabetler, camiler onarılıyor veya restore ediliyor. Bütün bunlar kamuoyu tarafından memnuniyetle karşılanmaktadır. Bağımsızlık yıllarında Özerk Cumhuriyette 81 cami inşa edilmiş, 131 cami ve 25 türbe kurulmuş veya restore edilmiştir. Şu anda Nahçıvan şehrinde yeni bir cami külliyesinin inşası ve diğer dini abidelerin restorasyonu devam etmektedir. Özerk Cumhuriyette toplam 212 camide ibadet edilmektedir.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde dini eğitim-öğretim alanında devlet tarafından hangi çalışmalar yapılıyor?

- Bağımsızlık yıllarında Nahçıvan'da yüksek eğitimli kadroların hazırlanması yönünde ciddi adımlar atılmış, 2015 yılından itibaren Nahçıvan Üniversitesinde Din Bilimi bölümü açılarak faaliyete başlamıştır. Bu ihtisas sahasında yüksek düzeyde eğitim verilebilmesi için kurulan kütüphaneye dini yayımlar temin edilmiştir. 2020 yılından itibaren yüksek din eğitiminin hem lisans hem de lisansüstü düzeyde öğretimi planlanıyor ki, bu da İslami felsefe ve teolojinin bilimsel olarak incelenmesini içermektedir.

Nahçıvan'da dinin doğru bir şekilde tebliğine önem verilmekte ve bu alanda aydınlatma çalışmaları yapılmaktadır. Dini faaliyetlerde bulunan kişilerin bilgilerinin artırılması için kadınlar ve erkeklerden oluşan geliştirme kursları düzenlenmekte ve din görevlilerinin bilgilerini takviye edici çalışmalar yapılmaktadır.

Azerbaycan'ın bağımsızlığını yeniden kazanmasından bu yana 30 yıl geçti. Sovyetler Birliği dönemi ile günümüzdeki dini hayat ve dini kurumların durumunun karşılaştırmalı analizini yapsanız, neler söyleyebilirsiniz?

- 70 yıl ateizmin yayıldığı Sovyetler Birliğinde dini törenlerin yapılmasına ve dinin yayılmasına yasaklar konmuş, halkların milli ve manevi değerleri unutturulmaya çalışılmıştır. Ancak yasaklara rağmen halkımız milli-manevi değerlerini korumayı başarmıştır.

Tarihe bakarsak açıkça görebiliriz ki, devlet başkanları dini değerlere özen gösterdiğinde ve din hadimlerinin faaliyetleri için çok yönlü koşullar oluşturduğunda din, manevi bir değer olarak ortaya çıkmaktadır. Milli Liderimiz Haydar Aliyev, ülkemizde iktidarda olduğu dönemde dini ve manevi değerlerimizin korunmasına ve yaşatılmasına özen göstermiştir. Bugün Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev tarafından devam ettirilen bu politika hoşgörü ve dini dayanışmaya dayanmaktadır.

Azerbaycan'da kurulan devlet-din ilişkileri, dini ayrımcılığın ortadan kaldırılması Müslümanlara, Hristiyanlara ve Yahudilere özgürce ibadet etme koşulları oluşturulmuştur. Bugün Azerbaycan sadece ekonomik göstergeleri ile değil, aynı zamanda dini hoşgörü ve tolerans alanındaki başarıları ile dünyada tanınmakta ve örnek bir devlet olarak gösterilmektedir. Gerçek şu ki, devletimiz dini dayanışmaya sadece hukuki değil, manevi bir değer olarak yaklaşmakta ve ülkemiz uluslararası alanda dinler arası ilişkilere katkıda bulunmaktadır.

Kardeş ülkeler - Türkiye ve Azerbaycan arasında yakın ilişkilerin olduğu hepimizce malum. Türkiye'nin Nahçıvan ile ilişkilerinin mevcut durumu ve iş birliğinin daha da güçlendirilmesi hakkındaki görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

- Azerbaycan-Türkiye ilişkilerinin temeli, Milli Liderimiz Haydar Aliyev`in Nahçıvan Özerk Cumhuriyetine liderlik yaptığı dönemde atılmıştır. 1990'lı yılların başında Sovyetler Birliğinin çökmesi Nahçıvan'da ekonomik gerilemeye ve sosyal krize yol açtı. Tarihinin en zor döneminde Haydar Aliyev'in Nahçıvan'a gelerek Özerk Cumhuriyete başkanlık etmesi kadim diyarımızı zor siyasi-ekonomik durumdan ve işgalden kurtardı. Ümummilli Liderin otoritesi ve siyasi mahareti 70 yıl aradan sonra Türkiye ile karşılıklı ilişkilerin kurulmasına ve Türkiye-Azerbaycan birliğinin yeniden yapılandırılmasına hizmet etti. 29 Ekim 1991'de Nahçıvan ve Türkiye arasındaki geçici köprünün, daha sonra 28 Mayıs 1992'de Sederek-Dilucu köprüsünün açılması, halklarımız arasındaki ilişkileri bir millet iki devlet seviyesine yükseltti; geçtiğimiz dönemde Sayın Cumhurbaşkanlarımızın iradesine uygun olarak stratejik ortaklık daha da güçlenmiştir.

Bugün Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ülkelerimiz arasındaki ilişkilerin gelişmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Türkiye'nin yakın bölgeleri arasında ekonomi-ticaret, eğitim, sağlık, turizm, kültür, ulaştırma ve savunma alanlarındaki ilişkiler başarılı bir şekilde gelişmektedir. Nahçıvan'dan İstanbul’a uçak seferleri yapılmaktadır; ayrıca Türkiye'nin çeşitli şehirlerine otobüs seferleri mevcuttur. Ağustos 2019'dan bu yana, Türkiye ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında doğrudan bir hava koridoru açılmıştır. Kars-Iğdır-Nahçıvan demiryolu projesinin gerçekleştirilmesi, aynı zamanda Sederek gümrük-sınır kontrol noktası için yeni bir gümrük kompleksinin inşası ilişkilerimizi daha da güçlendirecektir.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde Türkiye’den gelen yatırımcılar da faaliyet göstermektedir. Özerk Cumhuriyetin yükseköğretim kurumlarında yüzlerce Türk vatandaşı çeşitli uzmanlık dallarında eğitim almaktadır. Türk Hükümeti tarafından 2017'de kabul edilen bir kararla Nahçıvan Özerk Cumhuriyetinde üretilen ürünlerin Türkiye'ye imtiyazlı olarak ihraç edilmesi imkânı sağlanması ikili ilişkileri daha da güçlendirmiştir.

Bugün Azerbaycan'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile Türkiye arasındaki askeri işbirliğinin üst düzeyde olması memnuniyet vericidir. Azerbaycan Cumhuriyeti ile Türkiye Cumhuriyeti arasında imzalanan askeri işbirliği anlaşması çerçevesinde, Nahçıvan’da iki ülkenin Silahlı Kuvvetlerinin katılımıyla "Sarsılmaz Kardeşlik - 2019" ortak taktik tatbikatı yapılmıştır.

Türkiye Cumhuriyeti başbakanları ve cumhurbaşkanlarının Nahçıvan’ı ziyaretleri ve birkaç ay önce Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın Peygamberimizin doğum günündeki etkinliğe katılmak için Nahçıvan'ı ziyareti, iki ülke arasındaki ilişkilerin gelişmesine ne gibi katkılar sağladı?

- Zaman gösteriyor ki, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinde ve Türk dünyasının dayanışmasında Nahcivan'ın özel bir yeri vardır. 2008 ve 2017 yıllarında Türkiye Başbakanlarının Nahçıvan'ı ziyaretleri, 2009 yılında Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nın Türk Dili Konuşan Ülkelerin Devlet Başkanlarının Dokuzuncu Zirvesi’ne katılmak için Nahçıvan'a gelmesi kardeş ülkenin bu kadim topraklara verdiği öneminin bir ifadesidir.

2019 yılında Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Nahçıvan'a yaptığı ziyaret verimli geçmiş, karşılıklı işbirliğinin gelişmesine yeni imkânlar sağlamıştır. Türkiye Diyanet İşleri Başkanı ile yapılan görüşmede, Nahçıvan'da devlet ve din ilişkilerinden, bölgede İslam'ın hoşgörü geleneklerinin yaşatılmasından ve ahlaki değerlerin korunmasından bahsedilmiştir. İslami ilimler ve kamu hizmeti konularında geniş deneyime sahip olan Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Nahçıvan Özerk Cumhuriyetini ziyareti sırasında, Nahçıvan'ın Nuh Peygamberle olan bağlantısının büyük önem taşıdığını ve bu kadim topraklarda İslami değerlerin korunmasının takdire şayan olduğunu belirtmiştir. Diyanet İşleri Başkanı ile yapılan görüşmede mutabık kalındığı üzere Diyanet Televizyonu Özerk Cumhuriyette yayın yapmaya başlamıştır.

Türkiye ve Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında dini alanda yakın iş birliğinin daha da güçlendirilmesi ile ilgili düşüncelerinizi öğrenebilir miyiz?

- Küreselleşmenin hızlandığı modern dünyada karmaşık etno-politik süreçlerde dinin yeri ve rolü, uluslararası ilişkilerde ve kamusal yaşamda din faktörü, insanlığın geleceği için kültürler arası ilişkiler gibi küresel konuların tartışılması hususi bir önem taşımaktadır. Zengin bir kültürel ve manevi mirasa, asırlara uzanan hoşgörü geleneğine, devlet-din ilişkilerinin örnek bir modeline sahip olan ve farklı medeniyetlerin kavşağında yer alan Nahçıvan'ın dini ve kültürel etkinliklere ev sahipliği yapması tesadüf değildir.

Nahçıvan ile Türkiye Diyanet İşleri Başkanlığı arasında dini alandaki ilişkiler daha bağımsızlığımızın ilk yıllarında kurulmaya başlamış, 1999 yılında Başkanlığın desteğiyle Nahçıvan şehrinde Kazım Karabekir Paşa Camii hizmete açılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Diyanet İşleri Başkanlığı ve Dini Kurumlarla İş Üzere Devlet Ajansı’nın ortaklaşa yapabileceği faaliyette, din ve eğitim alanlarında akademik düzeyde ortak yayınların hazırlanması, konferanslar yapılması, tecrübe paylaşımı ve karşılıklı iş birliğini kapsayabilir.

Editör: Mehmet Çalışkan