Başkan Yardımcısı Muslu’ya Nevşehir programında Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Üyesi Kurra Hafız Fatih Okumuş da eşlik etti.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu’ dan Vali Aktaş’a ziyaret

Başkan Yardımcısı Muslu Nevşehir programına Nevşehir Valisi İlhami Aktaş’ı ziyareti ile başladı.

Vali Aktaş, günün anısına Başkan Yardımcısı Muslu’ya Kapadokya yöresine ait el sanatlarından çini işlemeli tabak takdim etti. Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Muslu ise Vali Aktaş’a Diyanet yayınlarından kitap seti hediye etti.

Başkan Yardımcısı Muslu Nevşehir’de din görevlileriyle buluştu

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ramazan Muslu daha sonra Nevşehir İl Müftülüğünce Düzenlenen “Din Hizmetine Adanmış Ömürler” konulu konferansa katıldı.

Recep Tayyip Erdoğan Anadolu İmam Hatip Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen programda Nevşehir’de görev yapan din görevlileri ile bir araya gelen Başkan Yardımcısı Muslu, “Din Hizmetine Adanmış Ömürler” konulu bir konferans verdi.
Programa Nevşehir Valisi İlhami Aktaş, Belediye Başkan Yardımcısı Yusuf Kaya, İl Müftüsü Yakup Öztürk, kamu kurumları yönetici ve personeli, il müftü yardımcıları, ilçe müftüleri ve din görevlileri katıldı.

Program Kurra Hafız Fatih Okumuş’un Kur'an-ı Kerim tilavetiyle başladı.

Ardından Başkan Yardımcısı Ramazan Muslu'nun konferansı başladı.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın selamını ileterek sözlerine başlayan Ramazan Muslu, “Toplum içinde dinin anlatılmasında, yaşanmasında, yaşatılmasında seçkin bir topluluğuz. Her müslümanın İslam’ı yaşayarak çevresine örnek olma sorumluluğu vardır.

Öncelikle bizler Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları ve çalışanları olarak, yaşantımızla çevremize ve insanlara güzel örnek olmalıyız. Dolayısıyla görev çok şerefli, şerefi olduğu kadar da omuzlarımıza sorumluluk ve yükümlülük getiren bir görev.” dedi. 

Prof. Dr. Ramazan Muslu, sorumluluk ve yükümlülük bilinci ile ömrünü İslam dinine adamış din gönüllüsü önemli şahsiyetlerden olan Hacıveyiszâde Mustafa Efendi, Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı, Reisülkurra Gönenli Mehmet Efendi, Mahmut Mazhar Bayram, Kurra Hafız Mehmet Sarıcaoğlu, Reisülkurra Abdurrahman Gürses, Vaiz Rıza Çöllüoğlu ve Kurra Hafız Kadir Temel’lin hayatlarından kısa örnekler vererek din görevlilerinin bu şahsiyetleri örnek almaları gerektiğini ifade etti.

Muslu, Hacı Veyiszade Mustafa Efendi’nin dini ilimlerin yanında müspet ilimlere de sahip olduğunu, hayatında nafile ibadetlere ve selama ayrı bir önem verdiğini belirtti. "Onun ötesinde çocuklarla selamlaşır, imam hatip lisesinde okuyan öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılardı." ifadelerini kullanan Prof. Dr. Muslu,  Hacı Veyiszade Mustafa Efendi’nin 'Bir talebe yetiştirmek için bin münafığın kahrını çekerim.' sözünü naklederek “Din hizmetinde istihdam edilen bizlere bu konuda ışık tutmalıdır.” dedi. 
Muslu, Abdurrahman Şeref Güzelyazıcı’nın hayatını anlatırken bir Peygamber aşığı olduğunu ve her işe başlarken hamdele ve salvele ile başladığını aktardı ve ölümünden bir gün önce kaleme aldığını belirttiği şu şiirini salondakilerle paylaştı:

NEREYE?

Nereden kaynıyor hayat ırmağı?
Bu durmaz karanlık akış nereye?
Annem mi, açılan mezar kucağı?
Ebedî geceden bakış nereye?

Meçhul bir yolcuyum bu son akşamda,
Ümit nurum söndü siyah bir camda.
Evim, çocuklarım, gözüm arkamda;
Ahbaplar! Bu itiş, kakış nereye?

Muslu konuşmalarının devamında ise Gönenli Mehmet Efendi’nin hayatından şu sözlerle bahsetti:

“Ömrünü öyle din hizmetine adamıştı ki haftada 30 vaaz yapar, vaazlarına Kur’an’la başlar, ilahilerle devam eder ve ondan sonra sohbete başlardı. Halkın o kadar güvenini kazanmıştı ki herkes hayır parasını ona verir, o da fakir fukaraya ulaştırır ve o günkü şartlarda en az 500 öğrenciyi halkın verdiği yardımlarla okutur ve hafız yetiştirmekten büyük bir mutluluk duyardı.”


Gönenli Mehmet Efendi’nin 'Dünyada hiç Kur’an kalmasa eksiksiz yeniden yazabilirim.' dediğini aktaran Muslu, ona ithafen yazılan şu şiirle sözlerini tamamladı:

Rızâ-i bârîden çıkarak yola; 
Kur’an’a bir ömür, verdin Gönenli.
“Allah” diyen, zengin fakir her kula; 
Gönlünü post edip, serdin Gönenli…

Kendini yıllarca, yollara vurdun; 
Beytullah hasreti, dinmedi sende.
Kalbinden Kâbe’ye bir köprü kurdun; 
O nur bir an bile sönmedi sende…

Hidayet sebebi, oldun sellere; 
Yüzbinlerce insan, feyzine daldı.
Gör ki bir damlaya hasret çöllere; 
Ektiğin fidanlar, şimdi kök saldı…

Üstüne doğmazdı, güneş seherde; 
Nefsine hükmettin, gafletten yana.
Ne bahtiyarsın ki Rûz-ı mahşerde; 
Cami kubbeleri, şahittir sana…

Sordum, seni bilen nice dillere; 
“Cenab-ı Hakk dostu, eren” dediler,
“Dul, yetim, genç, yaşlı, nice ellere,
“Hakk’tan aldığını veren” dediler…

Cennet bahçeleri, kabrine indi; 
Takva güllerini, derdin Gönenli.
Allah’a kavuşmak, tek emelindi; 
Sonunda murada erdin Gönenli…

Program, Nevşehir’de cami ve Kur’an kursu yaptıran hayırsever ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası dolayısıyla yapılan çeşitli yarışmalarda dereceye giren din görevlilerine plaket takdimiyle sona erdi.


 

Editör: Mehmet Çalışkan