Kültürümüzde nasihatin önemi malumdur. Bu yüzden günümüzde ve tarihte nasihat etme konumunda olan ulema, meşayih ve bazı şahıslar yanına gelenlere yaptıkları nasihatle birlikte bizlere kadar ulaşan kitaplarda yazmışlar. Bu kitaplardan bir kısmı edebi, bir kısmı siyasi, bir kısmı da ilmîdir. Oldukça çok olan bu kitaplardan bir kaçı şunlardır.

  1. Siyâsetnâme; Nizâmülmülk
  2. Mantıku’t-tayr; Ferîdüddin Attâr’ın
  3. Risâletü’n-Nushiyye; Yunus Emre
  4. Nasihatname; Muhyiddin el-Arabî
  5. Nasihat-Nâme-i Sıdkî
  6. Fesüphanallah! -Nasihatname 1-2- Alev Alatlı
  7. Tenbihül Gafilin - Gafillere Nasihatler; Ebu'l-Leys Semerkandî
  8. Mülkün Sultanlarına -Nasihatü'l-Mülûk- İmam Gazali

Malum bu günlerde koronavirüs münasebetiyle yetkililerin aldığı kararlar çerçevesinde evdeyiz. İnsan gün ve hatta günler boyu evde olunca; ailece yapılan muhabbetin yanı sıra okuyamadığı kitaplarını, yazamadığı yazılarını, izleyemediği filmleri izleme imkânı buluyor. Bu çerçeveden olmak üzere Ankara’daki kütüphanemi gözden geçirirken HECE Yayınlarından çıkan, Lale Devri Defterdarlarından Sarı Mehmet Paşa’nın yazdığı “Devlet Adamlarına Nasihatler”-Nasâyihü’l-Vüzera- kitabını tekrar okudum.

Kitabı İçindeki bazı nasihatleri sizlerle paylaşmak istedim.

  • Bir insanın susmayıp yerinde hakkı söylemesi, günde bin akçe sadaka vermesinden daha hayırlıdır.
  • Çok latife eden kimsenin ırzı ve vakarı gider; nüktelerle her sırrı açılır, bütün ar’ı ve ayıbı ortaya dökülüp gider.
  • Yönetici olmazsa mülk kalıcı değildir.
  • Yöneticiye de mal lazımdır.
  • Mal tahsili halktan olur;
  • Bağ, bostan ziyaretten olur.
  • Adalet olmazsa halk durmaz,
  • Adaletsiz çadır kurulmaz.
  • Âlemin nizamının aslı adalettir,
  • Adaletsiz saltanat (devlet) sağlam olmaz.
  • Mülke zelzele gaflettendir, hukukun hükümlerini terk etmektendir. Bahçıvan gözünü açmazsa herkes onun bağına el uzatır.
  • Zulme meyletmeyip adaleti öne alan yönetici iki cihan saadetine ulaşır. Mahşer gününde izzet sahibi Allah’ın nezdinde insanların en sevimlisi, âdil yöneticidir.
  • Geceleyin çok uyumayınız. Sahibini kıyamet günü fakir düşürür.
  • Güzel söz sadakadır.
  • Mızrak yarası iyileşir, lakin dil yarası iyileşmez.
  • Kimseye sertlikle cevap verme,
  • Lütufla izzetle hitap et!
  • Cefa ve sitem işini terk et,
  • Kötü sözlü gönül kırıcı olma, cömert ol!
  • Ey can!
  • Ne edersen et; hatır kırıcı, keskin sözlü olma.
  • Dostlarına yâr ol yük olma, kötü ahlak ile gönüllere eziyet etme,
  • Suç işleyerek kimsenin canını sıkma, hatır yıkmaya değil, yapmaya gayret et!
  • Hatır kırmak günahın en büyüğüdür. Bütün isyanların en büyüğüdür, gönülleri tamir etmekte acele et, arş-ı ilahiyi harap etme!
  • Bir kimse düşmana karşı fırsat bulsa, gücü yettiğinde onu affeylese, Hüdâ onun bunaltısını giderir, daha başka günahlarını da affeder.
  • …Ey! Ziynetten dolayı böbürlenen! Şöhretin afet olduğundan sakın gafil olma!
  • Allah rüşvet verene de alana da lanet etti, zulmün çoğu rüşvettendir. ‘Rüşveti alan ve verenin canına Allah lanet etti’
  • O mala lanet olsun ki, karşılığında hukuku satasın!
  • Mevla’nın hükmünü yabana atasın!
  • Rüşvet için hakkı iptal edesin!
  • Kendi çarkını döndürmek için dinini mal karşılığı satasın!
  • Elinden geldiği kadar sadaka ver ki, sadaka veren, belayı def eder.
  • Bela vaktinde onu kendine sığınak yap,
  • Kahir olan Allah’ın gazabını sadaka giderir.
  • Kimseye düşmanlık ve buğz etme.
  • Toplum düzenini bozmayı adet etme.
  • Öfke hiddet ve kin gösterme.
  • Kimseye kaşını çatma.
  • Ahlak olmayan suret güzelliği, cansız şekle benzer. Ahlaksız mümin dini dürüst olmaz. Çünkü ahlak güzelliği dinin yarısıdır.
  • Haset sahibi gamlıdır.
  • Haset sahibi daima söz ve davranışlarıyla amel tarlasına ateş bırakır.
  • Bin rekât namaz kılmadansa, gıybetin bir sözünü terk etmek, Allah katında daha sevgilidir. Onun için boş yere zahmet çekme, sen gıybeti terk etmeye bak.