Âmir b. Şerâhîl anlatıyor: Abdullah b. Amr b. Âs'ın (r.a.) yanında insanların olduğu esnada bir adam geldi ve onun yanında oturdu. Abdullah'a "Bana Resulullah'tan duyduğun bir şeyi anlat." dedi. Abdullah da şöyle buyurdu: Resulullah'ın (s.a.s.) şöyle buyurduğunu işittim: "Müslüman, elinden ve dilinden müslümanların selâmette olduğu (zarar görmediği) kimsedir. Muhacir ise Allah'ın yasaklarını terk eden kişidir." (Ebu Davud, "Cihâd", 4)

Resul-i Ekrem Efendimizden bize gelen her Hadis, hayatımıza yön vermekte ve İslam'ın hakikatlerini bize öğretmektedir. Zira Hadis, maddi ve manevi hayatımızın madeni ve hakikatlerin ilham edicisidir. Dolayısıyla bir müslümanın Kur'an'dan sonra başvuracağı ilk kaynak, Resul-i Ekrem'in sünneti ve hadistir.

Başta zikrettiğimiz Hadiste de iki şey tarif edilmekte. Müslüman ve Muhacir...

Bir kimse "Müslüman kimdir?" diye bir soru soracak olsa ona verilebilecek en kısa ve öz cevap, Resul-i Ekrem'in buyurduğu gibi "Müslüman, elinden ve dilinden Müslümanların selâmette olduğu (zarar görmediği) kimsedir.

Evet, Müslüman, evde, işte, sokakta, çarşıda elinden ve dilinden emin olunandır.

Müslüman, kardeşine karşı her haliyle samimi olandır.

Müslüman, kardeşinin ölü olarak etini yemek kadar çirkin olan gıybetten dilini koruyan ve kardeşinin, gıyabında gıybet edilmesine engel olandır.

Müslüman, dilini yalandan, iftiradan, yalancı şahitlikten koruyandır.

Müslüman, kardeşiyle alay etmekten, diliyle onu incitmekten, koruyandır.

Müslüman, ticaretinde eli ve diliyle emin olup Ahirette Peygambere (s.a.s.) komşu olmayı gaye edinendir.

Müslüman, her nerede olursa olsun her haliyle samimi olandır, hal ve hareketlerini hakkı memnun etme üzere icra edendir.

Aslında Müslüman, en kısa ve öz ifadeyle ahlakı, Kur'an olandır, Kur'anî ahlaka sahip olandır.

Peki, "muhacir kimdir?" Diye sual edilecek olsa elbette yine en güzel cevabı Resul-i Ekrem Efendimiz'in verdiğini görüyoruz.

Evet, Muhacir, Allah'ın yasaklarını terk eden kimsedir.

Muhacir, Ashâb-ı Kiram gibi ebedi hayatın imarı için yeni yurtlar edinendir.

Muhacir, Allah'ın yasaklarından hicret edendir. Dolayısıyla Allah'ın emirleri çerçevesinde hayatını idame edendir.

Muhacir, Hz. Âdem gibi yaptığı kusurun affı için Hakka el açıp, iltica edendir.

Muhacir, Hz. Nuh gibi dokuzyüzelli yıl kavminin alaylı sözlerine sabredip Hakkın tecellisini bekleyendir.

Muhacir, Hz. İbrahim gibi kavminin kendisini ateşte yakma teşebbüsünün ardından, “Doğrusu ben rabbimin emrettiği yere hicret ediyorum” (el-Ankebût 29/26) deyip yaşadığı çağın yaktığı tüm ateşlerden elini, eteğini koruyandır.

Muhacir, Hz. İsmail gibi Rabbinden gelen emre itaat edip, isyan etmeyi aklından geçirmeden bıçağın altına yatandır.

Muhacir, Hz. Lût gibi yeryüzündeki en çirkin günahı işleyen kavmin arasında dahi vazifesini ifa etmekten geri durmayıp, hakka olan davetinde ümitle çalışıp, melekleri yuvasında misafir edendir.

Muhacir, Hz. Eyyûb gibi bollukta da darlıkta da Allah'ı anmayı terk etmeyip, hata ve kusurların duygularına zarar vermemesi için her an Allah'ı anma gayretinde olandır. Yine Hz. Eyyûb gibi sıkıntılara karşı Allah'ı insanlara şikâyet etmeyip, sıkıntılarını Allah'a şikâyet edendir.

Muhacir, bütün Peygamberler gibi kavmini hakka davet edip, bu davetine karşı ecrini ve mükâfatını Allah'tan bekleyendir.

Muhacir, tıpkı Efendimiz (s.a.s) gibi yaşadığı bütün sıkıntılara rağmen kavmini hakka çağırmaktan geri durmayandır.

Muhacir, hak ile batılın savaşında hakka taraftar olup hakkı üstün tutmak için çalışandır.

Muhacir, küresel sistemin yaktığı ateşlere odun olmayıp hakka gönül verip, Hak yolunda mücahade edendir.

Muhacir, yaşadığı toplumda kendisine yüklenen vazifeyi en iyi şekilde icra edendir.

Muhacir, yuvasında ailesini koruma adına bütün gayretiyle çalışıp ailesini, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyandır.

Muhacir, kendisinden başlamak üzere toplumun ıslahı için gayretle mücadele edendir.

Muhacir, yaptığı güzel amelleri kötü amellerle iptal etmeme adına, ahirette müflis olmama adına gayretle mücadele edendir.

Muhacir, aslında Kur'an ve sünnet çerçevesinde bir hayat yaşayandır.

Selam ve Dua ile...