Seksenli yılların sonunda memleketim Erzincan’ın Kemah İlçesi Gülabibey Camiinde İmam-Hatip olarak vazife yapan, hafız, medrese usulü eğitimini ve İmam-Hatip Lisesini tamamlamış, idealist, sıradışı bir imamı vardı. İmam-Hatip Lisesi Müdürümüz Celal İLTER; “Bu hocanın yanında dolaşmak bile eğitimdir” diye bizi, Hocamızdan istifade etmeye teşvik etmişti. Ben hem yapabildiğim kadar yanında bulunmaya gayret ettim; hem de bir müddet âlet kitapları okudum. Her iki hocama da Rabbimden hayırlı ömür, sıhhat, afiyet ve hayırlı akıbet niyaz ediyorum.

Hocamız Gülabibey Caminin şadırvanında abdest alırken, kendisi de imam olan ağabeyim Şeref Hoca; “ Hocam akşam haberleri izlediniz mi? diye sordu. Hoca; “İzlemedim, ne vardı ki” cevabını verince ağabeyim; “Belçikalı bir adam gösterdiler, farklı şiveleriyle birlikte tam 37 dil biliyormuş” dedi. Hocam; “Müslüman mıymış?” diye bir soru daha sordu. “Hayır “ cevabını alınca da “Yazık, hiçbirşey bilmiyormuş” dedi.

“Yazık, hiçbir şey bilmiyormuş” Bu cümle bir kitabın, hatta kitapların anlatamayacağını anlatıyor aslında. Maddeci, menfaati ve dünyayı esas alan hayat anlayışı bizi de etkiliyor farkında mısınız? Kendisinde hiçbir iman alameti olmayan kişinin başarısını takdir etmek; bizatihi haram içeren bir eylemi, davranışı beğenmek aşınmanın, bozulmanın boyutları hakkında bir fikir verebilir.

Rabbimiz; iman etmeyenlerin iyi işlerini çöldeki seraba benzetir. (Nur 39) İndirdiğini beğenmeyenlerin amellerinin boşa çıkartıldığını (Muhammed 8-9) belirtir; en çok zarara uğrayanların iyi iş yaptıklarını zannettikleri halde çabaları boşa giden kimseler olduğunu ( Kehf, 103-105) ifade buyurur.

Alemlerin Rabbi katında insana değer katan imandır; salih ameldir; güzel ahlaktır, takvadır. Bizim “Nurlar / ışıklar içinde uyusun” dememizle kabri aydınlanmaz insanın. “Ayetlerimizi inkar edenler karanlıklar içindeki sağır ve dilsizlerdir” (En’am 39) buyurur Mevla.

Ölçümüz kitabın ölçüsü olacak. Bizim beğenilerimiz değil Rabbimizin beğenisi esas olacak.

Alemleri bilse, dünyayı imar etse, gezegenlere ulaşacak vasıtalar yapsa insan; alemleri Yaratanı tanımadıkça, cennete ulaştıran vasıtaları bulmadıkça kıymetinin olmadığını bilecek. Kendisini Rabbinin katında kıymetli yapan değerlere ihtimam göstererek yaşamayı hayat tarzı haline getirecek. Yoksa… Yoksası… akla bile getirilmemelidir.